
Bilal KAYAALTI
Şu bir gerçek ki, seyahat eden insanların anılarını dinlemek, onların çektiği fotoğrafların seyrine dalmak motive edici ve harekete geçirici eylemler arasında. Çıktığı Avrupa turu sırasında Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in memleketini ziyaret eden gezgin Derya Budak, Bursa Hayat'a Saraybosna izlenimlerini anlattı. Bütün evlerin duvarlarında soykırımın izlerinin olduğunu belirten genç gezgin, keşfetmek dünyanın en önemli hazinelerinden birisi olduğunu söyledi. Saraybosna'ya gelenlerin tarihin bütün izlerini bulabileceklerini ifade eden Budak, zaman tüneline girmek isteyenler Aliya'nın izlerini takip etmelerinin yeterli olacağını aktardı...
Efsane komutan Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in Saraybosna'nın hakim tepesi Kovaçi şehitliğindeki mezarı mütevaziliği ile dikkat çekiyor.
SARAYBOSNA'YI MUTLAKA GÖRÜN
İlk önce şunu söyleyeyim. Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna yorgun ve yaralı bir kalp. 90'lı yıllarda yaşanan katliamın ve savaşın izlerini bu şehrin duvarlarında, evlerinde görmek mümkün. Aynı zamanda Avrupa'nın ortasında bizden daha Osmanlı. Mesela, Aliya Izetbegoviç'in Türkler'e vasiyetini hatırlatmak istiyorum: 'Bosna'yı yalnız bırakmayın.' Hakikaten buraları asla yalnız bırakılmaması gereken bir coğrafya. Şehri tam ortasındaki Milyatska Nehri, soykırıma şahitlik yapmış. Konuştuğum insanlar, 'Nehir'in, o günlerde kan kırmızı aktığını söylediler. Kenti keşfetmek için harika bir başlangıç noktası söylemek gerekirse, Başçarşı Meydanı en iyi başlangıç olabilir. Saraybosna'da Başçarşı'yı ziyaret ederken kendimi Bursa'da geziyormuşum gibi hissettim. Sanki Hisar'ın, Emirsultan'ın, Hamzabey'in sokaklarında yürüyormuşum gibi bir hisse kapıldım. Daha sonra bana bu hissi veren şeyin sebil olduğunu fark ettim. Aynı sebilden Bursa'da da var. Bir inanışa göre bu sebilden su içen Bosna'ya geri dönermiş. Ben tekrar geri döneyim diye suyumu içtim... Başçarşı sokaklarında tanıdık bir simanın mekânı var... Galatasaray'ın eski gol kralı Tarık Hodžić'in restoranı. Menülerden dekora kadar her şey sarı-kırmızı, tam bir Galatasaray aşığı.
Başçarşı Meydanı şehre gelen misafirlerin gözlerini kamaştırıyor.
MİLLİ KÜTÜPHANE GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Saraybosna'nın Viyeçnitsa Millî Kütüphanesi ve Sergi Salonu 92'de yakılmış ve kullanılamayacak halde olduğundan kapanmış. Yeterli ödenek olmadığı için açılamamıştı ve bir önceki gelişimde kapalıydı. Üzerinde ödenek olmadığı için açılamadığı yazıyordu ve bu yazı, adeta açık hava müzesini andıran, her sokağı bir savaş mezarlığına çıkan, yeni yapılmış olanlar hariç diğer tüm binalardaki kurşun izleri kadar acı vermişti... Şimdi, Katar'ın desteğiyle yeniden açılmış. Yeni hali görülmeye değer... Bosna bayrağını andıran pencere yansıması büyüleyici olduğunu belirtmek isterim. Merdivenlerinde Saraybosna simgesi kırmızı güller saçılmış.'Tüm kitaplar yakıldı, unutmayın' yazılı bir levha var. İçeride bulunan Çanakkale resimleri sergisini görünce gözyaşlarıma hakim olamadım.
