Yıldırım projeleri tanıtımında Faruk Çelik farkı... "Uzağı göremeyen tuzağı göremez"

Dün Yıldırım'da AK Parti Adayı Oktay Yılmaz'ın proje tanıtımı vardı.

Barış Manço Kültür Merkezi'ni teşkilatı gençleri ile AK Parti'nin Yıldırım Teşkilatı doldurmuştu.

Eski yeni çoğu partililerin yanı sıra, partinin geçmişten beri eski etkin isimlerine ilgi gösterilmesi dikkat çekiciydi.

AK Parti'nin kurucu ilçe başkanından bugüne kadar bütün ilçe başkanları oradaydı.

Yeni milletvekillerinden sadece Efkan Ala'yı saymazsak hiçbiri yoktu.

Ancak, eski vekillerin neredeyse tamamı oradaydı.

Yeni teşkilat, çok fazla tanınmayınca partililer doğal olarak eskilere fazlaca rağbet ettiler. Asıl gerekçe bu mudur bilmiyorum?

FARUK ÇELİK BU TEŞKİLATLARIN LİDERİDİR!

Sunumun yapılacağı alanın bahçesine girişinden itibaren alanın hareketliliğini sağladı.

Kuşkusuz Bursa siyasetinin en önemli parçasıdır Faruk Çelik.

Salona zaten zor ulaştı. Bir koşuşturma gitti.

Herkes tokalaşmak yarışındaydı.

Salona girişte de öyle bir yere oturdu ki, sanki ev sahibi; her gelen protokol mutlaka önce onun önünde durup tokalaştık, hal hatır sormak zorunda kaldık.

Bir ara en ön sırada yerleri ayrılmış, bütün önde gelen teşkilat mensupları Faruk Bey'in önünde kuyruk oluşturdu. Tek sıra halinde geçiş beklendi. Doğrusunu isterseniz, uzun zamandır bu görüntüyü görmez olmuştuk.

Bir ara bazıları çetele tutardı; ""Sayın Bakanı, şehrin girişinde kim karşıladı, kim karşılamadı "" diye.

SUNUM OKTAY YILMAZ'DAN, ALKIŞLAR VE TEZAHÜRAT FARUK ÇELİK'E..

Yıldırım adayı Oktay Yılmaz, sunumunu yaptıktan sonra protokol konuşma sırası Faruk Çelik' e geldi.

Faruk Çelik konuşma yapmak için anons edilirken bile salon farklılaştı.

Sayın Bakan, konuşmayı özlemiş. Öyle bir başladı ki konuşmaya, kendine has o ses tonu ile etkilendi tüm dinleyenler.

"Uzağı görenler tuzağı görür,

Uzağı göremeyenler tuzağı göremezler. ""

Çok anlamlı bulduğum bir kaç sözünü başlık olarak kullanırken, konuşmasının içeriğini seçimlerin neden bu kadar önemli olduğunun üzerinde durdu.

"Yaşadığımız coğrafyanın çok zor olmasını"" kısaca anlatırken," Avrupa'nın herhangi bir yerinde gelişmiş ülkelerle sınır değiliz. Kanın, gözyaşının, geri kalmışlığın ortasında kalmış bir Türkiye'nin güçlü olması gereğini" anlattı.

"BAKAN HATA YAPTI, BELEDİYE BAŞKANI HATALI, MİLLETVEKİLLERİ HATA YAPIYOR, KONUŞMANIN ZAMANI DEĞİL. ŞİMDİ ÇOCUKLARIMIZ, TORUNLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN YENİ SİSTEMİN SAĞLAMLAŞMASI ZAMANIDIR. "  diyerek 'Cumhur İttifakının bu seçimden güçlü çıkması' öneminin altını çizdi en fazla alkışı aldı.

"YILDIRIM'DA AMERİKA'YI YENİDEN KEŞFE GEREK YOK... "

Kendi aramızda konuşuyorduk; Yıldırım için "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok."

Yıldırım'ın sorunları belli.

İmar sorunu, belki de Türkiye'de hiçbir büyük şehirde görülmeyecek düzeyde, ağır ve girift. Sosyal yaşamın düşüklüğünü arttırıcı projeler önemli. Biraz da, Bursa'nın diğer yerleşim yerlerine göre kısmi bir trafik sorunu sayılabilir.

Başka...

Başka sorunlar için mutlaka çok güçlü bir belediyecilikle bir sürü şeyler yapılabilir.

Bu dönemde Yıldırımlıya yapılacak en büyük iyilik, her sokağa mutlaka "doğal gaz" götürmek ile sosyal yaşam alanlarının çoğaltıp, sosyal yaşamı güçlendirmek olur. Yoksa  imar sorununun vaatleri, sadece vaat olarak kalır. Dedim ya, Bu konu çok girift.

Çözülür, çözülmesine de, çözenin heykeli Bursa'nın en yüksek tepesine dikilir.

Bir mesaj... Tıp bayramı!

"SAĞLIKTA ŞİDDETE HAYIR!""

Pürçüklüm,

Ben 27 yılımı verdim. Allah ömür verirse sen de inşallah bir ömür vereceksin sağlık mesleğine. Kışın ortasında, bir metre karın üstünde çıplak ayak, terlikle, yeşil kartlı hasta yakının 40 lira ödeyemeyip, odamda ağlayan vatandaşın vicdan azabını yaşıyorum.

Yirmi yedi yıldan geriye kalan bir sürü acıdan bir tanesi.

Senin, meslek hayatın boyunca bir vicdan azabı duymayacağın, mesleğinde "hep insan" olacağın güvencesiyle tıp bayramını kutluyorum.

Bayram o bayram olur ki, hayat kurtaran bir evladım var.

Seni veren Allah'ıma binlerce şükürler olsun.

Benim " dağ yürekli" pürçüklüm.