Depremde bizi kim kurtaracak?

Bu yazıyı 5.8 Silivri Depremini yaşadıktan sonra kaleme aldım.

Deprem esnasında Silivri'ye çok yakın bir noktada bulunuyordum, yani depremi en şiddetli haliyle hissettim.

Bu şekilde gelmiş geçmiş olmasını temenni ediyorum.

Ama tabi bu deprem 1999 depreminin acı anılarını canlandırdı gözümde.

Renkli televizyonun olduğu dönemde siyah beyaza dönen ekranları hatırladım.

Bir başkadır benim memleketim şarkısı eşliğinde yıkılmış bina görüntüleri dönüp dururdu kanallarda.

Çocukluğumuza bir kara gölge olarak düşmüştü depremler.

Gecelerce sokaklarda yatmıştık.

"Sesimi duyan var mı ?"sorusunu ise hiç ama hiç unutamıyorum.

İnsanlar günlerce enkaz altında kalmıştı.

Aslında ne büyük bir travma yaşamışız.

Silivri depreminde bir kez daha anladım.

İşte o enkazlarda insanlar çaresizce aç, susuz ve umutsuzca kurtarılmayı beklerken onların imdadına arama kurtarma ekipleri yetişti.

O arama kurtarma ekiplerinin içinde köpeklerde vardı.

Bu ekipler köpekli arama kurtarma ekipleri olarak bilinir.

1999 Büyük Marmara depreminde can dostlarımız yüzlerce insanın enkazdan çıkartılmasını sağlamıştır.

Arama kurtarmanın en büyük özelliği çabuk hareket etmektir, can dostlarımızda Allah vergisi olan burunlarını adeta bir gözmüş gibi kullanarak enkazın röntgenini çekerler.

Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun enkazda yaralılara can dostlarımız kadar çabuk ulaşılmasına vesile olamıyor.

Kapınızın önünde uyuyor ya da havladı diye belediyeyi arayıp şikâyet ettiğiniz ve belediyenin de alıp dağa taşa attığı canlardan hiç bir farkı yok arama kurtarma köpeklerinin.

Çünkü AFAD hiç bir köpeği ücretle satın almıyor.

Sahipleniyor ve arama kurtarma köpeği olarak yetiştiriyor.

Sokağınızdaki herhangi bir köpek, evet yanlış okumadınız sokağınızdaki herhangi bir köpek özel olarak eğitildiğinde arama kurtarma köpeği olabiliyor.

Üstelik sadece deprem de değil, kayıp olaylarında, narkotik biriminde ve türlü türlü görevlerde yer alıyor can dostlarımız.

Yani demem o ki, mahalleniz de şikâyet ettiğiniz köpeğinizin o ıslak burnunu görebilmek için bir gün dua ediyor olarak bulabilirsiniz kendinizi.

Biz onlara kötülük etmek için elimizden geleni yapsak da onlar bize daima iyilik peşinde.