Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy; prepolisin, arıların çeşitli bitki ve ağaç kabuklarını çiğneyerek oluşturdukları macuna bazı enzimlerini eklemesiyle oluştuğunu ve yaraların tedavisinde ve ağız enfeksiyonunda bir antiseptik olarak da kullanıldığını söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 23.11.2015 09:44
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2015 09:44
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Çok eski çağlarda keşfedilerek, doğal bir antibiyotik olarak kullanılan propolisin mikroorganizmalara karşı olan etkisi temel karakteri olduğunu, ilaç özellikleri nedeniyle eski çağlardan beri insanlar tarafından kullanıldığını belirten Aksuvital Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy, "Propolis Yunanca bir kelime olup 'pro' 'savunma' anlamına ve 'polis' 'şehir' anlamına gelmektedir ve arıların çeşitli bitki ve ağaç kabuklarını çiğneyerek oluşturdukları macuna bazı enzimlerini eklemesiyle oluşur" dedi.
Propolisin, yaraların tedavisinde ve ağız enfeksiyonunda bir antiseptik olarak da kullanıldığını açıklayan Gülsoy, ürünün 17'inci yüzyılda Londra'da resmi ilaç olarak listelendiğini ve aynı yıllarda antibakteriyel aktivitelerinden dolayı Avrupa'da önem kazandığını kaydetti.
Günümüzde gelişen ilaç sektörü ile beraber insanlar hastalıkları için propolis yerine zamanla antibiyotiklere başvurma alışkanlığı kazandığını ve bağışıklık sistemlerinin de bu antibiyotiklere bağımlı hale geldiğini bildiren Sevil Gülsoy, "Sağlık bakanlığının gerçekleştirdiği araştırmaya göre Türkiye antibiyotik kullanımı 40 Avrupa ülkesi arasında birinci sırada. Türkiye'de kullanım alışkanlığı haline gelmiş olan antibiyotiklerin yoğun kullanımı sonucunda bakterilerin bağışıklık kazanarak daha güçlü hale geldiği ve bir süre sonra en küçük rahatsızlıklarla bile vücudumuzun savaşamayacak hale geleceği öngörülüyor" ifadelerini kullandı.
Aksuvital Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye gündeminde 'Antibiyotik Kıyameti' olarak duyulan ve dünyaca bir çok uzmanın açıklamış olduğu ortak görüş şu şekilde; Son çare olarak başvurulan güçlü antibiyotiklerden Colistin'e direnç gösteren bakteriler sonucunda sık görülen enfeksiyonlar can alırken, antibiyotiklere bağlı ameliyat ve kanser tedavileri tehdit altına girebileceği öngörülüyor. Oysa 1950'lerden sonra, gelişen teknoloji yardımıyla, bilim adamları propolisin önemli bileşiklerini izole etmeye başlamışlar ve insanlığa birçok yarar sağladığını saptamışlardır. Doğal antibiyotik olarak kullanılan ve bağışıklık sistemini de güçlendirici desteği olan propolis; yüzde 50 reçine, yüzde 30 mum, yüzde 5 polen, yüzde 5, mineralden, yüzde 10 yağ asitlerinden oluşmuştur. Aslında propolisi değerli kılan bu yüzde 10'luk yağ asidi içeren kısımdır. Bu kısımda yağ asitleri ve vücudumuzun üretemediği dışarıdan almak zorunda olduğumuz esansiyel yağlar mevcuttur. Propolis örneklerinde bitkisel kaynağa bağlı olarak 150-200 bileşik veya kimyasal madde saptanmıştır".
Propolisin rolünün aslında arıları hastalıklara karşı korumak olduğunu belirten Gülsoy, "Kovan sıcak ve nemli olduğu için mikroorganizmaların üremesine uygun bir ortam sağlar. Arılar da kovanların özellikle iç kısmını propolisle kaplayarak bakteri ve fungustan korunurken, genç arıları da hastalıklardan korumuş olur. Dışarıdan gelen taşıyamayacağı büyüklükteki zararlıları da propolisle kaplayarak hem kokusunu engellemiş hem de mikroorganizmaların üremesini engeller. Ayrıca dışarıdan gelen arılar da propolisle fırçalanarak kovana alınır. Böylece enfeksiyonun girişi engellenerek steril bir ortam sağlanır" diye konuştu.
