Vatandaş gelecekte nasıl bir Türkiye hayal ediyor?

3. dünya savaşı olarak tabir edilen; korona virüsle mücadelede maalesef herkes eli-kolu bağlı, bir mucizenin gelişmesini bekliyor.

Çünkü karşınızda görebildiğiniz veya tanıdığınız bir düşman yok!

Bir aşı veya tedavi yöntemi de henüz geliştirilemedi.

Uzmanlar, bugün aşı bulunsa dahi üretim ve dağıtımının en erken 2021'in başında olacağını ifade ediyor.

***

Dün itibariyle dünyada korona virüsten hayatını kaybedenlerin sayısı 70 bini geçti.

Vaka sayısı ise 1 buçuk milyona doğru hızla ilerliyor.

Ülkemizde de her gün 60-70 civarında meydana gelen vefatı artık kanıksadık.

Diğer ülkelere nazaran Türkiye'ye geç gelen virüs salgını, maalesef yukarıya doğru hızla tırmanıyor.

Virüsün yayılma hızını kesmek için alınan tedbirler ise ülkemizi sosyal olduğu kadar ekonomik yönden de etkiliyor.

Tabloya bakarsak...

Ekonomi çarklarının tarihin en sert frenini yaptığını söylemek mümkün.

En büyük endişe ise;

Bu kabustan ne zaman uyanacağımıza dair kimsenin bir fikrinin olmayışı...

***

Diğer taraftan...

Salgının en şiddetli çarptığı 'gelişmiş ülkeler' adeta birbirine girmiş durumda.

Aralarında bırakın yardımlaşmayı, maskelerine el koyacak kadar çaresizlik girdabının içinde kıvranıyorlar.

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi oluşumların dayanışma ruhu çoktan çöpe atılırken,

Birçoğumuzun ortak fikri; her şey bittiğinde yeni bir dünyaya uyanacak olmamız.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde dünyada artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirterek, "Ülke olarak yeni döneme hazırız" mesajı verdi.

Peki Türk insanı ilerisi için ne düşünüyor?

Çevremdeki; yaş, ekonomik ve sosyal farklılıkları olan bir grup insana '15 gün sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?' sorusunu yönelttim.

Tabi...

Yüz yüze görüşmenin riskli olduğu bugünlerde araçlarım; sosyal medya ve telefon oldu.

Birçok kişi bu soruma; zaman kısıtlamasından sıyrılıp, geleceğe dair genel bir tablo çizerek yanıt vermeyi tercih etti...

***

Konuya siyasi bakan da vardı, daha fazla gelecek kaygısı güden de.

100 kişi ile yaptığım bu mini anketteki katılımcıların yüzde 15'i mevcut halimizden hiçbir değişiklik olmayacağına inanıyor.

Yüzde 30 civarı ise oldukça karamsar... Ölüm rakamlarının çok daha fazla artacağı, sağlık ve ekonomi yönünden çöküş yaşayacağımız bir döneme gireceğimizi ifade etti.

Yüzde 45'i ise geleceğe umutlu ve özverili bakıyor. Sıkıntılı süreçten çok daha olgun ve güçlü çıkacağımız ifade edildi. Bu kesimden ayrıca hükümete de bazı öneriler var.

Bunların bir kısmı şu şekilde;

-Sanayi ve tarımda daha fazla milli bir politika izlemeliyiz. Özelleştirmelerden vazgeçip, devlet eliyle üretim yapmalıyız.

-Altyapı ve sağlık yatırımları hız kesmeden devam etmeli hatta daha yukarılara çıkarılmalı.

-Demokratik yönetim araçlarını güçlendirmeli ve düşünce özgürlüğünün önünü daha fazla açmalıyız.

Katılımcıların yüzde 10'u ise bir tahmin yapmak yerine, herkese sarılmak, güneşli günler görmek gibi insani temenniler sundular.

***

Bence...

İlerleyen günlerde bizi nasıl bir dünyanın beklediğini şu an için kestirmek güç.

Fakat...

Yaşanan hadiselere bakılırsa, kişisel olarak bireyselliğin ön plana çıkacağı ve daha temkinli olacağımız bir döneme gireceğimizi düşünüyorum.

Tek temennim ise;

Dünyaya zulmü yayan, çocukların kanlarıyla beslenen ülkelerin en kısa sürede çöküşünü görmek.

MASKE FIRSATÇILARI ŞİMDİ YANDI!

Sonunda...

20 ile 65 yaş arası vatandaşlara ücretsiz maske dağıtımı için düğmeye basıldı.

Önceki yazımda 18 kuruş maliyeti olan bu ürünlerin fiyatlarının nasıl 6 TL'ye yükseltildiğini yazmıştım.

Bu fırsatçılık zincirini kıran devlet kurumlarını yürekten kutluyorum.

Evinde oturmak yerine risk alıp maske üreten çalışanların alın terine sağlık.

BERAT KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN...

Bu manevi günde duam; birbirimize endişesizce sarılarak, yan yana saflarda dua ederek geçireceğimiz günlere ne kısa sürede kavuşmamızdır.