Son dönemlerde Türkiye ve dünyadaki ekonomik ve politik konjonktürü değerlendiren Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Türkiye'nin küresel entegrasyonu yadsımadan, kendine özgü, milli bir ekonomik model geliştirmesi gerektiğini ifade etti.
Haber Giriş Tarihi: 25.12.2017 16:57
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2017 16:57
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Türkiye'nin etrafındaki ateş çemberine rağmen son çeyrekte yüzde 11,1 büyüyerek beklentilerin çok üzerine çıktığını hatırlatan İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, "Bu büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi ve adil bir şekilde vatandaşa yansıtılabilmesi için Türkiye'nin artık kendine özgü, milli bir ekonomik model geliştirerek uygulaması gerek" dedi. "Küresel konjonktür bu yönde işliyor"
Küresel konjonktüre bakıldığında, Çin'in kapitalizme yaklaşımı ve Brexit gibi gelişmelerin ışığında, dünya genelinde de bu "kendine has ekonomi modeli" sürecinin başladığını ifade eden Prof. Dr. Aybar, "Türkiye de, milli gerçeklerle uyumlu, ancak küresel entegrasyonu da ihmal etmeyen, tamamen kendine özgü, 'Türk usulü' ekonomik modelini geliştirip uygulamaya alarak bu süreçten geri kalmamak durumundadır. Zira böyle bir adım, son dönemlerde çok ciddi bir yükseliş trendine giren ekonomik büyümemizin sürdürülebilir bir hale getirilmesini ve tabana doğru adil bir şekilde dağılımını sağlar" açıklamasında bulundu. "Türkiye'de gelir dağılımı düzeliyor"
Gelir dağılımındaki adaletin iktisadi literatürde sıkça tartışılan bir konu olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Aybar, "Bu konuda Simon Kuznets'in geliştirdiği 'Kuznets Eğrisi' yakın zamana kadar en geçerli model olarak görülmekteydi. Buna göre hızlı ekonomik büyüme süreçlerinde gelir dağılımı, eskisinden de adaletsiz bir konuma gelir. Daha sonra zamanla denge kurularak gelir dağılımında adalet sağlanır. Ancak bu teori, son dönemlerde, özellikle Thomas Piketty'nin yaptığı çalışmalarla son derece tartışmalı bir hale geldi. Dolayısıyla uzun vadeli plan ve çalışmalarla, hızlı ekonomik büyüme süreçlerinde dahi gelir adaletini sağlamak mümkün. Kaldı ki, iktisatta 'Gini Katsayısı' adı verilen ve ülkelerin gelir dağılımındaki adaleti ölçen araç, son on yılda Türkiye için gelir dağılımında adaletsizliğin azalmaya başladığını da gösteriyor" ifadelerini kullandı. "Merkez Bankası'nın işlevi yeniden tanımlanmalı"
Merkez Bankası çevresinde dönen tartışmaları "çok havada" bulduğunu ve Merkez Bankası'nın ekonomi içindeki işlevinin yeniden tanımlanması gerektiğine değinen Prof. Dr. Aybar, "Merkez Bankası'nın ekonomi içindeki işlevinin yeniden tanımlanmasının gerekliliği bir gerçektir. Merkez Bankası'nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamakla, yani enflasyonla ilişkilidir elbette. Hatta bu vazifesi uğruna istihdamı ve sanayi üretimini dahi zaman zaman ihmal edebilir. Ancak Merkez Bankası'nın işlettiği para politikalarının istihdam ve sanayi üretimiyle uyumlu hale getirilmesi, hesap verebilirliğinin yeniden düzenlenmesi gerektiği de bir gerçektir. Merkez Bankası bankaların bankasıdır. Ülke ekonomisinin şekillenmesi için bir çeşit bilgi bankasıdır. Bu konudaki birikimi tüm ekonomik kurumlardan daha yüksektir. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın doğru işlev görmesi Türkiye ekonomisi açısından hayati bir öneme sahiptir" diyerek sözlerini tamamladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Türkiye milli bir ekonomik model geliştirmeli"
Son dönemlerde Türkiye ve dünyadaki ekonomik ve politik konjonktürü değerlendiren Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Türkiye'nin küresel entegrasyonu yadsımadan, kendine özgü, milli bir ekonomik model geliştirmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin etrafındaki ateş çemberine rağmen son çeyrekte yüzde 11,1 büyüyerek beklentilerin çok üzerine çıktığını hatırlatan İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, "Bu büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi ve adil bir şekilde vatandaşa yansıtılabilmesi için Türkiye'nin artık kendine özgü, milli bir ekonomik model geliştirerek uygulaması gerek" dedi.
