Erkan Aydın : "Saha değişim istiyor"

Önceki akşam, Bursa Hayat Gazetesi merkezinde ağırladığımız Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Osmangazi Belediye Başkan Adayı Erkan Aydın, seçileceğinden umutlu olduğunu dile getirirken "sahada halk değişimden yana " görüntüsünün varlığını ön planda tuttu.

Gençliğin verdiği dinamizmle akşamın ilerleyen saati olmasına rağmen oldukça enerjik görünen Aydın, bunun nedeninin 5 yılda 10'nuncu seçimi yaşıyor olmasının etken olduğunu belirterek, "Sahada gördüğümüz teveccüh de bize dinamizm katıyor" yorumunda bulundu.

Siyasette yaşadığı mutlulukların kendisini genç ve diri tuttuğunu belirten Erkan Aydın; "Gecenin bir vakti vatandaşın herhangi bir sorununu çözmek benim tüm yorgunluk ve bitkinliğimi alıp götürür. Gecenin kaçı olursa olsun çözdüğüm her sorun beni mutlu ediyor. Tüm yorgunluğumu bitiriyor " derken bile mutlu görünüyordu.

"BU BİR YEREL SEÇİMDİR... ''

 Erkan Aydın'la sohbetimiz doğal olarak Bursa ve Osmangazi seçimleri üzerinden ilerlerken, AK Parti'nin yerel seçimleri, genel seçimmiş gibi yürüttüğünü, oysa yerel seçimin genel seçimden çok daha farklı boyutlarda yaşanması gerektiğinin önemini vurguladı...

 Erkan Aydın;

 "Bunun nedeni AK Parti bir lider partisidir. Liderin etki ve hâkimiyetiyle siyaset yapmaktadırlar. Oysa yerel seçimlerin teknik olarak da genel seçimden oldukça farkları vardır. Yerel seçim idarecilerini vatandaş halkın içinden, halka dokunan gönül adamlarından olmasını bekler. Yerel idareci halkın kalbine dokunur onun elini tutar. Liderin yönettiği partilerde yerel idareciler çok etkin ve halkın arasından olmamaktadır. Bu kez biz bu durumu lehimize çevireceğimiz kanaatindeyim. Liderin etkisinin azaldığı bir Ak Parti seçimlerde iddialı olamaz" dedi.

 Erkan Aydın'ı dinlerken, Osmangazi'nin Bursa'nın merkezi ve şehrin kalbi pozisyonu konumunu aklımızdan geçirerek özellikle diğer isimlerden ne gibi farklılıklar taşıdığını merak ediyordum doğrusu... Diğer adaylarla Bursa için ciddi bir rekabette olacağını görüyorum.

Aydın, konuşmasının bir bölümünde de AK Partili adayların vaatlerine yer verirken, on yedi yıldır yönetimde olmalarına rağmen neden yapmayıp halen daha vaatlerle halkın karşısına çıktıklarını sordu.

"YEREL İDARECİ, HALKINA SİYASET YAPMAYAN İDARECİDİR..."

Erkan Aydın'ın söyledikleri içerisinde, bana göre en dikkat çekici yanı "Seçilecek yerel idarecilerin siyaset yapmaması gerekir" değerlendirmesi oldu.

Seçilirse halka siyaset yapmadan, siyasi yaklaşmayan, gönül idareciliği yaparak halkla kendi başına direk bağ kuracağını belirtti.

"Yirmi yıldır Nilüfer'de yakaladığımız gönül belediyeciliğini Osmangazi ve bütün Bursa'da yapacağız. Bunun teminatını veriyorum" diyerek hedeflerini tüm Bursa'yı kazanmak olduğunu ileri sürdü.

Pek CHP tarzı bir siyasetçi profili çizmeyen Erkan Aydın'ın, CHP'de ne denli ilgi göreceğini doğrusu ben de merak ediyorum.

GEL DE ELEŞTİRME...

