Her yıl 17 Nisan’da farkındalık yaratmak amacıyla kutlanan Dünya Hemofili Günü kapsamında Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Bilen’den önemli bir açıklama geldi.
Prof. Dr. Yusuf Bilen, hemofili hastalığında erken tanı ve kişiye özel tedavi planlarının hayat kurtardığını belirtti. Kanamanın durmasını sağlayan pıhtılaşma faktörlerinin eksikliğiyle ortaya çıkan bu kalıtsal hastalık, doğru takip edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına ve kalıcı hasarlara neden olabiliyor.
“Hemofili sadece bir hastalık değil, bir yaşam şeklidir” diyen Prof. Dr. Bilen, bu hastalığın genetik geçişli olduğunu ve çoğunlukla A ve B tipi olarak görüldüğünü kaydetti. Hemofili A her 5 bin doğumda bir, Hemofili B ise her 30 bin doğumda bir görülüyor. Bu iki tipin de erken yaşlarda ciddi kanama risklerine yol açabileceğini belirten Bilen, özellikle ağır hemofili vakalarında doğumdan itibaren beyin kanaması, mide ve kas içi kanamalar gibi hayati tehlikelerle karşılaşıldığını ifade etti.
Bilen, en riskli dönemlerin çocukluk yılları olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Oyun çağındaki çocuklar diz, omuz ve kalça eklemlerine sıkça kanama geçirebilir. Bu durum, eklem kayıplarına kadar varabilir. Bu yüzden çocukların yakından izlenmesi ve kanama riski olan aktivitelerden kaçınılması büyük önem taşıyor.”
TEDAVİDE YENİ DÖNEM: ENJEKSİYON ARALIĞI ARTIRILDIGeçmişte hemofili hastalarının haftada 3-4 kez faktör tedavisi almak zorunda kaldığını hatırlatan Prof. Dr. Bilen, gelişen biyoteknoloji sayesinde bugün artık tedavi sıklığının azaldığını söyledi:
“Yeni nesil ilaçlarla birlikte enjeksiyonlar artık iki haftada bir hatta ayda bire kadar uzayabiliyor. Bu da hastaların hem fiziksel hem psikolojik olarak kendilerini daha özgür ve sağlıklı hissetmelerini sağlıyor.”
Bilen ayrıca, hemofili tedavisinde uygulanan ilaçların kişisel genetik yapıya ve hastalığın alt tipine göre belirlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Kapsamlı takip ve bireyselleştirilmiş tedavi planlarıyla, hemofili hastalarının normal yaşam standartlarına oldukça yakın bir hayat sürebileceğinin altını çizdi.