Yeni Zelanda'nın İslamiliği!...

İki haftadır bu konuyu işlemek istememiştim. Cennet Mekan Akif, 1950'li yıllarda Avrupa seyahatinden dönünce arkadaşları soruyorlar; "Nasıldı Avrupa?" Daha o zaman bile çok güzel ifade ediyor ;"İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi!"

Daha o yıllarda bile böyle iken, aradan geçen bunca yıla rağmen bir karış ilerleme yok. Zaten içinde yaşadığımız günümüz dünyasında mumla arasan İslamilik kriterini Müslümanlara uygulayan bir ülke yok.

ABD'deki George Washington Üniversitesi'nden iki akademisyen her yıl düzenledikleri İslamilik Endeksi sıralamasında 2018 yılının sonuçlarını açıkladılar. İlk 40'ın içersine İslam ülkelerinden hiçbirisi giremiyor.

Açık söyleyeyim; İslam ülkelerinin içinde bulunduğu durumlara bakılınca, ilk sıralarda herhangi bir İslam ülkesi yer alsaydı şaşırırdım.

Kim şaşırmazdı ki; İslam coğrafyasında kendi başına mamur hangi devlet var? Ya da İslam coğrafyasında neresi var müreffeh?..

Hangi İslam ülkesini yönetenler Müslümanlara "İslamilik kriteri" ile muamele ediyor?

Ben bilmiyorum!...

Şeherzade Rahman ve Hüseyin Askari adındaki akademisyenlerin 2010 yılından beri yaptıkları araştırmanın kriterleri bir Müslüman olarak benim içimi burktu: Kuran'daki ilgili ayetler ve Hazreti Peygamber(s.a.)'in yaşamı ve uygulamalarının topluma uygulanması...

Kur'an İslam'ın kitabı, Peygamber İslam'ın peygamberi, emirleri vatandaşlarına uygulayan hiçbir İslam ülkesi yok! İçiniz burkulmaz mı?

İslam'ı kendine rehber edinmiş herhangi bir Müslüman ülke yok. Acı vermez mi?

İslami öğretilere en bağlı ülke Yeni Zelanda!

Sonra sıralanıyor; İsveç, Hollanda, Japonya diye. Hatta ABD bile kendine üst sıralarda yer bulabiliyor.

Ülkeler böyle de, fertler yani Müslümanlar çok mu iyi?

"Herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki; o da Müslümanların gerçek İslâm'dan uzak, bid'at ve hurafelerle kendini avutarak hakîkî mü'min olduğunu zannetmesidir."( Ali Günaydın)

Ne kadar da güzel bir tespit...

"Müslümanlar çalışıp ürettikleri kadar güçlü olmuşlardır. Ancak çabuk rehâvete kapılıp kazandıklarını kolay kaybetmişlerdir."

İslam ülkelerine bakın kendi vatandaşı Müslüman'a, Müslüman'ca muamele eden kaç ülke var?

Günümüz İslam ülkeleri hep birbirlerinden şikâyetçi değil midirler? "Eleştiri kültürünün olmadığı bir toplumda batılların gerçek zannedilmesi doğaldır."

Daha dün vatandaşı olduğu ülkenin yöneticilerinin emri ile hunharca katledilen Cemal Kaşıkçı bir Müslüman değil miydi?

"Zamanımız Müslümanlarının en büyük problemi İslâm'a uymak değil, İslâm'ı kendisine uydurmak."

Prof. Yasin Aktay, İslam'ın en kutsal topraklarının yönetimini elinde bulunduran Suudi Kralı'na açık mektup yazarak zindanlardaki âlim Müslümanlara yapılan zulümlerin durdurulması istedi. Mısır'da da yüzlerce Müslüman bir yıl içinde yargısız idam edilmediler mi?

Ali Şeriati, eleştirinin olmadığı, herkesin kendi kuruntularını İslami olarak kabul ettirdiği, baskı uyguladığını dile getirdiği ifade çok çarpıcı değil mi: "Doğuya gittim Müslümanları gördüm, ama İslâm yoktu! Batıya gittim İslâm'ı gördüm, ama Müslüman yoktu!"

Yasin Aktay, açık mektubunda Suudi Kralı'ndan isteği; "Zindanlardaki zulümleri durdurun, o'nlar birer kahramana dönüştü, o'nları idam eder veya hapiste tutmaya devam ederseniz tarihe mal olurlar ve ruhları nesiller boyu bu zulümleri yapanların peşini bırakmaz!"

Suriye'de kendi vatandaşlarını katleden bir Esed, Irak'ta yaşananlar... Yemen, Sudan ve daha bir sürü İslam ülkesinde olanlar. Hepsi İslam ülkelerinin birbirine karşı ve ya kendi vatandaşlarına karşı işlenen İslami değerlerle bağdaşmayan zulümler değimlidir?

Allah her şeyi bilendir.