Köprüden önceki son çıkış levhası, SABIR...

"Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir." (Bakara Sûresi, 153)

Ayeti celilede geçtiği üzere Allah'ın yardımı ancak sabredenlere olacaktır. Fakat  sabır ve çaresizlik asla aynı kefede değildir. Sabır sağa sola sapma ihtimalimiz olduğu halde, yoldan çıkmadan başımıza gelene rıza göstermektir. Çaresizlik ise, iki ayağın da kırık alçıda, kaçma ihtimalin olmadan mecburen beklemektir. Sabır nefsin isteklerinden Allah'ın yasaklarını düşünerek vazgeçmek, sıkıntılar yağmur olup üzerine yağdığında isyan etmeden tahammül şemsiyesini açarak korunmayı tercih etmektir.
İmtihan rüzgarına dayanmak için illa taş olmak gerekmez, bazen de içi sabırla dolu bir başak ol. Çünkü o yeri geldiğinde boyun eğmeyi de bilir, yeri geldiğinde savrulup başka bir yerde yeniden filizlenmeyi de...
Mü'min önce şehadet getirip Müslüman olarak, sonra da cennet gibi ebedi bir güzelliğe sahip olmak tercihi ile imtihana girmek için kayıt yaptırır. Fakat sınav başvurusunda bulunan herkes imtiyazsız sınavı kazanmaz. Sınavı ancak çalışanlar kazanır. Kaçanlar ise her zaman kurtulamayanlardır.
Kağıda dokunup iz bırakan kalem, küçücük bir tohumdan kocaman bir ağaca dönüşür de, yine kalem olmaz. Yontulması, üzerinde işlem görmesi ve belirli aşamalardan geçmesi gerek...

İnsan küçücük bir nutfeden bir anda meydana gelmez ki, anne ve baba bir evlada sahip olmak için sabırla tüm aşamaları bekler...
Kul şehadet getirmekle Müslüman olur da, her Müslüman olan Müslüman ölmez.
Dünyanın çilesine, mükafatına, derdine tasasına, hastalığına ve sağlığına tahammül gösterebilen, Müslüman olma şerefine erer.
Kul cennete talip olarak, her ellerini açıp cenneti murad ettiğinde, yeni bir imtihan çıkar karşısına. Çünkü Allah-ü Teala bize "mü'min kullarım sizi imtihan edeceğiz" buyurur. Malımızla, canımızla, evladımızla, eşimizle, sağlığımızla imtihan oluruz.

 İmtihan öyle virajlı, öyle engebeli bir yol ki, bazen sadece tek şerit, bazen kaygan ve buzlu zemin, kimi zaman sona geldim dediğinde bir bataklık, frene basmayı geciktirdiğinde ise sonu uçurum olan bir yolun sonu...
Öyle ki Müslüman olmayı tercih ettiysek, cennete giden uzun ve virajlı bir yolumuz olduğunu unutmadan yola çıkmalı. Bineğimiz sağlam bir iman olmalı, frenimiz tahammül, göstergelerimiz ise sabır. Ancak en  büyük dikkatimizi yola ve yoldaki tabelalara vermelidir ki,  Müslümanlıkta kurallara uymak her zaman iman kurtarır. Tek şeritli bir yolda geri gitmeyi denememeli bir mü'min.
Bilmelidir ki...
Başımıza gelen sıkıntı, hastalık, ve musibetlelerin herbirini Rabbimiz bir köprü gibi diziyordur önümüze...
Ve biz inanıyoruz ki "sabır" köprüden önceki son çıkış,
Biz bu dünya denilen köprünün üzerinde bir seferdeyiz,
Ve  bu seferin sonu inşallah ebedi saadete...