Lanet olsun!!!

30 yılı geçti bu topraklar terörle boğuşuyor...

30 yılı geçti bu topraklarda Türküyle Kürdüyle gencecik çocuklar asıl çıkış nedeninin ne olduğunu bilmedikleri bir savaş uğruna kara toprakla kucaklaşıyor.

Bir taraf kendine vatan istiyor, bir taraf vatanının her karış toprağını savunuyor...

Buradan bakıldığında her ikisinin isteğinin de son derece masum olduğunu, elbette yapılması gerekenin bu savaş olduğunu, haklılıkların tavan yaptığını söylemek mümkün...

Peki sonuç...

Sonuçta çekilen sonsuz acılar, aynı sınırlar içinde hiç bitmeyen ve kanlı bir virüs olarak yayılan toplumsal travmalar, ölümler, sakatlanmalar, kinler, nefretler... Bitmeyen bir kötülükler listesi var sonuçta...

Peki çözüm...

Çözüm, çözümsüzlük...

Burada parantez içinde belirtmem gerekir ki, benim görüşlerime göre çözüm realist bir yaklaşımla sergilenecek ekonomik süreçlerden geçer. Her iki tarafın da isteklerinin belirli ölçülerde karşılanacağı ve insanların ölmesindense yaşamalarına yönelik yaklaşımların sergileneceği bir çözüm önerisi mutlaka sunulabilinir ve bulunabilinir. Yeter ki, samimiyet ve iyi niyet çanları çalmaya başlasın artık baykuşların öttüğü damlarda.

Çözümsüzlüğü getiren ve devam ettiren nedir peki???

İşte şimdi geldik zurnanın peşrevine...

Çözüm nasıl ekonomikse, çözümsüzlük de aynı oranda ekonomik aslında. Ortadoğu dünya ekonomisini döndüren Avrupa ülkeleri ve Amerika'nın -şimdilerde buna yeniden güçlenen Rusya da katıldı- damarlarında akması gereken petrol ve soluması gereken doğalgaza sahip bir bölge. Avrupa ve Amerika ile Rusya arasında yıllara dayalı olarak değişen güçlülük oranları bölgenin zenginliklerinin bölüşümünün yeniden yapılmasını gerekli kıldı.

Bölgenin bölüşümünün yeniden yapılması demek bölge sınırlarının yeniden çizilmesi güçlü olanın güçsüz olana göre daha az toprak alması demek Burada asla yanlış anlaşılmaması gereken bir durum var çizilecek sınırlar İran, Irak, Suriye, Türkiye arasındaymış gibi görünse de buradaki topraklar hakkında söz sahibi olacak ülkeler başka olacağından güç dengesi de söz sahibi devletlerarasında kurulacak bir güç dengesidir.

Kısacası filler tepişmektedir, bu tepişmeden Türkiye'nin doğusunda kurulacak bir Kürt devleti için söz sahibi olacak ülkeler de şimdiden bellidir zaten.

Ve yine kısacası bizim evlatlarımız bu ülkelerin söz sahibi olacağı toprakları almak için ölmektedirler.

Artık yoruldum terörü kınamaktan...

Kendimce sorumluları da sıraladım size...

Ben bundan sonra teröre sebep olanları, çanak tutanları, terörü besleyip bundan sebeplenenleri kınıyorum...

Bu topraklarda çekilen acılardan beslenenleri kınıyorum ben artık, kanla yıkananları ve bunu umursamayanları kınıyorum...

Beni duymayacağınızı, duysanız da anlamayacağınızı çünkü aynı dili dahi konuşmadığımızı biliyorum. Ama yine de söylemekten kendimi alamıyorum;

Terör çanakçıları size lanet olsun...