Yazar dostum Necip Cengil, gazetemizde yayınlanan önceki günkü''eleştirmek ihanet midir" başlıklı köşe yazısında;

"Yıllar önce, iki binli yılların başlarında, eleştiri üzerine bazı kısa denemeler yazdığımda, çevremde "neden bu tür yazılar yazıyorsun" diye dışlayıcı yaklaşımlara uğramıştım. O zaman şöyle demiştim: "Eleştirmek bir ibadet hazzı ve hassasiyetiyle yapılması gereken bir ihtiyaçtır. Eğer biz bugün en başta kendi kendimizi eleştirmez, yaptıklarımızı sorgulamazsak yarın giderek yükselecek ve bizi ezecek, ezikliğinden kendimizi kurtaramayacağımız, eleştiriden ziyade saldırı ve algı oluşturmayı amaçlayan söylemlerle yıkılırız!

"Allah'ın Resulü "Bazılarımıza ne oluyor ki" diye birlikte yaşadığı insanları eleştirirdi" diyordu.

Uzun zamandır bu konuyu yazmaktan yana derdim vardı. Yazar dostum Necip Cengil'in kalemine sağlık.

Ben eleştiri yazarken amacımın dahası yoktur... Eleştirmekte kastımın direk hedefi; yanlış olanı söylemektir.

Karşımdaki kim ve hangi makam olursa olsun genel kabulün isteği doğrultusunda olması gerekeni uygulamada görmek istediğimdendir eleştiri.

Yani idealist yaklaşım... İdealizm kaldı mı diye sormayın. Soranlara karşı antipatik bakıyorum.

Amaçlı ve kasıtlı bakmaktan kaynaklı sorulduğunu düşünüyorum...

Amacım; her doğruyu her ortamda söylemek değil ama her doğru olanı her ortamda düşündürmektir.

"Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil... " diyorsa İtalyan Düşünür Clavdius, asıl hedefi "yalan" söylememek için söylediği bil ki, Sonra nerede ne söyledim diye endişe duymayasın demek istiyor... O yüzden eleştirirken de yalan korkusuyla iftira ve tefritten uzak durmak lazım.

Eleştirmekten de kaçırmamak lazım. Düzeltmek lazım. Düzelmiyorsa, Kendi bilir. O kadar.

LİSTELER AÇIKLANDI... TEPKİLİLER ÇOĞUNLUKTA

Listelerde, ilk etapta kim kimin yakını, "kimi kim listeye soktu? " tartışmaları çok boyutlu yüksek sesle söylenir oldu. Her "liste dönem"inde tepkiler olur ancak bu kez her partide memnuniyetsizlik çok fazla.

CHP'nin yerelde ve genelde bütün teşkilatları adaylık dönemi de dâhil listelerini açıklanmasından sonra süreci en zor atlatan parti konumunda.

CHP'nin bu süreci iyi idare edemediğinin göstergelerinden en önemlisi Ege ve Akdeniz teşkilatları ile İstanbul teşkilatlarında yaşanan toplu iftiralar. Genel Merkez'e protesto yürüyüşü düzenleyecek kadar ileri düzeye taşıyan teşkilatlar oldu Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Süreci en zor yaşan parti oldular.

AK PARTİ'DE DE SÜREÇ TARTIŞMALI GEÇTİ...

Süreci tartışmalı yaşayan AK Parti'de de Genel Merkez'in müdahalesiyle tepkiler en alt düzeyde tutulurken, Bursa listelerine bir hafta içerisinde iki kez genel merkez müdahalesi yaşandı.

Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, gerek listelerin oluşum dönemi ve gerekse listelerin kesinleşmesi döneminde yaşanan rahatsızlıkları en aza indirmek için direk müdahil oldu.

""Her dönem listelere tepkiler olur ancak bu defa tepki daha fazla" diyen teşkilat yetkilisi; "Bu aday belirleme döneminde etik kurallara uyulmaması veya çok etik görülmeyen tutum ve davranışlar diğer dönemlere nazaran daha rahatsız edici boyutlara ulaştı. Bir kaç gün değerlendirmeler eleştiri yönünde devam eder, sonra seçim süreci yaklaştığı için çabuk biter" yorumunda bulundu.