Ülfet Didikoğlu, 37 yaşında başladığı cam üfleme sanatını tutkuyla sürdürüyor. “Cam ve ateşle çalışmak tarif edilemez bir zevk” diyen Didikoğlu, sanatın tanıtımı ve gelecek nesillere aktarılması için destek olunması gerektiğini vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 18.01.2025 14:16
Haber Güncellenme Tarihi: 18.01.2025 14:23
Muhabir:
Fethiye AKIN
Bursa’da cam üfleme sanatını icra eden tek kişi olan Ülfet Didikoğlu, 37 yaşında başladığı bu zanaatı tutkuyla sürdürüyor. Seramik ve resimle başlayan sanat yolculuğunu cama taşıyan Didikoğlu, camın verdiği tatmini ve karşılaştığı zorlukları anlattı.
CAM SANATINA GEÇİŞ
2014-2015 yıllarında işsiz kalan Didikoğlu, devletin açtığı meslek kurslarına katılarak cam üfleme sanatına adım attı. Daha önce seramik ve resimle uğraştığını belirten Didikoğlu, cama kolayca uyum sağladığını söyleyerek, “37 yaşında cama şekil vermeye başladım. Resimde bir şeye bakarak çalışıyorsunuz, ama camda öyle değil. Tasarlıyor ve o an şekil veriyorsunuz. Camı bitirip masaya koyduğunuzda hissettiğiniz tatmin duygusu bambaşka.” olduğunu dile getirdi.
Cam sanatının farklı bir boyut kazandırdığını ifade eden Didikoğlu, kursa başladığında zorlanacağını düşündüğünü ama kısa sürede başarılı olduğunu belirterek,
“Kursa ilk başladığımda zorlanırım diye düşündüm, ama bir ay içinde camdan elma gibi objeler yapmaya başladım. Cam, ucu bucağı olmayan bir alan. Her şey yapılabilir, ama hayal gücüyle şekilleniyor. Çocukken camla tanışmak hayal gücünü sınırsız hale getiriyor. Yetişkinlikte ise mantık devreye giriyor ve bu sanatı biraz sınırlıyor.” diye ifade etti.
SANATTA MADDİ ZORLUKLAR VE ÖZGÜNLÜK
Sanatçılar üzerindeki maddi baskının üretimi sınırladığını belirten Didikoğlu, özgün eserler ortaya çıkarmanın rahat ekonomik koşullarda mümkün olduğunu söyledi.
“Geçim sıkıntısı yaşayan sanatçı, toplumda talep gören ürünler yapmaya başlıyor. Bu da özgünlüğü azaltıyor. Ailem sanatla iç içe olduğu için kendimi koruyabildim. Sanata olan bakışımı çocuk yaşta şekillendirdim ve bugün hala özgün eserler ortaya koyabiliyorum.” diyen Didikoğlu, üretimin tüketim ile doğru orantılı bir şekilde arttığına dikkat çekti.
TÜRKİYE’DE CAM SANATININ DURUMU
Cam sanatının Türkiye’de yeterince tanınmadığını dile getiren Didikoğlu, malzeme maliyetlerinin yüksek olması ve öğrenme sürecinin zorluğunun bu sanatı geri planda bıraktığını belirterek,
“Bursa’da üfleme cam sanatıyla ilgilenen tek kişi benim. Türkiye genelinde de bu işi yapan kişi sayısı çok az. Bunun nedeni, cam malzemelerinin pahalı ve öğrenme sürecinin zor olması. Türkiye’de renkli cam üretilmiyor, bu yüzden yurtdışından ithal ediyoruz. Bir eseri yapmak bazen günler alıyor ve yüksek maliyetlerle karşılaşıyoruz. Bu durum cam sanatını kısıtlıyor.” dedi.
