
Tarihi Balibey Han’da 16 yıldır cam sanatına gönül vermiş olan Ümmühan Ağırman, sanatla dolu yolculuğunu ve cam sanatına olan tutkusunu anlattı. Ağırman, bilgisayar programcılığı ve tasarım eğitimi almış olmasına rağmen, üniversite döneminde başlayan cam merakını keşfetmek için yurt dışına açıldığını belirtti.
İNGİLTERE’DE İLK DENEYİMLER VE ATÖLYE KURULUMUÜmmühan Ağırman, “Üniversite döneminde camla ilgili merakım başladı. İngiltere’ye dil öğrenmek ve yaşam tecrübesi edinmek amacıyla gittiğim dönemde, camla ilgili ilk eğitimimi aldım.” diyerek sürecini özetledi. İngiltere’de katıldığı uluslararası dört günlük atölye çalışması, onun bu alandaki tutkusunu pekiştirdi. Yurda dönüşünde ise ilk ev atölyesini kurarak cam sanatına adım attı.
2009 yılından bu yana Balibey Han’da çalışmalarını sürdüren Ağırman, “Buralarda geçen zaman içerisinde dükkan açtım, çeşitli etkinliklere ve festivallere katıldım. Böylece ürünlerimi hem yerel halk hem de sanat meraklılarına tanıttım.” şeklinde konuştu. Tarihi mekanın hem yerel halk hem de turistler tarafından ziyaret edilmesine rağmen, mekanın dışarıya sanatın içeriğini yeterince yansıtamadığının altını çizdi. Bu durumun sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını zorlaştırdığını belirtti.
SANATIN TERAPİ NİTELİĞİ VE ZORLUKLARIÜmmühan Ağırman, cam sanatının hem sabır hem de yaratıcılık gerektiren bir alan olduğunu vurguladı. Fiziksel olarak zorlayıcı olmasının yanı sıra, sanatın adeta terapi etkisi yarattığını ifade etti. “Ateşin başına oturdukça zihniniz dağılıyor, üretmek ise gereksiz dertlerden uzaklaşmayı sağlıyor,” diyen Ağırman, emeğin ve zamanın bu alandaki en değerli unsurlar olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’de cam sanatının yeterince değer görmediğine dikkat çeken sanatçı, “Ürettiğiniz ürüne siz ne kadar değer verirseniz, karşı taraf da öyle görür. Ancak bu alanda pazarı oluşturmak ve kendinizi tanıtmak oldukça önemli,” ifadelerini kullandı. Ağırman, cam malzemelerini İtalya’dan temin ettiğini, maliyetlerin ve enerjinin bu sanatın sürdürülebilirliği açısından belirleyici olduğunu dile getirdi. Ayrıca, cam sanatını meslek haline getiren birkaç isimle iletişimde olduğunu ve bu alanda üretimin geniş bir pazar oluşturduğunu belirtti.
Sanatçı, atölye çalışmaları ve workshoplar aracılığıyla her yaştan insanı cam sanatının büyülü dünyasıyla tanıştırdığını söyledi. “Katılımcılar, ister küçük yaşlarda olsun ister yetişkin, camın verdiği ilhamı ve sabrı hissediyor. Özellikle çocukların, kendi ilgi alanlarına göre yaratıcı projeler geliştirmesi beni çok mutlu ediyor,” diyen Ağırman, gelecekte bu sanatın daha geniş kitlelere ulaşması için önerilerini paylaştı.
Ağırman, cam sanatının hem estetik hem de ruhsal bir zenginlik sunduğunu belirterek, “Ellerinizle ortaya koyduğunuz her eser, aslında sizden bir parça taşıyor. Yaratıcılığınız ve emeğiniz, en önemli sermayeniz,” şeklinde konuştu.
Cam boncuk ve figür tasarımlarına olan tutkusu, sanatın insana kattığı değeri gözler önüne seriyor.
Balibey Han’da cam sanatını icra eden Ümmühan Ağırman, hem geçmişin izlerini taşıyan bu mekânda hem de yenilikçi atölye çalışmalarında, sanatı ve kültürü birleştiren önemli bir isim olarak öne çıkıyor.