
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçtiğimiz yıl yaklaşık 7 bin ton ahududu üretildi. Bu yıl da benzer bir üretim beklense de ülke üretiminin yüzde 85’ini karşılayan Bursa’nın Kestel ilçesinde gerçek tablo çok farklı. Dağ eteklerindeki kırsal mahallelerde üretim yapan çiftçiler, rekoltenin neredeyse yüzde 70 oranında düştüğünü söylüyor.
Kestel Ziraat Odası Başkanı Eyüp Kılıç, bölgenin böğürtlen ve ahududu üretiminde Türkiye’nin merkezi olduğunu vurgulayarak çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Bu yıl ahududu bahçeleri neredeyse bomboştu. 5 ton ürün alınan bahçelerden artık 1 ton bile zor çıkıyor. Ahududunun genetiği bozuldu, ağaçlar yoruldu, eski verimden eser kalmadı. Hasat başlamadan bitti.”
Kılıç, Avrupa’daki başarılı ıslah çalışmalarını örnek göstererek, Türkiye’de bilimsel tarım uygulamalarının yetersizliğine dikkat çekti. “Biz çiftçiyiz, uzman değiliz. Büyük ünvanlı kişiler televizyonlarda konuşuyor ama sahaya inen yok,” diyen Kılıç, yüksek ziraat mühendislerinin çiftçiye rehberlik etmesi gerektiğini belirtti.
BİR DİĞER TEHDİT İTHAL AHUDUDUKestelli üreticiler için bir başka tehdit de ithal ahududu. Kılıç, Bosna Hersek ve Sırbistan’dan gelen ürünlerin, Türkiye’deki tüccarların aynı fiyata ithal edip piyasaya sunduğunu ifade etti:
“Üreticiden çıkış fiyatı 150 liraydı ama dışarıdan da bu fiyata getirildi. Biz bu rekabetle baş edemiyoruz. Bir işçi günde 25 kilo toplasa da yevmiyesi 1500 lira. Üreticinin eline ne kalıyor siz hesaplayın.”
Geçen yıl yalnızca Lütfiye Mahallesi’nden 250 ton ürün çıktığını söyleyen Kılıç, bu yıl bu rakamın 70 tona kadar gerilediğini aktardı. Bu düşüşün önümüzdeki yıl daha da derinleşmesinden endişe ediliyor.
AHUDUDUNUN GELECEĞİ BELİRSİZAntioksidan açısından zengin olan ahududu, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kalp ve göz sağlığını destekliyor, sindirime yardımcı oluyor ve cildi besliyor. Ancak bu şifa deposu meyve, ihmal edilen üretim politikaları ve bilimsel destek eksikliği yüzünden yok olma riskiyle karşı karşıya.
Eyüp Kılıç’ın çağrısı net: “Ahududu bölgemizde tükenmek üzere. Bu meyvenin ıslah edilmesi acil bir zorunluluk. Aksi takdirde sadece çiftçi değil, Türkiye bu değerli ürünü kaybedecek.”