Bakırcılar, kumaşçılar, hediyelik eşya satan dükkanların bulunduğu sokaklar, insana huzur veriyor.
MOSTAR, TARİHİN GÖZYAŞI
Neretva Nehri'ni sıkıştıran iki dağın, Podvelez ve Hum Dağları'nın eteğine kurulan Mostar, vitrine yerleştirilen bir süs eşyası, dokunsan dağılacak bir sırça köşk gibi yükseliyor. Bakmaya kıyılamayacak kadar güzel. Kent iki kısımdan ibaret, tarihi boyunca olduğu gibi. Konak, Çarşıya gibi adlarla anılan eski mahalleler nehrin doğu, yeni mahalleler ise batı yakasında. Şu anda Hırvatlar batı kısmında, Boşnaklar doğu kısmında yaşıyor. Kentin Sırp sakinleri ise savaş sırasında kaçıp terk etmiş burayı. Kalan iki ayrı etnik ve dini topluluk, yani Boşnaklar ve Hırvatlar, eskiden olduğu gibi Neretva Nehri'nin yarattığı doğal uçurumun ayrı kıyılarını paylaşıyorlar. Nehrin kıyısındaki Koski Mehmet Paşa Camisi'nin minaresinden şehir manzarasını fotoğraflayabileceğiniz en güzel yer. Her açıdan nehri ve köprüyü fotoğraflıyorsunuz ve doyamıyorsunuz. Mimar Sinan'ın öğrencisi tarafından yapılan bu köprü, Sırpların sayısız bombardımanına dayanamayarak yıkılmış, ardından da Türk bir firma tarafından restore edilerek eski haline getirilmiş.
Saraybosna'nın en ünlü tarihi eserlerinden biri olan 'Viyeçnitsa' milli kütüphanesi, restore edildikten sonra yeniden ziyaret açıld
KOVAÇİ MEZARLIĞI VE İZZETBEGOVİÇ
Kovaçi mezarlığı, şehri tepeden selamlayan hakim bir noktada. Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç ve dostlarının kabirlere mütevazı ve gösterişten uzak. Yılın 12 ayı ziyaretçilerin gelip dua ettiği şehitlik, mutlaka görülmesi gereken bir yer. 90'lı yıllarda Bosna'da tüm dünyanın gözleri önünde çağın en büyük katliamlarından biri gerçekleştiren Sırplar tarafından şehit edilen binlerce Müslüman Boşnak, İzzetbegoviç'le aynı mekanda bulunuyorlar.
Mostar köprüsü, buraya gelen turistleri büyülüyor, içine çekiyor.
KALBİN YARISI BOSNA
Aynı dili konuşmasak ta, aynı dine inanan insanlarla anlaşmak zor olmuyor. Bizim Türk olduğumuzu konuşmamızdan ve selam verişimizden anlayan kardeşlerimiz,''Merhaba, nasılsın? sizi seviyoruz'' demeyi ihmal etmiyorlar. Samimi ve içten bir yakınlaşma söz konusu. Çok derinlerden gelen bir coşkunun kıpırtısı gibi. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum. Ben bir balkan aşığıyım. Buraları mutlaka görülmesi, hissedilmesi gereken yerler. Bizim dedelerimiz bu coğrafyaya imza atmış. İnanın, Bosna'da kalbimi bıraktım dersem abartmış olmam. Yine geri gelmek bu mübarek toprakların kokusunu bir kere daha içime çekmek istediğimi belirtmek isterim. Saraybosna'yı görmeyenlere, tarihin o müthiş kokusunu hissetmek isteyenlere buraları görmesini öneriyorum. Aliya İzzetbegoviç'in izlerini bu kadim ülkede görmek isteyenleri Bosna Hersek'e davet ediyorum ve Aliya'nın şu sözünü hatırlatıyorum: Bosna'yı yalnız bırakmayın...