Çağ atladık !

Dünya ne kadar tuhaf değil mi?

Yapamaz, ulaşılamaz, imkânsız ,'hadi canım, o kadar da olur mu' dedikleri her şey bir bir oluyor...

Hatırlarsanız seksenler dizisinde bir adam vardı, 'Zaman gelecek, teknoloji gelişecek' derdi de film icabı inanmazlardı.

Şimdi eski zaman insanlarının, "yapamazlar" veya "imkân yok" dedikleri her ne varsa, artık hepsi elimizin altında.

Vizontele'deki gibi 'Zeki Müren de bizi görecek mi' sorusu bile, gerçek olmuş durumda.

Hasretle sarılamasak da, çok uzaklarda olan tanıdıklarımıza bir telefon kadar yakınız.

Hatta yanımızdaymışlar gibi görüntülü görüşebiliyoruz.

Artık 60'ı geçen teyzeler ve amcalar bile ileri teknoloji kullanıyor, Facebook'larımıza istek gönderiyorlar.

Doğal olarak bunların hepsini yadırgayanlar var, bizler bile çok eskiyi göremesek de tuhaf gözlerle bakıyoruz o isteklere...

Bir de yaşından başından utanmayıp, kendisine senelerce hoşgörüyle yaklaşmış eşlerini unutan ve sapıklık yapan insanlar mantar gibi çoğaldı.

İnternetin iyi yanlarını sömürüp, hep kötüye kullanan tayfa bunlar.

Dolandırıcıları, hakaret etmek için açılan sayfaları saymıyorum bile...

İnternetle beraber,

Teknoloji o kadar ilerledi ki oturduğun yerden birçok şeyi kontrol edebiliyor, yönetebiliyorsun.

Hatta uzaya bile seyahat edebilecek duruma geldik.

Velhasıl dünya, evren küçüldü evlere, ceplere girdi.

Kısacası çağ atladık...

Ama onca rahatlığın, gelişmişliğin yanında bazı hassas noktalarımızı kaybettiğimizin farkına varamıyoruz...

İşte üzücü olan da bu; insanlar kalabalıkların içinde gittikçe yalnızlaşıyor.

Bakalım teknoloji daha da ilerledikçe nelerle karşılaşacağız.

Kurgubilim filmlerindekilerle karşılaşacak mıyız?

Yakın zamanda göreceğiz.

Yenilikler, gelişmek güzel...

Yeter ki insan olduğumuzu, insanca yaşamamız gerektiğini unutmayalım!