Bursa bıçağının geleneksel temsilcileri: Baba-oğul zanaatı yaşatıyorlar

Bursa’da 60 yılı aşkın süredir bıçakçılıkla uğraşan İsmet Şeref, mesleğini yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla yıllardır birlikte çalıştığı oğlu Hikmet Şeref’le birlikte üretimini sürdürdüğü Bursa bıçağını, geleneksel ustalıkla imal etmeye devam ediyor.

Henüz 7 yaşında ağabeyinin yanında çıraklıkla tanışan ve 1984 yılında kendi atölyesini açan 69 yaşındaki usta İsmet Şeref, oğlunu da 5 yaşından itibaren yanına alarak yetiştirdi.

Bugün baba-oğul, makasla şekil verdikleri çelikleri kestane kömürüyle yaktıkları ocakta ısı işlemine tabi tutuyor, ardından damgalama, parlatma, sap montajı ve bileme işlemleriyle bıçakları son haline getiriyor.

İsmet Şeref, yaptığı açıklamada, bu işe gönülden bağlı olduğunu belirterek, “Bıçak atölyesinde çalışmazsam, bu kokuyu duymazsam, ömrüm kısalır. Bu benim tutkum” dedi.

Mesleğin yok olmaya yüz tuttuğuna dikkat çeken Şeref, “Çırak yetişmiyor, kalfa kalmadı, usta sayısı azaldı. Biz bu işi artık sadece sevdamız olduğu için sürdürüyoruz. Gemideki yolcuyuz ama bu gemiyi yüzdürecek olan çocuklarımız. O yüzden meslek aktarımı çok önemli” diye konuştu.

Oğlu Hikmet Şeref ise küçük yaşta başladığı mesleği babasından öğrenmenin gururunu yaşadığını söyledi.

Bir yandan bıçakçılık yaparken bir yandan da üniversite eğitimi alan Hikmet Şeref, aynı zamanda bir fabrikanın AR-GE biriminde çalışıyor.

Oradan edindiği teknik bilgileri, geleneksel bıçak üretimiyle harmanladığını ifade eden Şeref, “Bursa bıçağı sadece estetik değil, fonksiyonel olarak da çok güçlü bir ürün. Et, sebze, her türlü kesim için ideal. Tarih boyunca ustalar, malzeme kıtlığında bahçe demirlerinden, çapalardan bile bıçak üretmiş” dedi.

Bıçak üretiminde kullanılan kestane kömürünün, ısı işlemi sırasında yaydığı karbon sayesinde bıçakların sertliğini artırdığını belirten Şeref, “Soluduğumuz duman zehirli değil. Ayrıca ani soğutma için asidik yapısı güçlü zeytinyağı posası kullanıyoruz. Bu hem bıçağın sertleşmesini sağlıyor hem de içindeki elementlerin ortaya çıkmasını” diye konuştu.

Çocukluğundan beri bu mesleği tutkuyla sürdürdüğünü söyleyen Hikmet Şeref, “Babam gibi ben de bu işi öğretecek yeni ustalar yetiştirmek istiyorum. Burada vakit geçirmek bana huzur veriyor. Amacım para kazanmak değil, bu zanaatı yaşatmak” dedi.