“Marmara'yı atık çukuru gibi kullandık şimdi bedelini ödüyoruz”

Mavi denizanası (Rhizostoma pulmo) Marmara kıyılarında yoğun şekilde görülmeye başladı. Uzmanlara göre bu durum yalnızca bir doğa olayı değil, insan kaynaklı çevre tahribatının sonucu. Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi’ni atık çukuru gibi kullandık. Şimdi bedelini ödüyoruz” uyarısnda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 04.10.2025 15:37
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2025 15:37

Marmara Denizi kıyılarında son günlerde artan mavi denizanası (Rhizostoma pulmo) yoğunluğu, hem çevre uzmanlarını hem de halk sağlığı otoritelerini alarma geçirdi. Normalde derin sularda yaşam süren bu türün, kıyılarda sıkça görülmesi ciddi bir ekolojik bozulma sinyali olarak değerlendiriliyor.

Uzmanlara göre, deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik oranlarının yükselmesi, besin zincirindeki değişimler ve kontrolsüz avcılık bu değişimin temel nedenleri arasında.

SAĞLIK, TURİZM VE BALIKÇILIK RİSK ALTINDA

Denizanalarının yoğunluğu yalnızca çevre için değil, insan sağlığı ve ekonomik faaliyetler açısından da ciddi riskler doğuruyor. Uzmanlar, bu canlılarla temas halinde ciltte yanma, kaşıntı ve tahriş gibi sorunların ortaya çıkabileceğini belirtiyor.

Ayrıca denizanalarının kıyıya vurduktan sonra hızla parçalanması, kötü koku ve çevresel kirliliğe neden oluyor. Bu da hem turizmi sekteye uğratıyor hem de deniz suyunun kalitesini düşürüyor. Balıkçılık faaliyetleri ise ağlara zarar veren denizanaları nedeniyle olumsuz etkileniyor.

“DENİZLE KURULAN YANLIŞ İLİŞKİ TOKAT GİBİ YÜZÜMÜZE İNİYOR”

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde yaşanan bu sürecin doğal bir döngü değil, insan eliyle tetiklenmiş bir ekolojik kriz olduğunu vurguladı.

“Marmara Denizi’yle kurduğumuz yanlış ilişkinin acı sonuçlarını her gün tokat gibi yüzümüze inmeye devam ediyor” diyen Sarı, uyarılarına şu sözlerle devam etti: “2001 yılında yaşadığımız müsilaj felaketinin ardından, şimdi yeniden aynı senaryo sahnede. 14 Eylül itibarıyla müsilaj geri döndü. Aynı anda kıyılarımızda mavi denizanası istilası yaşanıyor.”

MAVİ DENİZANASI NEDEN ÇOĞALDI?

Prof. Dr. Sarı, mavi denizanalarının kıyılarda bu kadar yaygın hale gelmesinin temel nedenlerini şöyle sıraladı:

Yıllardır süren deniz kirliliği Arıtılmadan denize bırakılan evsel ve endüstriyel atıklar Tarımsal kimyasalların denize akıtılması Aşırı ve yanlış avlanma ile doğal düşmanların yok edilmesi İklim değişikliği ve deniz suyu sıcaklığının artması

Bu etkenlerin birleşimi, Marmara Denizi’nde fırsatçı türlerin çoğalmasına olanak tanıyor.

EKOSİSTEMDEKİ ALARM ZİLLERİ

Müsilajın yalnızca balık türlerini değil, denizanalarını da etkilediğini aktaran Sarı, kıyılarda toplu denizanası ölümleri gözlemlendiğini söyledi. Bu durum, denizlerdeki canlı yaşamının büyük bir baskı altında olduğunu gösteriyor.

ÇÖZÜM NE? DENİZLE KURULAN İLİŞKİ DEĞİŞMELİ

Prof. Dr. Mustafa Sarı, bu felaketlerin önüne geçmek için topyekûn bir zihniyet değişimine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Sarı, şu uyarılarda bulundu: “Arıtılmamış tek bir damla atık bile denize bırakılmamalı. Kıyılar gelişi güzel doldurulmamalı. Deniz çayırları, pinalar gibi habitatlara zarar verilmemeli. Aşırı avcılık durdurulmalı. Unutmayalım ki deniz, balıkların, yengeçlerin, mercanların evi. Onların evi ne kadar önemliyse bizim evimiz de o kadar önemli.”

Mavi denizanasının Marmara kıyılarında bu denli yoğun şekilde görülmesi, yalnızca geçici bir sorun değil. Bu tablo, Marmara Denizi'nin kırılgan yapısının giderek bozulduğunun en somut göstergesi olarak karşımızda duruyor.

Yetkililer ve bilim insanları, bu uyarılara kulak verilmediği takdirde çok daha büyük çevresel ve ekonomik krizlerle karşı karşıya kalınabileceğini belirtiyor.