Hava Durumu

12 yıllık bir başarı öyküsü! Kadınları yaşama bağlayan dayanışma

Kumyaka Köyü Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Arife Korkmaz'dan dernekleri hakkında bilgi aldık. "Evde tüketeceğimize, burada üretiyoruz" diyen Korkmaz, ayrıca eşsiz bir doğal ve kültürel zenginliğe sahip olan köyleri hakkında da bilgiler verdi.

Haber Giriş Tarihi: 11.08.2022 07:00
Haber Güncellenme Tarihi: 18.08.2022 13:39
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
12 yıllık bir başarı öyküsü! Kadınları yaşama  bağlayan dayanışma

Süleyman TURUNÇ / Nezaket ÇETİN

Bursa'nın incisi Mudanya’nın gizli cennetlerinden bir tanesi de Kumyaka (Siği) Köyü. Eski bir Rum köyü olan Kumyaka'ya girdiğinizde; sizi adeta buram buram tarih, kültür ve samimiyet karşılıyor. Bu özelliklerinin dışında Kumyaka Köyü'nün kadınları örnek bir projeye de imza atmış. Kumyakalı kadınlar, 12 yıldır ayakta tuttukları (Siği) Kumyaka Kadınları Dayanışma Derneği sayesinde hem boş zamanlarını değerlendiriyor, hem de hane bütçesine katkı sağlıyor. Bu önemli oluşumla ilgili Dernek Başkanı Arife Korkmaz ile kısa ama keyifli bir sohbette bulunduk.

N.Ç.: Merhabalar, bize derneğinizden kısaca bahseder misiniz?

A.K.:Merhaba... Derneğimiz 12 yıl önce bir grup Kumyakalı kadının, o dönemki muhtarımızın da öncülüğünde adım atmasıyla kuruldu. Yaklaşık 5 ay sonra ben de bu derneğe katkıda bulunmak için kolları sıvadım. Dernekte 38 yerli kadın üyeden 8 üyenin dernekte çalışmaktadır, Dernek ilk önce Kumyaka Köyü Sahil’inde 2009 yılı Eylül ayında iki tane çadırla çalışmaya başladı. Zamanın köy muhtarının yönlendirmesiyle eski, terk edilmiş iki sınıflı ilkokula geçti ve şu an ki halini aldı.

N.Ç: Peki, dernek size bir kazanç sağlıyor mu? Sağlıyorsa kazançlarınız ne kadar oluyor?

A.K.: Pandemi sürecinde kazançlarda düşüş yaşadık. Buna rağmen İktisadi işletme olarak faaliyetimizi sürdürüyoruz ve dernek olarak vergilerimizi ödüyoruz. Dernekte 38 kadın üye var. Bunlardan şu anda sadece 8 tanesi çalışıyor. Derneğin bütün masraflarını gelir giderini hesapladıktan sonra, çalışan kadınlar evlerine sadece çok az bir miktarda gelir götürebiliyor.

N.Ç: Dernek olarak bulunduğunuz köyde mutlaka yardımlaşma ve etkinlikler yapmışsınızdır. Bize bu etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz ?

A.K.: Derneğin bünyesinde çalışan kadınlar köyün yerlilerinden oluşmaktadır. Köy halkına Ramazan aylarında ücretsiz olarak 150, 200 kişilik iftar yemeği veriyoruz, yine aynı şekilde cenaze ve düğünlerde pilav, helva, lokma dağıtımı yapıyoruz. Bununla birlikte her Muharrem ayında geleneksel olarak köy halkına aşure ikramında bulunuyoruz.  

N.Ç: Peki Arife Hanım, gördüğüm üzere burada sadece yardımlaşma söz konusu değil... Bahçenizde kocaman bir kahvaltı alanınız var ve sanki biraz da kafe tarzında düzenlenmiş gibi buna istinaden bizlere menünüzden bahseder misiniz?

