Hava Durumu

Tarım toprağı talan ediliyor

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi'nin yeni başkanı Doç. Dr. Erkan Yaslıoğlu ile konuştuk: Tarım yok edilmeye çalışılıyor. Allah'ın bize bahşettiği nimetleri rant uğruna talan edenleri anlamıyorum. Tarım arazilerinin korunmasında Tarım İl Müdürü bizim kadar cesaret gösteremedi veya tarım topraklarını savunamadı.

Haber Giriş Tarihi: 30.12.2015 11:00
Haber Güncellenme Tarihi: 30.12.2015 11:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Tarım toprağı  talan ediliyor

Melisa SEVEDİOĞULLARI

Türkiye'de tarım; her zaman tartışılan ve tüketimin hızla ilerlemesi sonucunda da her zaman tartışılacak bir konu olacak. Geçtiğimiz hafta sonu TBMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi seçim heyecanı yaşadı. Seçim sonucunda kazanan Çağdaş Tarımcılar Grubu adına açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Erkan Yaslıoğlu, Bursa'da tarım alanlarının korunmasında bürokrasinin cesur davranamadığını ve savunmadığını vurguladı.  

KAPIMIZ HERKESE AÇIK

Öncelikle yeni yönetiminiz hayırlı olsun. Çağdaş Tarımcılar Grubu'nun 2016 yılında hedef ve planları nelerdir? Seçim çalışmaları kapsamında üyelerin beklentileri ne yönde idi?

Yoğun bir seçim dönemini atlattık. Seçim çalışmaları kapsamında üyelerimizle elimizden geldiği kadar yüz yüze görüşmeye çalıştık. Seçim gezilerimizde gözlemlediğimiz ve bize de sık sık söylenen iletişim iş birliği idi. Üyelerimizle ilişki kurmak için yıllardır yürüttüğümüz kurum temsilciliği sistemimiz var ve üyelerimiz bizden bu sistemi daha aktif kullanmamız oldu. İlçe temsilcilerimiz yahut iş yeri temsilcileri gerekli organizasyonları yaptığı zaman günü ve saati ne olursa olsun biz gideceğiz. Bunun sözünü verdik. Daha önceki dönemlerde de bunları yapıyorduk ancak en son Mustafakemalpaşa'da gerçekleştirdiğimiz toplantıda 5 üyemiz katılınca açıkçası bizim de şevkimiz kırıldı.  Ama görüyoruz ki üyelerimizin bu yönde büyük bir beklentisi var. Bizde bu beklentiyi karşılamak için daha çok çaba harcayacağız.  Ziraat Mühendisleri Bursa Şubesi bugün Bursa kamuoyu tarafından bilinen takdir edilen bir konumda. Odamızın saygınlığını kesinlikle aşağı düşürmeden, kimseyi ötekileştirmeden elimizden geleni yapacağız. Bizim kapımız herkese açık ve açık olamaya devam edecektir.  

ÇİFTÇİ TAKVİM BEKLİYOR

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı 2016 eylem planında tarımın canlanması için ciddi atılımlar yapılacak.  Bu konuda üreticinin beklentisi nedir?

Gübre ve ilaçta KDV indirimi bizim yıllardır söylediğimiz bir şey. Onunla ilgili şöyle bir beklenti var. Bayilerle konuştuğunuz da bunun ne zaman ne şekilde uygulanacağı belirsiz olduğu için kimse fabrikalardan mal alamıyor şu anda. Aynı şekilde üreticide KDV düşecek beklentisi içinde gidip gübre almıyor. Ama tarımda her iş zamana bağlı yürüyor. Görüştüğümüz meslektaşlarımız bayiler bunu bekliyorlar.  

Bursa çiftçisinin sorunları nelerdir?

Seçim çalışmalarında verimle ilgili bir sorunun olmadığını gördük. Üreticimiz tarım işini nasıl yapacağını biliyor. Sorun piyasalarda. Çünkü önceden satış fiyatı artı maliyet artı kar diye hesap edilirken ki bunu tüm ürünler için belirliyorduk. . Serbest piyasa ekonomisinde bunu diyemiyoruz. Çünkü ürünün satış fiyatı belli. Tarım da pazarlamada, planlamada sıkıntımız var. Üretim planlaması olmadığı için örneğin bu sene Karacabey'de domates sorunu bundan kaynaklanıyor. Ekonominin en bilinen kuralı arz talep meselesi. Eğer talepten daha çok arzının varsa elinizde bu ürünün fiyatı düşer.  

TARIM ARAZİLERİ KORUNAMIYOR

Bursa tarım alanları konusunda şanslı mı?

Bursa 1.1 milyon hektar arazimiz var. Bunun 330 bin dekarı tarım arazisi için. Yani üçte biri işlenebilir tarım arazisidir ve bu da yüzde 31.4'e denk geliyor. Bursa'yı tarım potansiyeli açından anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü tarım potansiyeli açısından çok şanslı bir kent. Allah'ın bize bahşettiği nimetler varken rant uğruna talan edenleri anlamıyorum. Size rakamlardan örnek vereyim:

Türkiye armut üretiminin yüzde 37.6'sı, bezelyenin yüzde 35'i, salçalık domatesin yüzde 31'i, sofralık zeytinin yüzde 21'i, şeftalinin yüzde 19'u, nektarinin yüzde 18'ni Bursa'dan karşılıyor. Çeşitlilik daha da artıyor, çilek, incir, fasulye... Bu ürünler burada yetişiyor. Ama bunu yeterince değerlendiremiyoruz. Tarımsal kaynaklardan da kaynaklanan sorunlar vardır elbette. Araziler küçülüyor, üreticinin gücü azalıyor, girdi maliyetleri çok pahalı. O konuda devletin bazı şeyler yapması lazım.  

