Hava Durumu

Tiyatro, ‘meşhurluk’ yolunda basamak oldu

30 yıla yakın süredir tiyatronun içinde olan Mehmet Tamer Uyar ile bu sanat dalını konuştu. Uyar, gençlerin birçoğunun tiyatroyu bir dizide ya da filmde oynamak için basamak olarak gördüğünü ifade etti.

Haber Giriş Tarihi: 23.01.2022 12:25
Haber Güncellenme Tarihi: 24.01.2022 17:36
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Tiyatro, ‘meşhurluk’ yolunda basamak oldu

Süleyman TURUNÇ

Özellikle Bursa ve civar illerdeki ilçelerde tiyatronun gelişmesi adına yaptığı çalışmalarla bilinen Mehmet Tamer Uyar ile tiyatronun toplumdaki yeri ve gelişimini konuştuk. 

-Merhabalar… Kaç yıldır tiyatronun içindesiniz?

-1994 yılında Mudanya Halk Eğitim Merkezi’nde, Rüyadaki Oyuncaklar oyununda gemi rolü ile tiyatroya başladım. Gemi olarak başladığımız bu serüven, 28 yıldır bir limana yanaşmadan devam ediyor.

Mehmet Tamer Uyar

-Tiyatroya olan ilginiz nasıl başladı?

-Rahmetli dedem köy enstitüsü mezunu bir öğretmendi. Beni vakit buldukça Bursa’da tiyatrolara götürürdü. Ayrıca Halk Evleri zamanında yayınlanan tiyatro metinlerini bana okuturdu. O metinlerden bir kısmı hala bende… Okudukça o günleri hatırlıyorum.

-Uzun süredir özellikle ilçelerde tiyatro sevgisini aşılamaya çalışıyorsunuz… Anadolu’da yani kırsal bölgelerde tiyatroya ilgi nasıl artırılabilir?

-Çevre bakımından Türk tiyatrosu, dört ana bölümden oluşmaktadır… İlki ‘Köylü Tiyatrosu’ geleneğidir. Türk halkının büyük çoğunluğunu oluşturan toprağa bağlılık, eski bolluk törenleri inançlarını sürdürdüğü seyirlik oyunlarda kendisini gösterir. Bu tür oyunlar zamanla biçim ve öz bakımından değişikliklere uğramasına rağmen günümüze değin yaşayabilmiştir. Köylümüz zamanla geleneksel oyunların üzerine, kendi toplumsal yaşantısını da yansıtan yeni oyunlar katmıştır. Günümüzde ise bu eski geleneksel tiyatro anlayışımızın batılılaşmasından dolayı, köylerde ve kasabalarda tiyatro yapılamaz olmuştur. Kasabalarda ve Anadolu’da tiyatronun gelişmesi için köy tiyatrosu ve geleneksel tiyatromuzun tekrar hatırlanması gerekmektedir.

-Genç neslin tiyatroya bakış açısı sizce nasıl? Şayet yeterli seviyede değilse bu konuda neler yapılabilir?

-Gençlerin tiyatrodan önce karşılaştıkları artık daha sanal ama onlara keyifli gelen bir platform var. Sosyal medyada, özellikle pandemide dijital tiyatro diye bir çözüm üretildi. Bir çok tiyatro arşivlerini paylaştı. Fakat tiyatro canlı olması gereken bir sanat aktivitesidir. Görüşüm şu ki; bir gün gelecek ve sosyal medyadan tüm gençler sıkılacak. Bunun sonucunda da canlı bir şey olduğunda performansları takip etmeye başlayacaklardır. Tıpkı bir dönem esen dj etkisi gibi… Şimdi baktığınızda müzikte son dönemde canlı performansa ilgi başladı. Tiyatroyu ben gazete gibi görüyorum. Batar dendiğinde hep küllerinden yeniden doğuyor. Gençlerin birçoğu tiyatroyu bir dizide ya da filmde oynamak için basamak olarak görüyor. Haksız da sayılmazlar.

-Özel tiyatrolar (genel olarak) maddi kazanç sağlayabiliyor mu?

-Özel tiyatrolarla ilgili yorum yapabilmem için özel tiyatro yapıyor olmam gerekir. Ama içi beni dışı sizi yakar… Özel tiyatroların en büyük sorunu eğlence vergisi vb.. ödemeler. Tiyatronun vergisi yüzde 18’e değil,  yüzde 24’e tekabil ediyor. Bir biletten para kazanmaya, yövmiye ve salon kirası ödemeye çalışıyorlar. Tüm özel tiyatro yapan arkadaşlarıma sabırlar ve başarılar diliyorum.

-Tiyatro izleyici kitlesinin artması nasıl bir toplumsal fayda sağlar?

-Şimdi ben genelde tüm yaptığım tiyatro atölyelerinde ilk şu cümleyle başlıyorum: “Buradan iyi bir oyuncu olarak çıkmazsanız bile, iyi birer tiyatro izleyicisi olarak çıkacaksınız.” Tiyatronun meselesi hayal satmaktır. Hayali biten insan yok olmuş demektir. Tiyatro seyretmek başlı başına hayal gücünü geliştirir. Toplumların kalkınması için en önemli konu herkesin bir hayali olması değil mi? Mustafa Kemal’in bir cumhuriyet hayali olmasaydı, bugün Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Hayal başarının başlangıcıdır.

-Türk tiyatrosunu, dünyadaki örnekleriyle kıyasladığımızda hangi seviyede?

Türk tiyatrosunun dünya tiyatrosundan bir eksiği yok. Sadece tiyatro mekanları anlamında daha az durumdayız. Ama oyun sahneye koymak konusunda birçok Avrupa ülkesinden iyi durumdayız. Seyirci anlamında Avrupa seyircisi bizim Türk seyircisinden daha acımasız. Oralarda beğenmedikleri oyunu hemen terk ederler. Bizim seyircimiz daha sabırlı. Ayrıca Amerika’dan bir örnek vermek istiyorum. Amerika’da çok gişe yapan tiyatrolara devlet desteği çok az. Orada amatörlere destek daha yüksek. Bunun nedeni ise yeni kurulan tiyatronun ayakta kalmasını sağlamaktır.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Son sözüm şu şekilde olsun: Ülkemizde kahvehane sayılarının yarısı kadar, tiyatro salonu olması umudu ile herkese sevgiler…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.