Hava Durumu

Neden geçmişi hep güzel hatırlarız?

Yazının Giriş Tarihi: 28.08.2017 10:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.08.2017 10:25

Aile büyükleri ve çevrenizdeki diğer yaşlı yetişkinlerin, Dünyayı artık geri çevrilemez bir düşüş içinde gördüğünü temsil eden ortak bir basmakalıp konuşma örneği, "Bizim zamanımızda, ben gençken ..." ile başlar ve Dünya'nın modern pastasını, modern çağa sığındıkları şeytanlardan arınmış olarak anlatmaya devam eder.
Genel olarak, çoğumuz geçmişe genel olarak olumlu bir şekilde bakma eğilimindeyizdir. Üniversite hatıraları, anneannenizin bahçesi, doğum günü partileri ve aile yemekleri odaklanılan iyi anılardır; aynı dönemde yaşadığınız, sınav stresi, ödevinizi yapmamanızdan kaynaklanan öğretmene ne cevap vereceğim gerginliği, dışarı çıkmak için babanızla kavga etmeniz ise çoğu zaman hatırlanmaz. İlk aşkınızı öptüğünüz anı hatırlarsınız ama sizi terk ettiği gün çoğu zaman aklınıza gelmez. 

Peki neden genelde negatif olanlardan ziyade pozitif anılara odaklanıyoruz? 

Bu soru Benjamin Storm ve Tara Jobe tarafından Psychology Science Dergisinin Kasım, 2012 sayısında yayınlanan bir makalede araştırılmış. Araştırmada insanların sahip olduğu imajı olumlu şekilde ayakta tutabilmek için hayatına ilişkin olumlu anılara odaklanma eğilimi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu yüzden güncel olumlu imajınızı desteklemek için pozitif hatıralara odaklanarak, pozitif bilgi edindiğimizi, bu yöntemle aynı zamanda negatif anıları azaltma veya engelleme yeteneğinizi de geliştirdiğimizi ifade ediyor. Kısacası, hafıza üzerine yapılan bu araştırma, bilginin hafızadan alınmasının hem elde etmek istediğiniz bilgileri hem de rakip anıları engelleme süreçlerini aynı anda yürüttüğünü gösteriyor. İnsanların anıları engelleme konusunda ne kadar etkili olduklarını, geçmişin olumlu hatıralarına karşı olumsuz hatıralıklardan uzaklaştıklarını öne sürüyor. Sonuç olarak, bu araştırma, geçmişin olumlu hatıralarına odaklanmaya çalışarak olumlu benlik kavramımızı sürdürdüğümüzü gösteriyor. 

Bir diğer açıklama ise, zaman etkisi. Bu olasılık, insanların geçmişteki duygularını şimdiki duygulardan daha güçlü bir şekilde yaşaması ve bu nedenle geçmişinin şimdiki zamandan daha yoğun hissettiren bir hal almasıdır. Journal of Experimental Psychology, General'in Ağustos 2009 sayısında Leaf Van Boven, Katherine White ve Michaela Huber tarafından hazırlanan bir bildiri, tam aksini savunarak konuya açıklık getiriyor. Çalışmada, insanların çeşitli tecrübelerinin yoğunluğunu değerlendiriliyor ve zamanla bu yoğunluğun nasıl değiştiği inceleniyor. Örneğin, insanlar korkunç bir filmin klibi izletiliyor. Klipleri izledikten hemen sonra, filmin çok korkunç olduğu yorumu geliyor. Yaklaşık 20 dakika sonra, insanlar ikinci bir klip izliyorlar. İnsanlar ikinci klibin de çok korkunç olduğunu düşünüyorlar. Ancak, ilginç bir şekilde, ikinci videoyu izledikten sonra birinci klipleri tekrar değerlendirerek, o kadar korkutucu olduğunu düşünmedikleri yorumunu yapılıyor. Yani, duygunun yoğunluğu zamanla artmıyor, azalıyor.

Öyleyse neden? 

Geçmiş duygularını çok güçlü bir şekilde yaşamamış olsalar bile, neden insanlar geçmiş hakkında güçlü görüşlere sahip oluyor?

İkinci bir olasılık, Tory Higgins ve Charles Stangor'un 1988'de Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi'nde yaptığı bir araştırmadan elde edilen araştırmalardan geliyor. İnsanlar yaşadıkları hakkında yargıya varırken, genellikle bir şeyle bağlantılı olarak duygu ve düşüncelerini tanımlıyorlar. Örneğin, bir konserin mükemmel olduğunu söylediklerinde, bu, o ana kadar gördükleri konserlere kıyasla mükemmel oldukları anlamına geliyor. İşin aslı, insanlar geçmişteki olaylara geri döndüğünde, olayın verdiği değerlendirmeyi hatırlıyor, ancak değerlendirme nedenini hatırlamıyorlar. Örneğin, lisedeyken katıldığınız bir konseri anımsadığınızda, "mükemmel" olduğunu düşünerek hatırlayabilirsiniz; ancak bu kararı verirken, lisede o noktaya kadar katıldığınız tüm konserler bazında değerlendirme yaptığınızı unutursunuz. Nitekim, bu konseri daha büyük bir tecrübe birikimi olan bir yetişkin olarak görmüş olsaydınız, yorumunuz büyük ölçüde değişirdi.
Buna ek olarak, geçmiş olaylara baktığınızda, nasıl sonuçlandığını bilirsiniz. Belirsizlik ise streslidir. Günümüz, bize geçmişten daha iyi hissettirmiyor, çünkü hayatımızın bir parçası olan bütün stressörlerin nasıl sonuçlanacağını hala kaygıyla bekliyoruz.

Gençliğimize dönük olaylara baktığımızda, pek çok şeyi, mükemmellik veya parlaklıklarına nasıl karar verdiğimizi unutarak, mükemmel ya da harika  olarak hatırlayacağız. Ancak, unutmayın ki, geçmiş hiç bir zaman şu andakinden daha az stresli olmadı, ve içinde bulunduğunuz an, onu yaşarken hissettiğinizden çok daha keyifli olabilir ve siz bunu kaçırıyor olabilirsiniz...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.