Hayvanı hor gören cenneti zor görür

Bursa'da bu hafta yaşanan bir olay

Kurucu üyelerimizden Esra Tosun birebir yaşıyor olayı ve sizlerle aynen paylaşıyorum.

"Selimzade Mahallesi, Kurtuluş Caddesi üzerindeki Hoca Mehmet Raif Ağa Camii İclaliye Mescidi'nin klimasının dibinde uçamayan bir kuşu, camiye Kuran öğrenmeye gelen çocukların uçurmaya çalıştıklarını gördüm. İyi niyetli bir adam yaklaşıp kuşun klimanın üzerindeki yuvadan düşüp, uçamamış olabileceğini söyledi. Mescidin penceresinden yuvaya bırakmak gerektiğine kanaat ettik. Fakat  rica etmemize rağmen girişte Kuran öğreten hoca izin vermedi, "Sokağa atın"  dedi. Derken bir temizlik görevlisi hocaya zorluk çıkarmamasını söyledi. Hoca söylene söylene izin verecek oldu. Sonra anında bir bahaneyle vazgeçip durduk yere yavru kuşu tutan adama yumruk attı. Gözümün önünde adamı tartakladı. Adam kuşu korumak için elini kaldırıp kendini savunmadı bile!  Oradaki esnaf araya girdi ve çok enteresan bir şekilde kuşu yuvaya bırakmaya çalışan adama direttiği için kızdılar. Ben hocaya adama nasıl yumruk atarsın diye bağırınca bana çıkıştılar ortalığı karıştırma diye. Sonuç? 

Kuş, ne olduğunu çözmeye çalışan insanların gözü önünde yumruk yiyen adamın elinden caddenin ortasına savruldu. Ve az evvel gözleri "Kuşu yuvasına çıkarabilecek miyiz?" diye afacanca bakan mescidin çocuklarının yüzünde şaşkın ve hüzünlü bir ifade beliriverdi. Gururum kırılmış bir şekilde ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü yumruk yiyen adamın hakkını kendimce savunsam dahi çocuklara ahlak ve merhamet olmadan dinin eksik kalacak bir felsefe olduğunu, kuru kuruya 'elif-ba' öğrenmektense iyi insan olmayı hissettirecek küçük bir adımı gösterememek dokundu."

Okuduğunuz üzere olay çok üzücü. Türkiye'nin farklı yerlerinde bir çok cami hocası hepimize örnek olurken, Bursa'mızda bir mescid hocasının çocuklar önündeki bu davranışı hiç hoş olmadı.

Biz bu hocamızın Diyanet'ten gerekli uyarıları alması için elimizden geleni yapacağız.

Bizim güzel dinimiz İslam, her canlıya merhamet etmeyi emrediyor.

İslam, hayvanların sevilmesi, fıtrî yapılarına uygun işlerde çalıştırılması, kaldırabilecekleri kadar yük vurulması, yiyeceklerinin zamanında verilmesi, dövülmemeleri, hasta oldukları zaman tedavi ettirilmelerini emretmektedir.

Hayvanlara iyi davranmanın, cennete girmeye sebep olacağını bildiren Peygamberimiz sahabîlere şu olayı nakleder: 'Yolda gitmekte olan birisinin susuzluğu artar. Hemen bir kuyuya inip suyundan içer. Kuyudan çıkınca susuzluktan dilini çıkarıp soluyan ve rutubetli toprak yalayan bir köpekle karşılaşır. Adam kendi kendine: 'bu hayvan da benim gibi susamış' deyip kuyuya tekrar iner. Ayakkabısına su doldurur ve ağzıyla tutarak yukarıya çıkar, köpeği sular. İşte Allah bu kulunu övmüş ve günahlarını bağışlamıştır'. Bunun üzerine sahabîler: 'Hayvanları sulamakla bize de sevap var mıdır?' diye sordular. Resulullah (s.a.v.): 'Yaşamakta olan her canlıyı sulamakta sevap vardır' buyurmuştur.

Bu doğrultuda İslam'ı yaşayabilmemiz duasıyla...