Tarım alanları üzerin OSB'ler yapılıyor. En son Batı OSB gündeme gelmişti ve rahmetli Kent Konseyi Başkanı Semih Pala bunun olmaması için çok çaba göstermişti. Sizin bu konuda girişimleriniz neler olacaktır?

Semih Pala'yı rahmetle analım, hakikatten kentini seven bir kentdaştı. Meslek odalarının kamuoyunda her şeye karşıyıymış gibi bir algısı var. Bizler sanayiye karşı değiliz. Böyle bir şeyin olması da mümkün değil. İnsanoğlunun bilmesi gereken teknoloji bugün bu kadar geliştiyse bunu tarıma borçludur. Çünkü yerleşik hayata tarım ile geçildi. Ancak bugün tarım yok edilmeye çalışıyor. Biz sanayi yapılmasın demiyoruz planlamaların yapılmasını istiyoruz. Bazı planlamalar yapıldı ancak henüz Çevre Bakanlığı tarafından onaylanmadı. 2011 yılında 2030 çevre planı yapıldı gibi. Neresi sanayi, neresi konut, neresi yeşil alan olacak bunlar üst planlarla belirlensin ve sanayi tarım alanları korunarak geliştirilerek olsun.

CESUR DAVRANILMADI

Tarım alanlarının korunması konusunda mevcut Tarım İl Müdürü ile ortak çalışmalarınız olacak mı?

Mevcut Tarım İl Müdürü ile bugüne kadar ortak bir çalışmamız olmadı. Açıkçası toprak koruma kurullarına da daha önce yönetim kurullarında beraber çalıştığımız başkanımız Ertuğrul Aksoy hocam katıldı. Ama Tarım İl Müdürü bu konularda bizim kadar cesaret gösteremedi veya tarım topraklarını savunamadı. Bunun nedenlerini bilemeyiz. Bizler belki de biraz daha özgür ve bağımsız olmadığı için olabilir. Bizler bağımsız olmanın verdiği güç ile inandığımız doğruları daha güçlü savunabiliyoruz. Sonuçta kendisi bürokrat kamu kurumunda çalışan bir üst düzey yönetici ama yinede daha da görevi gereği daha sorumlu olmalı. İş birliği yapma şansımız bugüne kadar açıkçası olmadı. Umarım bundan sonra olur. Bu topraklar sadece toprağı işleyen koruyan üreticiler çiftçilerimiz için değil ya da onlara teknik bilgi sunan ziraat mühendisleri için değil kentte yaşayan her bir birey için önemli. Çünkü besinimizi topraktan sağlıyoruz, hepimizin sahip çıkması lazım.

Bizleri siyaset yapmakla suçlayanlar oluyor.  Biz bir meslek odasıyız. Kamu yararı için görev yürütüyoruz ve kamunun zararına olan bir olay olduğunda haliyle müdahil oluyoruz. Bu da tabi iktidarda kim varsa parti ismi önemli değil A, B veya C partisi zarar veren eylemi kim veriyorsa biz ona karşı dava açıyoruz. Biz, siyasileşmeden, bilimsel ve teknik doğruları savunmalı ve kamunun yararına elinden gelen ne varsa gayret etmeliyiz. Bunu yapacak örgütlere çok ihtiyaç var.

BURSA İÇİN BİR ŞANS

Geçtiğimiz günlerde ziraat odaları ilçe temsilcileri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'e ziyaret gerçekleştirdi. Bakan Çelik'in Bursalı olmasının Bursa'ya etkisi nasıl olacaktır?

İsim üzerinden değil de genel manada bir değişiklik olmalı. Çünkü önceki dönemlerde de sorunlar anlatıldı, aktarıldı ama ne yazık ki bir çözüm üretilemedi. Bakanlıkta bir değişimin olması, iyi kadroların da iş başına gelmesiyle ve Sayın Bakanımızın aldığı bilgileri iyi bir süzgeçten geçirip bunlardan olumlu gördüklerini hayata geçirmek konusunda da cesaretli ve olumlu davranacağına inanıyorum. Bunlar yapılırsa Bursa için de elbette ki bir şans olur. Bursa özelinde düşünecek olursak da önceki bakanın Sayın Mehdi Eker'e mi ulaşmak yoksa Faruk Çelik'e mi ulaşmak daha kolay. Bizim için tabii ki Çelik'e ulaşmak daha kolay. Sayın Bakan, daha önceki bakanlıklarında olduğu gibi bilgileri alıyor, odaları topluyor, kim varsa tarımın paydaşları onlarla bir araya gelmeye çalışıyor. Bunları alıp değerlendireceğine inanıyoruz. Ancak devletin de belirli işleyişi ekonomik gücü var, yapılabilirliği, yapılamazlığı var. Bunları biz bilemeyiz bakanlıktaki işleyişi bürokratlar daha iyi bilir.  Ama Sayın Çelik ile bursa için işlerin daha iyi gidebileceğini öngörebiliriz.

Son olarak bugünlerde organik tarım moda oldu. Moda da olsa bu durum tarımı canlandırabilir mi?

Organik tarımın çıkış noktasına bakmak lazım aslında. Temel felsefe olarak organik tarımın çıkışı, düşük gelirli üreticilerin fark yaratarak daha sağlıklı daha yüksek bedelle tüketiciye ulaştırılıp düşük gelirli üreticiye ulaştırıp daha çok gelir getirmesiydi. Ama bunun tüm Türkiye'ye uyarlamak mümkün değil. Çünkü tarım alanları azalırken nüfus sürekli artıyor. Organik tarımla bu kadar nüfus beslemek çok doğru değil. Organik tarımda da organik sertifikası olanlar sağlıklı oluyor. 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.