Cam sanatının tanıtımı için devlet ve yerel yönetimlerin daha fazla destek sağlaması gerektiğini vurgulayan Didikoğlu, şu önerilerde bulundu:
“Gençler bu mesleği tanımıyor. Billboardlarda cam yapımı ile ilgili görseller kullanılabilir, belgeseller yayınlanabilir. Camın yapılışı o kadar estetik ve büyüleyici ki görenlerin ilgisini çekmemesi imkansız. Bu sayede hem bu meslek unutulmaz hem de geleceğe aktarılır.”
CAM VE ATEŞLE TANIŞMANIN ZEVKİ
Didikoğlu, cam üflemenin hem yaratıcı hem de benzersiz bir deneyim sunduğunu belirterek, herkesin bu deneyimi yaşaması gerektiğini söyledi. Didikoğlu,
“Cam ve ateşle çalışmak tarif edilemez bir zevk. Katı bir suya şekil veriyorsunuz. Bu duyguyu herkesin tatması gerektiğini düşünüyorum. Ancak kurs ücretleri birçok kişiye pahalı geliyor. Oysa devlet destek verse, bu sanat daha geniş kitlelere ulaşabilir.” şeklinde konuştu.
SANATA BAKIŞ VE BURSA’DA CAM
Bursa’daki sanat algısını eleştiren Didikoğlu, insanların sanat eserine ticari bir ürün gibi baktığını ifade ederek,
“Bursa’da insanlar genelde ‘beğendim, alırım’ düşüncesinde. Sanat eserine bir sanat olarak değil, çarşı-pazar ürünü gibi bakıyorlar. Sanatın değeri ve emeği yeterince bilinmiyor.” dedi.
Didikoğlu, Türkiye’de cam sanatının hak ettiği yere ulaşmasını hedefliyor. Yüksek maliyetlere ve sınırlı tanınırlığa rağmen bu sanatı tutkuyla sürdüren Didikoğlu, cam üflemenin hem sanat dünyasında hem de toplumda daha fazla yer bulması gerektiğine inandığını dile getirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ateşle dans! Bursa'da cam sanatına hayat veriyor
Ülfet Didikoğlu, 37 yaşında başladığı cam üfleme sanatını tutkuyla sürdürüyor. “Cam ve ateşle çalışmak tarif edilemez bir zevk” diyen Didikoğlu, sanatın tanıtımı ve gelecek nesillere aktarılması için destek olunması gerektiğini vurguladı.
Bursa’da cam üfleme sanatını icra eden tek kişi olan Ülfet Didikoğlu, 37 yaşında başladığı bu zanaatı tutkuyla sürdürüyor. Seramik ve resimle başlayan sanat yolculuğunu cama taşıyan Didikoğlu, camın verdiği tatmini ve karşılaştığı zorlukları anlattı.
CAM SANATINA GEÇİŞ
2014-2015 yıllarında işsiz kalan Didikoğlu, devletin açtığı meslek kurslarına katılarak cam üfleme sanatına adım attı. Daha önce seramik ve resimle uğraştığını belirten Didikoğlu, cama kolayca uyum sağladığını söyleyerek, “37 yaşında cama şekil vermeye başladım. Resimde bir şeye bakarak çalışıyorsunuz, ama camda öyle değil. Tasarlıyor ve o an şekil veriyorsunuz. Camı bitirip masaya koyduğunuzda hissettiğiniz tatmin duygusu bambaşka.” olduğunu dile getirdi.
Cam sanatının farklı bir boyut kazandırdığını ifade eden Didikoğlu, kursa başladığında zorlanacağını düşündüğünü ama kısa sürede başarılı olduğunu belirterek,
“Kursa ilk başladığımda zorlanırım diye düşündüm, ama bir ay içinde camdan elma gibi objeler yapmaya başladım. Cam, ucu bucağı olmayan bir alan. Her şey yapılabilir, ama hayal gücüyle şekilleniyor. Çocukken camla tanışmak hayal gücünü sınırsız hale getiriyor. Yetişkinlikte ise mantık devreye giriyor ve bu sanatı biraz sınırlıyor.” diye ifade etti.
