
Güney Amerika'da yaşayan bu tarantula, dünyanın en büyük örümceği olarak tarihe geçti. Diğer örümceklerin daha uzun ayakları olmasına rağmen, Theraphosa Blondi'nin geniş gövdesi 170 gram ağırlığında.
Tüm Theraposa familyasına 'kuş yiyenler' ismini veren,Goliath kuş yiyen (goliath birdeater) olarak bilinen bu devasa örümcek aslında göründüğü kadar tehlikeli değil. Takma ismine rağmen, Theraphosa Blondi örümceği nadiren kuşlarla besleniyor.
George Washington Üniversitesi'nden örümcek alanında uzman Gustavo Hormiga, Theraphosa Blondi'nin daha çok eklembacaklılardan beslendiğini belirtiyor. "Bu örümcek, genel olarak yırtıcı ve küçük fare ya da kertenkele gördüğünde, onları da yiyebilir," diyor Hormiga.
Fakat bu örümcekten avını yakalaması için büyük bir ağ kullanmasını beklemeyin Theraphosa Blondi yemeğini eski yollarla buluyor; zehirli dişlerini kullanarak..
Hormiga, zehrinin insanlar için zararlı olduğunu düşünmese de, çoğu örümcek gibi, Theraphosa Blondi'de zehir üretiyor. Isırması, daha çok arı sokmasını andırıyor, fakat neredeyse hiç tıbbi müdahale gerektirmiyor.
THERAPHOSA BLONDİ'NİN TÜYÜNDEN SAKININ
Theraphosa Blondi, ağ yapmasa da, ip üretip kullanıyor. Örümcek, ormandaki çukur ve zemindeki oyuklarda yaşıyor. Bir memeli, lezzetli bir örümcek atıştırmak isteyip oyuğa girmeye çalışırsa, Theraphosa Blondi'nin zehirden daha kullanışlı bir silahı var; tüyleri. "Bu tüylerin, mikroskoptan bakıldığında, zıpkın şeklini aldığı görülebilir," diyor Hormiga. Bu da, tüylerin derinin içine işlemesini sağlıyor. "Bu örümcekler, tüylerini salmak için, dördüncü çift ayaklarını karınlarının üstüne sürtüyorlar. Bu tüyler, kaşınma hissi uyandırıyor."