Hava Durumu

Zalimler için yaşasın cehennem...

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2019 07:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2019 07:02

Bugün  28 Şubat... Türk Demokrasi tarihinin kara sayfalarından birinin daha yıl dönümü...

Acı,  keder ve elemli yıllar.

Çok değil,  bundan yaklaşık olarak 20  yıl önceydi. 1997 yılında hayata geçirilmiş bu darbe Haçlı - Siyonist ittifakın, FETÖ ile menfaat ortaklığı üzerine bina ettiği uzun vadede ""Türkiye'nin milli ve manevi değerleri ile yükselmesini engelleme "" projesiydi.

1993 yılında Uğur Mumcu'nun hunharca katledilmesi ile başlayan Refah Partisi'nin  1994 mahalli seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığını kazanmasının ardından da 1995 genel seçimlerinde birinci parti çıkması, Batı ile Siyonist Haçlı ittifakıNI ciddi endişelendirmişti.

ŞER İTTİFAKI, en önemli ortağı FETÖ'yü "Türkiye'yi dizayn etmekle" görevi vermişti.

Kerhen,  usul gereği hükümeti kurma görevi verilmişti Cennet Mekan Prof.  Dr. Necmettin Erbakan'a, "ittifakın büyük ortağı FETÖ",  "defolup gidin" tehdidi savunması ile devam eden süreç, Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyetine kadar devam etmiş, milli ve manevi değerleri yücelten "muhafazakar siyaset"e karşı verilen ciddi bir savaş ""sivil ortak" FETÖ eliyle "bin yıl sürecek" denilen bir darbeye dönüşmüştü.

 "MUHTAR BİLE OLAMAZ..."

Tüm yurtta, planlı ve programlı,  tam bir "devlet terörü" "muhafazakar" iktidar yanaklarına karşı işler olmuş,  milli-manevi, değer ne varsa cephe alınmıştı.

"Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı" Recep Tayyip Erdoğan, "muhtar bile olamaz" manşetleriyle ellerinde bulundurdukları medya organlarıyla "algı operasyonu"  gerçekleştirmeye çalışıyorlardı.

Türkiye'nin her tarafında, özellikle kamuda çalışanlar, bizler çok ciddi baskılara maruz kalmıştık.

Ne acılı ve sancılı günlerimizdi?

Namaz kılmanın suç sayıldığı o ortamlarda namaz kılmaya çalışıyorduk!

Hatta öyle ki; o zamanlar çalıştığımız kurumda vakit namazı kılan iki-üç arkadaş olmamıza rağmen, kurumun bitişiğinde bulunan camide namaz kılıp geri geldiğimizde "idarenin bekçilerİ" tarafından kapılarda karşılanır, tehditlere tacize uğrardım. Tehditlere rağmen yolumuzdan geri durmadık. Kapıda idarenin bekçiliğini yapanların, namaz dönüşü kapıda karşılayarak, "bizim cesetlerimizi çiğnemeden buradan içeri giremeyeceksiniz" tehditleri yüreğimizde hançer gibi halen daha duruyor.

En acısı da; o gün o bekçilik yapıp bizi tehdit edenlerin birçoğu bizim iktidarımızda başımıza idareci yapıldılar. Hatta çalıştığımız kurumun bağlı bulunduğu "il müdürlüğüne" müdür olarak bile atandılar.

Bin yıl sürmesini istedikleri "darbe"" tutmamış, 15 Temmuz 2015 hain kalkışmasını yapacak zaman kadar yaşatmış olacaklardı. Darbe yaptıkları kesime karşı kullandıkları "o mahalleyi iyi bilen" "maşa ve piyon" eliyle 40  yıllık bir deneyimle biriktirdikleri, devleti ele geçirme operasyonunu Türk halkı topyekûn bertaraf edecekti.

Verdiğimiz mücadeleden gurur duyuyor, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

"ZORDUR MÜSLÜMANCA YAŞAMAK"

Zalimler bitmez, zalim zulmünden de vazgeçmez.

Hak ile Batılı savaşları da kıyamete kadar sürecektir. "Bin yıl" da olsa sürecek 'Hilal ile Haç'ın savaşı... 'Hilal ile Haç'ın savaşı insanlık savaşıdır... İnsanlık var olduğu müddetçe de sürecektir...

Mısır'da 9 genci idam eden zihniyetle, Filistin'de katledilen binlerce gencin savaşıdır. Hak ile batıl dünya durdukça var olacaktır.

Hak ile batılı ayırt ederek, yaşamak isteyenlerle yaşatmak istemeyenlerin mücadelesidir, bu mücadele.

"Kimsenin bizi ayıramayacağı cennetin kapısında görüşeceğiz, kızım" diye ceza evinde idamından önce hiç görmediği, cezaevindeyken  doğmuş kızına yazdığı mektupla idama giden Ahmet Taha Vahdet'in savaşıdır... Masumiyet savaşıdır... Ağla, ağla gözlerim.

Mısır'da vahşice katledilenlere seyirci kalan tüm insanlık adına ağla.

"İdama şiddetle karşı" olduğunun Türkiye'ye karşı her fırsatta ısrarla dile getiren Batı'nın sözde insan hakları savunucusu devletler, Mısır'da 9 genci, hiçbir silahlı eyleme karışmadıkları halde sadece düşüncesinden dolayı idam eden Yeni Firavun Sisi 'yi ziyarete gittiler.

 Hem de idamların yapıldığı günün ertesinde.

Almanya, İngiltere, Hollanda, Belçika, Avusturya, hep birlikte.

KAHROL BATI... İNSANLIĞINDAN UTAN...

ÇÜNKÜ BEN SİZDEN UTANIYORUM.   



 



 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.