"Küresel konjonktür bu yönde işliyor"
Küresel konjonktüre bakıldığında, Çin'in kapitalizme yaklaşımı ve Brexit gibi gelişmelerin ışığında, dünya genelinde de bu "kendine has ekonomi modeli" sürecinin başladığını ifade eden Prof. Dr. Aybar, "Türkiye de, milli gerçeklerle uyumlu, ancak küresel entegrasyonu da ihmal etmeyen, tamamen kendine özgü, 'Türk usulü' ekonomik modelini geliştirip uygulamaya alarak bu süreçten geri kalmamak durumundadır. Zira böyle bir adım, son dönemlerde çok ciddi bir yükseliş trendine giren ekonomik büyümemizin sürdürülebilir bir hale getirilmesini ve tabana doğru adil bir şekilde dağılımını sağlar" açıklamasında bulundu.
"Türkiye'de gelir dağılımı düzeliyor"
Gelir dağılımındaki adaletin iktisadi literatürde sıkça tartışılan bir konu olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Aybar, "Bu konuda Simon Kuznets'in geliştirdiği 'Kuznets Eğrisi' yakın zamana kadar en geçerli model olarak görülmekteydi. Buna göre hızlı ekonomik büyüme süreçlerinde gelir dağılımı, eskisinden de adaletsiz bir konuma gelir. Daha sonra zamanla denge kurularak gelir dağılımında adalet sağlanır. Ancak bu teori, son dönemlerde, özellikle Thomas Piketty'nin yaptığı çalışmalarla son derece tartışmalı bir hale geldi. Dolayısıyla uzun vadeli plan ve çalışmalarla, hızlı ekonomik büyüme süreçlerinde dahi gelir adaletini sağlamak mümkün. Kaldı ki, iktisatta 'Gini Katsayısı' adı verilen ve ülkelerin gelir dağılımındaki adaleti ölçen araç, son on yılda Türkiye için gelir dağılımında adaletsizliğin azalmaya başladığını da gösteriyor" ifadelerini kullandı.
"Merkez Bankası'nın işlevi yeniden tanımlanmalı"
Merkez Bankası çevresinde dönen tartışmaları "çok havada" bulduğunu ve Merkez Bankası'nın ekonomi içindeki işlevinin yeniden tanımlanması gerektiğine değinen Prof. Dr. Aybar, "Merkez Bankası'nın ekonomi içindeki işlevinin yeniden tanımlanmasının gerekliliği bir gerçektir. Merkez Bankası'nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamakla, yani enflasyonla ilişkilidir elbette. Hatta bu vazifesi uğruna istihdamı ve sanayi üretimini dahi zaman zaman ihmal edebilir. Ancak Merkez Bankası'nın işlettiği para politikalarının istihdam ve sanayi üretimiyle uyumlu hale getirilmesi, hesap verebilirliğinin yeniden düzenlenmesi gerektiği de bir gerçektir. Merkez Bankası bankaların bankasıdır. Ülke ekonomisinin şekillenmesi için bir çeşit bilgi bankasıdır. Bu konudaki birikimi tüm ekonomik kurumlardan daha yüksektir. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın doğru işlev görmesi Türkiye ekonomisi açısından hayati bir öneme sahiptir" diyerek sözlerini tamamladı.
En Çok Okunan Haberler
Bursa'da sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı
Bursalılar dikkat... El fenerlerini hazırlayın! Bursa'da elektrik kesintisi! | 29 Nisan 2024 Pazartesi
Bursa'da esnaf ve vatandaşın ortak şikayeti
Bursa'da hareketli gece! Sandalyeler havada uçuştu
Bursa dahil 3 ilde FETÖ operasyonu
Aileler farkında bile değil! Dijital zorbalığa dikkat
Türkiye'ye 6,3 milyar dolarlık finansman
Ailesiyle en mutlu gününde yaşamını yitirdi
İzmir'de ortalık karıştı! Taraftarlar esnafla karşı karşıya geldi
Bursa'da sular neden kesildi? 29 Nisan 2024 Pazartesi Bursa su kesinti listesi!
2 çocuk babası adam evinde ölü bulundu
Su faturasına sebep köy muhtarını öldürdü