Hava Durumu

ŞİZOFRENİ HASTASI OLMAK

Yazının Giriş Tarihi: 10.04.2017 10:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.04.2017 10:12

'Akıl Oyunları' , 2001 yapımı bir şizofreni hastasının gerçek hikayesini konu alan muhteşem film. Bir çok insanın şizofreni hastalığı ile tanışması bu filmle birlikte başladı. Ancak filmde görünenler ne kadar gerçek? Şizofreni hastalığı nasıl gelişiyor? Ya da şizofreni hastaları hayatlarını nasıl sürdürüyor? Bu soruların cevapları çoğu zaman doğru yanıtlanamıyor.

Hastalıkla ilgili yanlış bilinenler, hastalar ve hasta yakınlarına destek olmak için, 11 Nisan Dünya Şizofreni Farkındalık günü olarak belirlenmiş.

Şizofreni, madde bağımlılığından sonra, hastanın yakınlarına fiziksel ve ruhsal anlamda en çok tahribata yol açan ruhsal hastalıklardan biridir. Toplumda görülme sıklığı ise yüzde bir, yani bu durumda her yüz kişiden biri şizofreni diyebiliriz.

Şizofreni toplumun büyük bir kesimi tarafından korku verici ve tehlikeli bir hastalık olarak görülüyor, ancak sanılanın aksine bu rahatsızlık tedavi edilebilir. Fakat tedavinin alanda uzman, psikiyatristler, psikologlar ve hastanın rahatsızlık konusunda bilinçlendirilmiş aileleri tarafından bir ekip çalışması şeklinde sürdürülmesi gerekir.

Şizofreni kişinin neyin hayal neyin gerçek olduğunu ayırt edemediği zihinsel bir hastalık, bir psikozdur. Psikotik bozuklukta kişiler bazen gerçekle ilişkisini kaybeder, davranışları garip hatta şok edici olabilir. Şizofreni tanısında bazı belirleyici belirtiler olması gerekir. Bunlar, pozitif semptomlar (halüsinasyonlar ve delüzyonlar), negatif semptomlar (Duygu ve duygu ifadesi eksikliği veya duruma uymayan duygular, düşünceler örneğin; bir şakaya gülmek yerine ağlamak, aileden, arkadaşlardan ve sosyal aktivitelerden uzaklaşma, enerji, motivasyon düşüklüğü, yaşamdan zevk almama ve yaşama karşı ilgi eksikliği, kişisel bakımda yetersizlik, dengesizlik ruh hali oynamaları yada katatoni (çok uzun bir süre kişinin aynı pozisyonda hareketsiz kalması) ve dezorganize belirtiler (Kişinin iletişim kurmasını, konuşmaya katılmasını zorlaştıran anlamsız kelimeler kullanması, hiçbir anlamı olmayan cümleler kurması, çabucak bir düşünceden diğerine geçmesi, yavaş hareket etmesi, karar verme yetisinden yoksun olması, aşırı fakat anlamsız şeyler yazması, daireler çizerek yürümek gibi tekrarlanan hareketler yapması) olabilir.

Şizofreninin nedenleri nelerdir?

Şizofreni genetik aktarımı olduğu kadar, sonra dan da oluşabilecek bir hastalıktır. Toplumun tamamını tehdit eder. Araştırmalar viral enfeksiyon, zayıf sosyal etkileşimler veya yüksek stresli durumlar gibi sosyal faktörlerin kalıtımsal olarak şizofreniye meyilli insanlarda hastalığı tetikleyebildiğini göstermiştir. Rahatsızlık genellikle buluğ çağı ve gençlik dönemlerinde bedende hormonsal ve fiziksel değişiklikler oluşurken yüzeye çıkar.

Şizofrenler tehlikeli midir?

Şizofreni hastalığına konu olan kitaplar ve filmler, bu rahatsızlığa sahip olan kişileri genellikle korkutucu bir imajla göstermişlerdir. Ancak, sanılanın aksine, şizofreni hastaları çoğunlukla çevrelerinden uzaklaşmayı ve yalnız olmayı tercih ederler, fakat hastalığın yanında madde veya alkol bağımlılığı olanlar tehlike ve şiddet içeren davranışlarda bulunabilir.

Şizofreni hastaları nasıl düşünür?

Şizofreni hastalığının çeşitlerine göre, hastaların bozulan düşünceleri de değişiklik gösterir. Atak döneminde hastalar genellikle,  dışarıdan zarar göreceklerine, birinin onu takip ettiğini düşünerek eve kapanabilirler. Bazıları, zehirleneceklerine inanarak yemek yemeyi reddedebilir. Kimileri ise kendi bedenleri ile dış dünya arasındaki sınırın silindiğini, bedensiz olduklarını var olmadıklarını ya da ellerinin, yüzlerinin ve vücutlarının diğer bölümlerinin değiştiğini ve onların kendilerine ait olmadığını düşünebilirler. Bazı olağanüstü yetenekleri olduğunu söyleyebilirler. Hastalar bu halüsinasyon ve delüzyonlardan bazen şikayetçi olurken, bazen olmaya da bilirler.

Hasta yakınlarına tavsiyeler,

İlk olarak, yetişkinleri etkileyen hastalıklar içinde en çok aile içi soruna yol açan hastalık şizofrenidir. Şizofreni hastası bir yakını olan kişiler için sağlıklı bir danışmanlık hizmeti gereklidir. Hastalık kimsenin suçu değildir. İnsanlar birbirlerinin şizofreni olmasına neden olmazlar. Bu konuda hemfikir olunması gerekir.

Eğer çevrenizde hastalık belirtileri gösteren ancak tedaviyi reddeden bir birey ya da aile üyesi varsa, kişiyle çatışmaya girilmemesi gerekir. Hastalığın doğası gereği hastalar iç görüsünü kaybedebilir. Hastalığın kabul edilmesindeki güçlük bazen hastadan çok hasta yakınlarında veya her iki tarafta birlikte görülebilir. Hastanın hastalığı ile ilgili iç görüsünün olmadığı bir durumla karşılaşıldığında, aile üyeleri hastayı hasta olduğuna ve tedavinin gerekliliğine ikna etmek için sonu gelmez bir uğraş içine girerler ve nihayet bitkin düşerler. Öte yandan onca yorgunluğa karşın hastanın tedavisi de çoğunlukla gerçekleşemez. Böylesi bir durumda hastaya, anlattıklarının "saçma" ya da "gerçek dışı" olduğunu kanıtlamaya çalışmanın veya hastayla iddialaşmanın hiçbir yararı olmadığı gibi, aile üyeleri ile hastanın "iyi kötü" var olan ilişkisi de zedelenir. Aile üyeleri ile hasta arasında çatışma başlar. Oysa yapılması gereken, hasta ile iddialaşmak yerine onu yargılamadan dinlemek, bakış açısına saygı göstermek, tedaviye zorlamak yerine yardım etmeye çalışmak ve başlangıç noktası oluşturabilecek bir motivasyon kaynağı bulabilmektir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.