A.K.: Evde tüketeceğimize burada üretiyoruz düşüncesi ile faaliyetlerine devam ediyoruz. 150 kişilik bir misafir ağırlama imkânımız var zaten buraya daha çok günübirlik tatilciler ve aileler geliyor. Kahvaltı menümüzde ise zengin içerikli serpme kahvaltı( menemen, zeytin çeşitleri, zeytin, el açması çiğ börek ve gözleme, kahvaltılık salça termosta çay) börek çeşitleri çok cüzi bir miktarda, yapılan yemekler ise günün menüsü olarak değişiyor.

N.Ç: Arife Hanım çok merak ettiğim bir diğer husus ise anladığım kadarıyla burası aynı zamanda bir kalkınma ve dayanışma derneği... Peki sizler kalkınma adı altında ne gibi etkinliklerde bulunuyorsunuz veya vermiş olduğunuz ya da hali hazırda devam eden kurslarınız var mı?

A.K.: Derneğimiz sadece yardımlaşma derneği değil. Burada köy halkına turizm alanında POŞKEP kursları verdik. Buna ilaveten İngilizce ve aşçılık kurslarımız da oldu. Hatta köy halkı, köyde yaşayan öğrenciler özellikle İngilizce kursuna yoğun ilgi gösterdi.

N.Ç.: Sağladığınız bu olanaklar karşısında herhangi bir ödülünüz veya birinciliğiniz var mıdır?

A.K.: Derneğimiz, Türkiye Kadın Dayanışma Derneği Federasyonu'nda beşinci sırada yer almaktadır ve dernek olarak aynı zamanda Bursa Tarım ve Gastronomi Festivalinde 25 dernek arasından 1’inciliğe layık görüldük.

N.Ç.: Peki Arife Hanım bize şu anda bulunduğumuz köyün özelliklerinden bahseder misiniz ?

A.K.: Köy aslında bir Rum köyü hatta bazı ev ve zeytinlikler Rumlardan kalma. Dünyanın en büyük üçüncü kilisesi burada. Tarihi zenginliğe sahip olan köyümüz birinci dereceden sit alanı ilan edildi. Köy mimarisinin yanı sıra bazı lezzetlerde hala varlığını koruyor. Rumların meşhur Paskalya böreği bunlardan biri, bizlerde bu böreği daha çok dini bayramlarda yapıp köy halkına dağıtıyoruz.

Köyümüz daha çok bir emekli köyü dışarıdan çok kimse gelmiyor, bazı zeytinliklerin satılmış olmasına rağmen köy halkı evlerinden vazgeçmiyor. Köyün nüfusunun büyük bir kısmını Girit mübadilleri ile Selanik ve Arnavut göçmenler oluşturuyor.

N.Ç: Arife Hanım bu zamana kadar çok güzel bir o kadar da yararlı bir sürü faaliyetlerde bulunmuşsunuz. Peki dernek olarak sağladığınız bu olanakları nereye kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz?

A.K: Aslında Eylül ayında okulların açılmasıyla birlikte derneğimizin şu an içinde olduğu bina ilkokul olduğu için öğrenci alımı söz konusu olursa eğer derneği kapatmak zorunda kalacağız. Anaokulu olarak düşünülen binamız bu noktada köyümüze çok fazla fayda sağlamayacaktır. İl Milli Eğitim Müdürü ne kadar binanın bizim olduğunu söylese de derneğin faaliyetlerine son vermesi gibi bir durum söz konusu. Bu noktada alternatif bir çözüm bulunmasını köy halkı olarak talep ediyoruz. Burası bizim adeta yaşama tutunma alanımız gibi oldu. Dernek olarak sadece satış yapmıyoruz. Aynı zamanda köyümüze cemiyetlerde, cenazelerde fayda sağladığımız gibi; açtığımız KOSGEB destekli kurslarla da köy kadınlarının gelişimine katkıda bulunuyoruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.