Hava Durumu

BioNTech, Sputnik ve CoronaVac'ın farkları neler, hangi yöntemlerle üretiliyor?

Aşılama kampanyaları hız kesmeden devam ediyor. Peki BioNTech, Sputnik ve CoronaVac aşılarının birbirlerinden farkları neler? Hangi yöntemlerle üretiliyorlar? Onay süreci nasıl işliyor? İşte detaylar...

Haber Giriş Tarihi: 15.06.2021 19:49
Haber Güncellenme Tarihi: 15.06.2021 19:49
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
BioNTech, Sputnik ve CoronaVac'ın farkları neler, hangi yöntemlerle üretiliyor?

Covid-19 pandemisi bir yılı aşkın bir süredir tüm dünyada devam ederken, 2021 başıyla birlikte başlayan aşılama kampanyaları da hızlanarak devam ediyor.

Uzun yıllardır farklı hastalıklar için geliştirilen aşı teknolojileri, koronavirüs aşısında da kullanılıyor. Bu durum, aşı üretiminin hızlanması ve dünyada sürü bağışıklığı eşiğine ulaşılması çabalarında önemli bir gelişme olarak gösteriliyor.

Türkiye'de 15 Haziran itibarıyla yapılan toplam doz sayısı 35 milyona ulaştı. Türkiye'de Ocak ayında başlayan aşılama kampanyasında Çinli Sinovac şirketinin ürettiği CoronaVac aşısıyla başladı.

Ancak daha sonra bu aşının tedarikinde yaşanan sorunlar nedeniyle aşı programı yavaşladı. Haziran başında ise devreye Pfizer/BioNTech aşısı girdi ve program yeniden hızlandı. Bu hafta içerisinde Rus üretimi Sputnik V aşısının da ilk teslimatı yapıldı.

Türkiye'de programa dahil edilen üç aşıda da farklı teknikler kullanılıyor.

BU AŞILARIN BİRBİRİNDEN FARKLARI NELER?

Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor, böylelikle vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı bağışıklık kazanmayı öğreniyor.

Buna inaktif aşı deniyor ve bu teknik Sinovac aşısının temelini oluşturuyor.

mRNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan mRNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor.

Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda veriliyor.

BioNTech ve Moderna aşıları RNA tabanlı, Sputnik V ve Oxford/Astrazeneca aşıları da viral vektör tabanlı aşılar.

AŞILARIN ÜRETİM SÜRECİ NASIL?

Bu aşılar arasında öne çıkan farklılıklardan ilki üretim aşaması.

Viral vektör aşıları, geleneksel aşılarda olduğu gibi üretim aşamasında canlı bir hücreye ihtiyaç duyduğu için hammadde gereksinimi iki katına çıkıyor.

RNA aşıları ise kısa zamanda daha fazla üretim yapılabilmesine olanak sağlayacak bir teknolojiye sahip.

Bu aşılarla ilgili ikinci kritik farklılık da dağıtım ve depolama esnasında ihtiyaç duyulan soğutma gereksinimi. RNA değişken bir yapıda olduğu için, Moderna ve Pfizer aşılarının daha düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi gerekiyor.

Normal soğutucularda kısa süre saklanabiliyorlar. Daha uzun süre muhafaza edilebilmeleri için ise eksi 20 ya da eksi 70 santigrat derecede tutulmaları gerekiyor.

Viral vektör aşıları ise, normal saklama koşullarında uzun süre bozulmadan dayanabiliyor.

Aşıların arasındaki bir başka fark da maliyetleri. Oxford ve Astrazeneca tarafından geliştirilen aşı doz başına en ucuz fiyatlandırmayı yaptı, ancak bu fiyatlar ülkelerin aşı politikalarına ve nakliye ile ortaya çıkacak ücretlere göre değişebilir.

Bu dört aşının da vücutta yeterli bağışıklığı sağlaması için 3-4 hafta arayla ikişer doz uygulanması öngörülüyordu. Bunun sebebi, ilk dozun uygulanmasından sonra geçen sürede azalan antikor miktarını, ikinci doz ile belli bir seviyenin üzerine çıkarmak.

Ancak aşı uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte süreç içerisinde ülkelerde iki doz arasındaki zamanı açmaya başladı. Örneğin İngiltere'de de iki doz arasına 11-12 hafta gibi bir süre konuluyor.

Türkiye de Sinovac aşısında üç hafta arayla iki dozu yaptı. BioNTech ile birlikte bu süre 8-11 haftaya kadar çıkarıldı. Doz aralarının açılmasında özellikle tedarik tarafındaki yoğunluk ve nüfusun olabildiğince büyük kısmına hızla tek doz da olsa belli bir koruma sağlama kaygısı öne çıkıyor.

