Hava Durumu

Kendi çocukluğunuzun koluna girmelisiniz

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2017 10:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2017 10:02

Görünen o ki;
Kendi çocukluğumuzu yanımıza almadan ne eşimize eşliği, ne de çocuklarımıza anneliği babalığı gerektiği gibi yapamayacağız.

Bir kısım ebeveynler;
Çocukları hakkındaki kaygılarından ve beklentilerinden dolayı, çocuklarına karşı istemeden de olsa farklı farklı "maskeler" takabilmektedir. Bunlar bazen diktatörlük maskesi, bazen otoriterlik maskesi, bazen öğretmenlik maskesi, bazen de kanun koyucu maskesi olabiliyor.

Sırf bu nedenle;
Çocuklarına karşı gerçek ebeveynliklerini icra edemiyorlar. Hatta isteseler dahi onlara kendi içlerinden geldiği gibi annelik babalık yapabilmenin keyfini süremiyorlar. Öyle ki, zaman geçtikçe taktıkları maskelerinin altındaki kendi gerçek kimliklerini hatırlamakta zorlanabiliyorlar. Ve diyorlar ki kendi kendilerine:
"Aslında ben böyle biri değildim.
Ben nasıl böyle biri oldum...
Oysa ben bunları çocuğuma yapacak biri değilim."...vs.

Çözüme gelince:
Maddi ya da manevi "bedeli" ne olursa olsun, her anne baba bir an önce farkında olmadan taktığı maskeleri bir bir atmalıdır. Bunun yerine, kendi çocukluklarının koluna girmelidir. O saf, şartlanmamış, içten pazarlıklı olmayan kendi çocukluklarıyla arkadaş olmalıdır.

Eğer bizler;
Uzun yıllar önce terk edip uzaklaştığımız kendi çocukluğumuzu bıraktığımız yerden çekip çıkararak bugünümüze getirebilirsek, işte o zaman çocuklarımızla uzlaşabilmenin hazzını yakalayabiliriz.
Özetle;
Kendi çocukluk halimizin masum gözlerine bakmalıyız. Kendi çocukluğumuzun çekici ifadelerini kullanmalıyız. Kendi çocukluk halimizin saflığına ulaşmalıyız... Ancak o zaman çocuklarımız bize gıpta ile bakabilirler. Bize imrenirler. Bize ruhen yaklaşırlar.
Derler ki;
"Annem de benim gibi. Babam da bana benziyor."

* * *

HUZURUNUZA ENGEL OLMAMALISINIZ

Anneler babalar;
Ne zaman ki çocuklarına karşı "durumdan vazife" çıkarmayı terk ederlerse, işte o zaman ailece mutlu olurlar.

Örneğin;
Ortada herhangi bir zarar ziyan olmadığı halde,
Çocuk sınavdan zayıf almadığı halde,
Sınıfta kalmadığı halde,
Düşüp bir yerini incitmediniz halde ona yapılan uyarıların hepsi durumdan vazife çıkarmaktır.

Söz gelimi;
Sürahiyle bardakları bir defada getiren çocuğa:
-... Ya düşürüp kırsaydın...denmez
Çalışmadan girdiği sınavdan geçer not aldığı halde ona:
-... Ya zayıf not alsaydın... denmez.
Yıl içinde sizin istediğiniz gibi derslerine ödevlerine düşkünlük göstermediği halde sınıfını geçmeyi başaran çocuğunuza:
-... Ya sınıfta kalsaydın...dememelisiniz.
Delice koşturduğu ve hırsla oyunlar oynadığı halde kendisine bir zararı olmadan sakinleşen çocuğa:
-...Ya düşüp kolunu kırsaydın...denmez.
Bunların her biri gittikçe çocuğu size karşı sağır yapar.

Sonra çocuktan yakınan siz olursunuz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.