Çeşitli medyatörler üzerinde denenen propolisin kimisinin üzerinde baskılayıcı kimisinin üzerinde uyarıcı etkisiyle bağışıklığı düzenlediğini belirten Sevil Gülsoy, "Antibiyotiklerin etkisini giderek kaybettiği günümüzde mikroorganizmaların savunma kalkanını kırarak hücre içine girmesini sağlamaktadır. Antibiyotik olmadığı halde yüksek antibiyotik özellikler gösteren propolis son yıllarda özellikle kanser tedavilerine olumlu etkileriyle biliniyor. Bu yüzden bir çok üniversitede araştırma konusu olmuştur. Kanser tedavisinde, kemoterapi ve radyoterapide meydana gelebilecek organ hasarını engellemeye yardımcı olur" ifadelerini kullandı.
Yapılan araştırmalar sonucunda propolisin kullanım alanlarını da arttırdığını belirten Gülsoy, Aksuvital bünyesinde ve birçok kanalda çeşitli sıvı ,hap saf olarak bulunabilinen propolisin, kozmetik ürünlerinde, mobilya sanayinde ve diş temizleme iplerinde, bozulmayı önlemek amacıyla gıda sanayinde kullanıldığını söyledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Arılardan resmen antibiyotik geliyor
Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy; prepolisin, arıların çeşitli bitki ve ağaç kabuklarını çiğneyerek oluşturdukları macuna bazı enzimlerini eklemesiyle oluştuğunu ve yaraların tedavisinde ve ağız enfeksiyonunda bir antiseptik olarak da kullanıldığını söyledi.
Çok eski çağlarda keşfedilerek, doğal bir antibiyotik olarak kullanılan propolisin mikroorganizmalara karşı olan etkisi temel karakteri olduğunu, ilaç özellikleri nedeniyle eski çağlardan beri insanlar tarafından kullanıldığını belirten Aksuvital Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy, "Propolis Yunanca bir kelime olup 'pro' 'savunma' anlamına ve 'polis' 'şehir' anlamına gelmektedir ve arıların çeşitli bitki ve ağaç kabuklarını çiğneyerek oluşturdukları macuna bazı enzimlerini eklemesiyle oluşur" dedi.
Propolisin, yaraların tedavisinde ve ağız enfeksiyonunda bir antiseptik olarak da kullanıldığını açıklayan Gülsoy, ürünün 17'inci yüzyılda Londra'da resmi ilaç olarak listelendiğini ve aynı yıllarda antibakteriyel aktivitelerinden dolayı Avrupa'da önem kazandığını kaydetti.
Günümüzde gelişen ilaç sektörü ile beraber insanlar hastalıkları için propolis yerine zamanla antibiyotiklere başvurma alışkanlığı kazandığını ve bağışıklık sistemlerinin de bu antibiyotiklere bağımlı hale geldiğini bildiren Sevil Gülsoy, "Sağlık bakanlığının gerçekleştirdiği araştırmaya göre Türkiye antibiyotik kullanımı 40 Avrupa ülkesi arasında birinci sırada. Türkiye'de kullanım alışkanlığı haline gelmiş olan antibiyotiklerin yoğun kullanımı sonucunda bakterilerin bağışıklık kazanarak daha güçlü hale geldiği ve bir süre sonra en küçük rahatsızlıklarla bile vücudumuzun savaşamayacak hale geleceği öngörülüyor" ifadelerini kullandı.
