Dünyada eşi benzeri yok, değerini bilelim!

Türkiye, dünya için büyük bir hazine.

Dört mevsimi yaşamamız, üç tarafımızı çeviren deniz ve bereketli topraklar, dünya tarihinde hep ilgi odağı olmamızı sağladı.

Yerin üstündeki güzellikler kadar yerin altında olanlar bile herkesi büyülüyor.

Her gün arkeologlar, hiçbir ülkede bulunmayan çeşitlilikteki, milyon yıllara ait eserler buluyor, ortaya çıkarıyor.

Edirne'den Kars'a kadar yurdumuzun her bir köşesini turistlere gezdirsek, hayran kalmanın ötesinde, bir daha bu topraklardan gitmek istemezler.

Sadece belirli yerleri değil, bilinmeyen Friglerden, Asurlulardan, Urartulardan, Rumlardan, Bizanslılardan, Osmanlılardan kalma kalıntıları, evleri, sokakları, yalıları gezdirmek lazım.

***

İstanbul ise,Türkiye'nin kalbi, dünyada eşi benzeri olmayan bir inci.

Mis gibi tarih kokan sokakları, köşkleri, yalıları, park ve bahçeleri.

Bir de göz kamaştıran o boğazı yok mu, insanı kendinden alıp başka diyarlara götürüyor.

Sokağa çıkınca hangi milletten insan ararsan bulabiliyorsun.

Gelen bir daha gelmek istiyor.

Önemli olan ise, misafiri iyi ağırlamak.

Tekrar gelmesi için özendirmek, pişman etmemek.

Mesela gezerken Bursa'da da olması gereken bir şey gördüm.

Sahil boyunca uzun yolları yürüyerek kat etmek yerine, belediye belirli mesafelere bisikletler koymuş.

Vatandaş her ay bir miktar para karşılığında bisikletlere abone olabiliyor, rahatça gece-gündüz tadını çıkararak eğlenebiliyor.

Evet Bursa'da boylu boyunca uzun bir sahil kenarımız yok ama kısa mesafelerde de böyle bir uygulama yapılabilir.

Hem sağlıklı, hem de kolay ulaşım.

İş yerleri yakın olanlar bile bisikletle çalıştığı yere rahatça gidebilir.

Böylece hem trafik rahatlar hem de insanlarımız spor yaparak günlük monotonluktan kurtularak sağlığını korumuş olur.

Niye olmasın!