
Bursa’nın Etibank Mahallesi’nde yıllardır hizmet veren “Kara Çay Ocağı”, Seda Kara’nın yönetiminde erkek egemen bir sektörde örnek bir işletmeye dönüştü.
Sabahın erken saatlerinde ocağı açan Kara, öğle saatlerinde ise el arabasıyla okul önlerinde tost satarak öğrencilerin karnını doyuruyor.
Seda Kara’nın işletmecilik serüveni, oğlunun satın aldığı çay ocağıyla başlıyor. Oğlu küçük olduğu için işi sürdüremeyince, eşi ve kayınpederi devralıyor. Ancak kayınpederin vefatının ardından işin sorumluluğu tamamen Seda Kara’ya geçiyor.
Kara, iş yerinde saygıyı ön planda tutuyor. “Burası benim mekanım, burada küfür olmaz. Kadınlara saygısızlık eden olursa hemen müdahale ederim” diyen Kara, mahalledeki esnaf ve müşterilerle uyumlu bir ilişki sürdürüyor.
Yoğun tempoda çalışmasına rağmen Kara, hem çay servisi hem tost hem de siparişlerle ilgileniyor. “Her yerden ses gelir, biri çay ister, biri tost… Hepsine yetişmeye çalışıyorum. Zor ama seviyorum” ifadelerini kullanıyor.
Seda Kara, sadece çay ocağı işleterek değil, okul önlerinde tost satışı yaparak da geçimini sağlıyor. Başlangıçta bazı kişilerden şikayetler almasına rağmen pes etmeyen Kara, ikinci bir tost arabası alarak çalışmalarına devam ediyor.
Kadın esnaf olmanın zorluklarını anlatan Kara, “Başta korkuyordum ama şimdi özgüvenim arttı. Erkek işi yapıyorum ama altından kalkabiliyorum. Çünkü kararlıyım” diyerek diğer kadınlara da cesaret mesajı veriyor.
Günün büyük kısmını erkek müşterilerin arasında geçiren Kara, iş yerinde farklı bir karaktere büründüğünü belirtiyor. “Burada çalışırken sanki zırh giyiyorum. Ama eve gidince o zırhı çıkarıyorum, yine merhametli ve yumuşak huylu biri oluyorum” diyen Kara, eşinin ve ailesinin desteğiyle işini başarıyla sürdürüyor.
“Kızım da bazen gelir, birlikte çay dağıtırız. Bu artık bizim aile işimiz” diyerek sözlerini tamamlayan Kara, kadın girişimciler için ilham verici bir örnek teşkil ediyor.