SANATTA MADDİ ZORLUKLAR VE ÖZGÜNLÜK
Sanatçılar üzerindeki maddi baskının üretimi sınırladığını belirten Didikoğlu, özgün eserler ortaya çıkarmanın rahat ekonomik koşullarda mümkün olduğunu söyledi.
“Geçim sıkıntısı yaşayan sanatçı, toplumda talep gören ürünler yapmaya başlıyor. Bu da özgünlüğü azaltıyor. Ailem sanatla iç içe olduğu için kendimi koruyabildim. Sanata olan bakışımı çocuk yaşta şekillendirdim ve bugün hala özgün eserler ortaya koyabiliyorum.” diyen Didikoğlu, üretimin tüketim ile doğru orantılı bir şekilde arttığına dikkat çekti.
TÜRKİYE’DE CAM SANATININ DURUMU
Cam sanatının Türkiye’de yeterince tanınmadığını dile getiren Didikoğlu, malzeme maliyetlerinin yüksek olması ve öğrenme sürecinin zorluğunun bu sanatı geri planda bıraktığını belirterek,
“Bursa’da üfleme cam sanatıyla ilgilenen tek kişi benim. Türkiye genelinde de bu işi yapan kişi sayısı çok az. Bunun nedeni, cam malzemelerinin pahalı ve öğrenme sürecinin zor olması. Türkiye’de renkli cam üretilmiyor, bu yüzden yurtdışından ithal ediyoruz. Bir eseri yapmak bazen günler alıyor ve yüksek maliyetlerle karşılaşıyoruz. Bu durum cam sanatını kısıtlıyor.” dedi.
Cam sanatının tanıtımı için devlet ve yerel yönetimlerin daha fazla destek sağlaması gerektiğini vurgulayan Didikoğlu, şu önerilerde bulundu:
“Gençler bu mesleği tanımıyor. Billboardlarda cam yapımı ile ilgili görseller kullanılabilir, belgeseller yayınlanabilir. Camın yapılışı o kadar estetik ve büyüleyici ki görenlerin ilgisini çekmemesi imkansız. Bu sayede hem bu meslek unutulmaz hem de geleceğe aktarılır.”
CAM VE ATEŞLE TANIŞMANIN ZEVKİ
Didikoğlu, cam üflemenin hem yaratıcı hem de benzersiz bir deneyim sunduğunu belirterek, herkesin bu deneyimi yaşaması gerektiğini söyledi. Didikoğlu,
“Cam ve ateşle çalışmak tarif edilemez bir zevk. Katı bir suya şekil veriyorsunuz. Bu duyguyu herkesin tatması gerektiğini düşünüyorum. Ancak kurs ücretleri birçok kişiye pahalı geliyor. Oysa devlet destek verse, bu sanat daha geniş kitlelere ulaşabilir.” şeklinde konuştu.
SANATA BAKIŞ VE BURSA’DA CAM
Bursa’daki sanat algısını eleştiren Didikoğlu, insanların sanat eserine ticari bir ürün gibi baktığını ifade ederek,
“Bursa’da insanlar genelde ‘beğendim, alırım’ düşüncesinde. Sanat eserine bir sanat olarak değil, çarşı-pazar ürünü gibi bakıyorlar. Sanatın değeri ve emeği yeterince bilinmiyor.” dedi.
Didikoğlu, Türkiye’de cam sanatının hak ettiği yere ulaşmasını hedefliyor. Yüksek maliyetlere ve sınırlı tanınırlığa rağmen bu sanatı tutkuyla sürdüren Didikoğlu, cam üflemenin hem sanat dünyasında hem de toplumda daha fazla yer bulması gerektiğine inandığını dile getirdi.
Kaynak: Fethiye AKIN
Son Haberler
Emekliler için maaş farkı ödemeleri ne zaman yapılacak? İşte tarihler…
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı: "Oyunculuk benim kaderim"
Bursa’da iki park geçici süreyle kapatıldı