
Ayşe Nur ESEN/ Ali KAMUR
Yöre halkı tarafından Güvercinlik adıyla da anılan Saitabat Şelalesi'ne özellikle Arap turistler serinlemek amacıyla yoğun ilgi gösteriyor. Suyun debisine rağmen sert kayalıkların yer aldığı şelale çevresinde piknik alanları, lokantalar ve büfeler yer alırken bu alan mesire ve dinlenme alanı olarak da kullanılıyor.
DOĞAL TERAPİ MERKEZİ
Kestel ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve şehir merkezine 12 km uzaklıkta yer alan Saitabat, yemyeşil çimenler ve çınar ağaçlarıyla çevrili bir alan. Uludağ'ın zirvelerinden gelen kar ve kaynak sularının birleşimiyle ve biriken sularla oluşan şelale, yıllarca aynı noktadan akması nedeniyle suyolu bir kanyon oluşturarak şelalenin döküldüğü alanda doğal bir yapı meydana getirdi. Uludağ eteklerindeki şelalenin aktığı kanyon, doğa sporları ile uğraşanların buluşma noktası. Odun ateşinde, kiremitte tereyağı ile pişirilen alabalıklarıyla meşhur olan şelalenin çevresinde piknik alanları bulunuyor. Şehir merkezine yakın olması ve görülmeye değer doğasıyla muhteşem bir mesire alanı olan bölgede hem piknik yapılabilecek hem de pek çok yemek çeşidini içerisinde barındıran işletmeler de bulunuyor. Bol oksijen ve gölgelik alanı sayesinde çok sayıda ziyaretçisi bulunan Saitabat Şelalesi'nin piknik alanı da doğal bir terapi merkezi olarak büyük rağbet görüyor. Şelalesi kadar köy kahvaltısıyla da meşhur olan Saitabat Köyü, özellikle yaz aylarında pek çok yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yaparken en çok Arapların ziyaretiyle karşılaşıyor.
ŞELALE ÇEVRESİNDE GEZİLEBİLECEK ALANLAR
Şelalenin olduğu alan, piknik yerleri ve çeşitli yiyecekleri içinde bulunduran işletmelerin yanı sıra ziyaretçileri büyüleyen Saitabat Köyü'nün yakın çevresinde bulunan alanlar ise şu şekilde;
Derekızık Köyü; Uludağ'ın kuzey yamacında bulunan Derekızık Köyü'nü, bol oksijenli bir gezi için tercih edebileceğiniz alanlar listesine eklemelisiniz.
Babasultan Camii; Babasultan Köyü'nde yer alan camii Orhan Gazi tarafından 1335 yılında inşa ettirilmiştir. 2 farklı yapıdan meydana gelen eserin doğu tarafında olan bölüm düzensiz dikdörtgen planlı halde yapılandırılmıştır. Kuzeyinde son cemaat yerinin tüm bölümleri aynalı tonozlarla kaplı olan caminin her alanı iç taraftan sıvalı durumda.
Kestel Kalesi; Bizans döneminde tekfurluk merkezi olarak işlev gören Kestel Kalesi, Doğu Roma'nın sınır kalesi olarak biliniyor. Kalecik anlamına gelen 'castel' ismi, 1306 yılında Osmanlı'nın hakimiyet kurmasıyla beraber Kestel adını aldı.