ONAY SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

Aşıların onay alabilmesi için insanlar üzerinde denemelerin gerçekleştirildiği fazlarda etkinliğinin kanıtlanmış olması gerekiyor.

Üçüncü fazda iki gruba ayrılan deneklerin bir kısmına geliştirilen aşı, diğerine de etkisiz bir aşı enjekte ediliyor.

Belli bir süre geçtikten sonra koronavirüse yakalanan deneklerin ne kadarının aşı grubundan, ne kadarının plasebo grubundan olduğuna bakılıyor.

Böylelikle aşının ne kadar etki gösterdiği anlaşılabiliyor. Ancak pandemi gibi olağanüstü durumlarda üçüncü fazın tamamen bitmesini beklemek yerine, alınan ara sonuçlarda belli oranlarda başarı doğrultusunda acil kullanım izni alınarak aşı kullanılmaya başlıyor.

Bu noktada görüşüne başvurduğumuz virolog Semih Tareen, acil kullanım izninin pandemi gibi durumlarda prosedürü hızlandıran bir süreç olduğunu ve bunun aşının güvenirliği konusunda soru işareti oluşturmaması gerektiğini söylüyor.

Söz konusu aşıların zaten ilk iki faz deneylerinden başarıyla çıktığını, elimizde bu aşıların işe yaradığını ve yan etkilerinin olmadığını gösteren binlerce veri olduğunu belirtiyor.

Şu anda hem Türkiye'de hem de dünyanın geri kalanında kullanılan aşıların neredeyse tamamı acil onay süreciyle kampanyalara dahil edilmiş durumda.

SOĞUK ZİNCİR NEDİR?

Soğuk zincir, üretilen bir ürünün, son kullanıcıya kadar belli aralıkta bir sıcaklıkta tutularak nakledilmesini sağlayan süreç.

Aşıların da üretiminden, uygulanacağı son noktaya kadar soğuk bir tedarik zincirinde taşınması gerekiyor. Belli dereceden yüksek sıcaklıklarda aşılar etkinliğini yitirebiliyor.

BioNtech aşısının muhafaza edilebilmesi için eksi 70 santigrat derecelik ortamda tutulma gereksinimi bu aşının dağıtımının zorluğu üzerine tartışmaların başlamasına sebep oldu.

Ancak görüşlerine başvurduğumuz Cranfield Üniversitesi Lojistik Bölümü Başkanı Michael Bourlakis, bunun aşılamayacak bir sorun olmadığını, lojistik sektörünün böyle zorlukları kolayca aşabilecek tecrübeye sahip olduğunu belirtiyor.

Bourlakis, bilgi teknolojilerinden drone'lara kadar çokça yeniliğin lojistik dünyasına hemen adapte edildiğini ve dünyanın en ücra köşelerine bile soğuk tedarik zinciri ile zaten çeşitli ürünler gönderildiğini söylüyor.

Bununla birlikte tedarik sürecinin hızlandırmak adına Avrupa İlaç Ajansı (EMA), BioNTech-Pfizer tarafından geliştirilen Covid aşısının saklama koşullarında değişiklik yapılmasını önerdi.

Söz konusu aşı daha önce beş güne kadar eksi 80 santigrad derece soğuklukta muhafaza edilirken, EMA'nın aldığı karar neticesinde artık normal buzdolabı sıcaklıklarında (2 ila 8 santigrad derece arasında) bir aya kadar (31 gün) saklanabilecek.

ÜLKELER AŞILARI NASIL TEDARİK EDİYOR?

Aşıların toplumda etkin bir bağışıklık sağlaması için nüfusun çoğunluğunun aşılanması gerekiyor.

Birçok ülke aşı çalışmalarının başından itibaren üreticilerle toplu alım sözleşmeleri imzaladı.

Kanada, nüfusuna neredeyse 10 kez yetecek dozda aşı siparişini şimdiden verdi.

Türkiye de şu ana kadar 250 milyona yakın aşı sipariş ettiğini açıkladı. Bu da nüfusun yaklaşık üç katına denk geliyor.

Bazı ülkeler işi sağlama alıp alacakları aşıların başarısız olma riskine karşı birçok firmayla anlaşma yaptı.

Dünya Sağlık Örgütü de geliri az olan ülkelerin de aşılara ulaşabilmesi için çeşitli programlar başlattı. 50 milyon doz Covid-19 aşısı için Çin ile anlaşıldı: Ücretsiz olacak

(Kaynak: BBC)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.