Nisan ayında Türkiye'nin birçok bölgesini etkisi altına alan zirai don, yaş meyve ve sebze üretimini olumsuz yönde etkiledi. Ancak Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkanı Senih Yazgan, ihracatçılar açısından karamsar bir tablo çizilmemesi gerektiğini vurgulayarak, mevcut durumda en iyi ihracat performansının dahi sergilenebileceğini belirtti.
Zirai donun geniş bir coğrafyada etkili olduğunu ve birçok ürün grubunda hasara neden olduğunu söyleyen Yazgan, “Türkiye çok geniş bir tarım coğrafyasına sahip. Evet, bazı bölgelerde ciddi zararlar oldu ancak donun etkili olmadığı ve üretimin sürdüğü alanlar da mevcut. Bu nedenle ihracat açısından genel bir kayıptan söz etmek için henüz erken” dedi.
AZ AMA KALİTELİ ÜRÜN BEKLENTİSİ YÜKSEKSenih Yazgan, Türkiye'nin bazı ürünlerde dünya pazarlarında önemli bir tedarikçi konumunda olduğunu hatırlatarak, “Toplam üretimin yalnızca yüzde 10’unu ihraç ediyoruz. Ürün azalsa bile, ihracat kapasitemizi sürdürecek potansiyele sahibiz. Üstelik bazı ürünlerde, az ama kaliteli ürün beklentisi yüksek. Bu da ihracatçılar için avantaj yaratabilir” ifadelerini kullandı.
Zirai donun etkileriyle birlikte iç piyasada fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğuna da değinen Yazgan, “Tüketici açısından ürün fiyatlarında yukarı yönlü bir baskı olacak. Özellikle Akşehir ve Sultandağı gibi kiraz üretiminin yoğun olduğu bölgelerde rekoltede düşüş bekleniyor. Ancak kalite yüksek olacağı için üretici az ürünü yüksek fiyatla satarak gelirini dengeleyebilir” dedi.
BENZER SORUNLAR AVRUPA’DA DA YAŞANDIYazgan ayrıca Avrupa pazarında da benzer üretim sorunları yaşandığını belirterek, bu durumun Türk ihracatçılar için bir fırsat olabileceğini dile getirdi: “Az ürün, büyük kalibre demek. Avrupa’daki alıcılara bu durumu anlatmak da kolay olacak. Fiyatlar yükselirken kaliteli ürünle pazar avantajı elde edebiliriz.”
Tarım sektörünün doğası gereği risklerle iç içe olduğunu söyleyen Yazgan, üreticilerin bu risklere karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirterek, “Tarımı açık hava fabrikası gibi düşünmek lazım. Beş yılda bir kayıplar yaşanabilir. Üreticinin zararının devlet tarafından karşılanması, sürdürülebilir üretimin anahtarıdır” şeklinde konuştu.