Nilüfer Belediyesi’nin 40 dönümlük arazide gerçekleştirdiği lavanta üretiminde bu yıl yaklaşık 4 bin kilogram ürün elde edildi. Hasat edilen lavantalar, Nilüfer Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi'nde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülecek ve böylece hem yerel ekonomiye katkı sağlanacak hem de lavanta tarımının potansiyeli değerlendirilecek.
Nilüfer Belediyesi’nin kırsal kalkınmayı teşvik etmek ve tarımsal çeşitliliği artırmak amacıyla başlattığı lavanta üretim projesinde bu yılın hasatına başlandı.
2024 yılında Fadıllı ve Karacaoba mahallelerinde toplam 40 dönümlük arazide toprakla buluşan lavanta fideleri, bir yıllık özenli emeğin ardından şimdi göz alıcı mor çiçekleriyle tarlaları süslüyor.
Kimyasal ilaç kullanılmadan ve minimum su tüketimiyle, tamamen çevre dostu yöntemlerle yetiştirilen lavantalar titizlikle hasat ediliyor. Hasat sonunda yaklaşık 4 bin kilo ürün alınması öngörülüyor.
Hasadı tamamlanan lavantalar, Nilüfer Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi’nde işlenerek uçucu yağ ve hidrosol gibi değerli ham maddelere dönüştürülecek ve elde edilen bu hammaddeler, sabun, kolonya ve lavanta yağı gibi katma değeri yüksek ürünlere çevrilecek.
Başkan Şadi Özdemir, Fadıllı Mahallesi’nde gerçekleştirilen lavanta hasadına katılarak işçilerle birlikte lavanta topladı. Lavanta üretiminin amacının, çiftçinin gelir seviyesini yükseltmek ve ilçede tarımsal faaliyetleri yeniden canlandırmak olduğunu vurgulayan Başkan Özdemir, Nilüferli çiftçilerin tekrar üretimin merkezine yerleşmesi için çalıştıklarını ifade etti. Çiftçilere lavanta üretimine yönelmeleri çağrısında bulunan Özdemir, bu tür alternatif ürünlerin tarımda yeni bir dönemin kapısını aralayabileceğini belirtti.
‘LAVANTAYLA KIRAÇ TOPRAKLAR EKONOMİYE KAZANDIRILIYOR’Başkan Şadi Özdemir, lavantadan lavanta yağı, sabun ve kolonya gibi katma değeri yüksek ürünler elde edeceklerini belirtti. Özdemir, lavantanın en önemli özelliğinin verimli topraklara ihtiyaç duymaması ve çok az suyla, kıraç arazilerde dahi yetişebilmesi olduğunu vurguladı. Bu sayede üretim dışında kalmış toprakları ekonomiye kazandırarak, çiftçilerin gelirlerini artıracaklarını ve üretim güçlerini yükselteceklerini ifade etti.