
Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Melike Baysal, kuduzun hem insanlar hem de hayvanlar için son derece tehlikeli ve ölümcül bir hastalık olduğunu vurguladı.
28 Eylül Dünya Kuduz Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Baysal, “Kuduz hastalığı yüzde 99 oranında ölümcül; ancak düzenli ve doğru aşılamayla bu hastalıktan yüzde 100 korunmak mümkün” dedi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yılda ortalama 1-2 kuduz vakası görülüyor. Ancak kuduz riskli temas sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Baysal, “2018-2022 yılları arasında riskli temas ortalaması 267 bin iken, bu sayı 2023 yılında 437 bine ulaştı. Bu artış, kuduzun yaygınlaştığını değil, halkın bilinçlenerek sağlık kuruluşlarına başvurduğunu gösteriyor” dedi.
KUDUZ AŞISININ TARİHİ OSMANLI’YA KADAR UZANIYORKuduz aşısının bilimsel geçmişine de değinen Baysal, Louis Pasteur tarafından geliştirilen aşının 1887 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na getirildiğini ve İstanbul’da kurulan Dâru’l-Kelb ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi ile Doğu’nun ilk kuduz araştırma ve aşı merkezinin açıldığını hatırlattı.
Son dönemde kamuoyunda tartışılan sahipsiz hayvanların toplu itlafı konusuna da değinen Baysal, bu yöntemin hem etik hem de bilimsel açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti. “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), toplu itlaf uygulamalarına karşıdır. Aşılı ve kısır hayvanların yok edilmesi, sürü bağışıklığını zayıflatır ve toplum sağlığını daha büyük risk altına sokar” ifadelerini kullandı.
SORUMLU SAHİPLİK OLMAZSA KUDUZLA MÜCADELE EKSİK KALIRKuduzla etkin mücadele için öncelikli olarak sorumlu sahiplik anlayışının yerleşmesi gerektiğini vurgulayan Baysal, şu uyarılarda bulundu:
Hayvan sahipleri, bakım ve sağlık sorumluluğunu eksiksiz yerine getirmeli. Tüm sahipli hayvanlar 31 Aralık 2025 tarihine kadar mikroçiple kayıt altına alınmalı. Kırsal bölgeler başta olmak üzere sahipli ve sahipsiz köpekler kısırlaştırılmalı.Sahipsiz hayvanların yalnızca veteriner hekimlerin gönüllü çabalarıyla korunamayacağını belirten Baysal, “Nasıl ki dezavantajlı insanların sağlık sorunlarını devlet üstleniyorsa, dezavantajlı hayvanların da sorumluluğu devlete aittir. Ücretsiz hizmet beklentisi doğru değil; kalıcı çözüm için kamu eliyle koordinasyon şart” dedi.
Baysal açıklamasını, “Hayvanı ve çevreyi korumadan insanı korumak mümkün değildir. Bilimsel yöntemleri rehber edinmeli, günü kurtaran değil geleceği planlayan adımlar atmalıyız” sözleriyle sonlandırdı.