
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Beş Ressam Bir Şehir Canım İstanbul programında anlamlı bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında İstanbul’a duyduğu derin sevgi ve bağlılığı vurgulayan Erdoğan, “Bu aziz şehirde doğmuş olmaktan, büyümekten ve ona hizmet etmekten daima şeref duydum” dedi.
İstanbul’a 4,5 yıl belediye başkanı, ardından 28 yıl boyunca başbakan ve cumhurbaşkanı olarak hizmet ettiğini hatırlatan Erdoğan, “İstanbul’a aşkla hizmet etmenin onurunu yaşıyorum” ifadeleriyle şehre olan duygusal bağlılığını dile getirdi.
Konuşmasında İstanbul’a kazandırılan projeleri sıralayan Erdoğan; Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı, Büyük Çamlıca Camii, Ayasofya-i Kebir Camii'nin yeniden ibadete açılması ve Rami Kütüphanesi gibi eserlerle şehrin kalıcı hafızasına iz bıraktıklarını söyledi.
“İstanbul’a ileride hep hayırla yad edilecek kalıcı izler ve eserler bırakmanın bahtiyarlığı içindeyim. İstanbul için hiçbir zaman yaptıklarımızla yetinmedik, yetinmeyeceğiz,” diyerek kentin geleceğine yönelik yatırımların süreceği mesajını verdi.
Beş Ressam Bir Şehir Canım İstanbul sergisini anlamlı bir buluşma olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı, toplumu kültürle, sanatla ve medeniyetle buluşturan bu gibi etkinliklerin önemine dikkat çekti.
Mustafa Sekban, Faruk Cimok, Selahattin Kara ve Enver Fazlı’nın eserlerini takdirle anarken, üç yıl önce hayatını kaybeden Ayhan Türker’i de rahmetle andı. Erdoğan, “Her bir tablo, İstanbul’un güzelliğini bir şiir gibi anlatıyor,” diyerek sergideki çalışmaların kente dair sanatsal bir anlatım sunduğunu ifade etti.
Erdoğan konuşmasında İstanbul’un medeniyet tarihindeki yerini şöyle tanımladı:
“İstanbul; tarih demektir, kültür demektir, ilim demektir, sanat demektir. Bu şehir; camileri, çeşmeleri, şiirleri, mimarisiyle medeniyetimizin özü, Türk-İslam coğrafyasının ortak değeri ve zenginliğidir.”
Necip Fazıl’ın “Canım İstanbul” şiirine de atıfta bulunan Erdoğan, “Yıldızların en göz kamaştıranı İstanbul’dur” sözleriyle kentin ruhunu yansıttı. Koca Ragıp Paşa’nın “Maksut eserse, mısra-i berceste kafidir” beytini hatırlatarak, her tablonun İstanbul’un bir mısraı olduğunu söyledi.
Konuşmasının sonunda, şehre olan sevdanın ömür boyu süreceğini belirten Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı:
“Hakim-ül İstanbul değil, Hadim-ül İstanbul olarak devam edeceğiz. Bu can bu tende olduğu müddetçe İstanbul'a olan sevdamız bitmeyecek. İstanbul'un hizmetkarı olmayı son nefesime kadar bir övünç madalyası olarak göğsümde taşıyacağım.”
Aynı zamanda serginin siyaset, kültür ve sanatın kesişim noktası olduğuna dikkat çeken Erdoğan, genç ressamları öz değerlerle yoğrulmuş özgün eserler üretmeye davet etti.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Yüzyılı vizyonunun sanatçılarla şekilleneceğini belirterek, “Ressamlarımız, şairlerimiz, edebiyatçılarımız ve ilim insanlarımız bu vizyonun taşıyıcısı olacak. Genç ressamlarımızın, büyük ustalardan ilham alarak özgün eserler üretmeleri çok kıymetli” dedi.