Aksuvital Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye gündeminde 'Antibiyotik Kıyameti' olarak duyulan ve dünyaca bir çok uzmanın açıklamış olduğu ortak görüş şu şekilde; Son çare olarak başvurulan güçlü antibiyotiklerden Colistin'e direnç gösteren bakteriler sonucunda sık görülen enfeksiyonlar can alırken, antibiyotiklere bağlı ameliyat ve kanser tedavileri tehdit altına girebileceği öngörülüyor. Oysa 1950'lerden sonra, gelişen teknoloji yardımıyla, bilim adamları propolisin önemli bileşiklerini izole etmeye başlamışlar ve insanlığa birçok yarar sağladığını saptamışlardır. Doğal antibiyotik olarak kullanılan ve bağışıklık sistemini de güçlendirici desteği olan propolis; yüzde 50 reçine, yüzde 30 mum, yüzde 5 polen, yüzde 5, mineralden, yüzde 10 yağ asitlerinden oluşmuştur. Aslında propolisi değerli kılan bu yüzde 10'luk yağ asidi içeren kısımdır. Bu kısımda yağ asitleri ve vücudumuzun üretemediği dışarıdan almak zorunda olduğumuz esansiyel yağlar mevcuttur. Propolis örneklerinde bitkisel kaynağa bağlı olarak 150-200 bileşik veya kimyasal madde saptanmıştır".
Propolisin rolünün aslında arıları hastalıklara karşı korumak olduğunu belirten Gülsoy, "Kovan sıcak ve nemli olduğu için mikroorganizmaların üremesine uygun bir ortam sağlar. Arılar da kovanların özellikle iç kısmını propolisle kaplayarak bakteri ve fungustan korunurken, genç arıları da hastalıklardan korumuş olur. Dışarıdan gelen taşıyamayacağı büyüklükteki zararlıları da propolisle kaplayarak hem kokusunu engellemiş hem de mikroorganizmaların üremesini engeller. Ayrıca dışarıdan gelen arılar da propolisle fırçalanarak kovana alınır. Böylece enfeksiyonun girişi engellenerek steril bir ortam sağlanır" diye konuştu.
Çeşitli medyatörler üzerinde denenen propolisin kimisinin üzerinde baskılayıcı kimisinin üzerinde uyarıcı etkisiyle bağışıklığı düzenlediğini belirten Sevil Gülsoy, "Antibiyotiklerin etkisini giderek kaybettiği günümüzde mikroorganizmaların savunma kalkanını kırarak hücre içine girmesini sağlamaktadır. Antibiyotik olmadığı halde yüksek antibiyotik özellikler gösteren propolis son yıllarda özellikle kanser tedavilerine olumlu etkileriyle biliniyor. Bu yüzden bir çok üniversitede araştırma konusu olmuştur. Kanser tedavisinde, kemoterapi ve radyoterapide meydana gelebilecek organ hasarını engellemeye yardımcı olur" ifadelerini kullandı.
Yapılan araştırmalar sonucunda propolisin kullanım alanlarını da arttırdığını belirten Gülsoy, Aksuvital bünyesinde ve birçok kanalda çeşitli sıvı ,hap saf olarak bulunabilinen propolisin, kozmetik ürünlerinde, mobilya sanayinde ve diş temizleme iplerinde, bozulmayı önlemek amacıyla gıda sanayinde kullanıldığını söyledi.
En Çok Okunan Haberler
Bursa'da sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı
Bursa dahil 3 ilde FETÖ operasyonu
Bursa'da hareketli gece! Sandalyeler havada uçuştu
Aileler farkında bile değil! Dijital zorbalığa dikkat
Bursa'da esnaf ve vatandaşın ortak şikayeti
Türkiye'ye 6,3 milyar dolarlık finansman
Bursalılar dikkat... El fenerlerini hazırlayın! Bursa'da elektrik kesintisi! | 29 Nisan 2024 Pazartesi
Ailesiyle en mutlu gününde yaşamını yitirdi
İzmir'de ortalık karıştı! Taraftarlar esnafla karşı karşıya geldi
Bursa'da sular neden kesildi? 29 Nisan 2024 Pazartesi Bursa su kesinti listesi!
2 çocuk babası adam evinde ölü bulundu
Su faturasına sebep köy muhtarını öldürdü