Yeni eğitim modeli! (1)

Geçenlerde, eşinin tedavisi için Bursa'da bulunan, Medine-i Münevvere'nin Bilal Habeşi Camii Müezzini MİHRALİ hocamız ile tanışma imkânını bulduk. Hocanın evinde, şarkın bin yıllık eğitim geleneğini kesintisiz sürdüren, Bitlis'in Mutki ilçesinde bulunan Ohin Medresesi'nin Müderrisi ve Bölgenin kanaat önderlerinden Şeyh Fethullah Ayte hocamız ile de tanışma fırsatını bulduk. Medrese âliminin ilmine ve vukufiyetine yakinen şahit oldum.  Kendisinden, bölgenin bilhassa terör ve Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki görüşlerini ilk ağızdan dinleme imkânı bulduk.

Bir diplomat kadar ülkemizin üzerinde oynanan oyunları ve tuzakları nasıl fark ettiğine, hayret ile beraber sevinçle karşıladım. Ve geleceğimizin, istikbalimizin Allah'ın izniyle sağlam olacağına da itikadım hâsıl oldu.

Evvela şunu hemen söyleyelim ki, istikbale ve geleceğe ait ümitlerimiz ve beklentilerimiz müspet manada tavan yaptı. Büyük bir şevk ve gayret ile parlak bir oluşuma doğru gittiğimizin adımlarını gördük. Yeniden şarkta manevi bir ihya ve inşa döneminin başlatıldığını söyleyebilirim.

Saniyen; Şark ulemasının, bölge üzerinde çevrilen misyoner-Haçlı tuzaklarının farkında olduklarını, bu tuzağın bertaraf edilmesi için büyük bir gayret ve mücadele verildiğini de hemen söylemeliyim.
Özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın külliye davetiyelerinde, kanaat önderleri ve ulema-i ekrad (Kürt âlimler) ile yaptığı toplantıların ne kadar tesir ettiğini, şeyhin ifadelerinden ve heyecanlı sözlerinden anladım. Bana büyük bir mutluluk verdi.  Cumhurbaşkanının sadece Türkiye için değil, bütün İslam coğrafyası için bir şans ve lütfu ilahi olduğunu söyleyerek, komşu Müslüman ülkelerin âlimlerinden verdiği örneklerle izah etti.

Türkiye, Irak, Suriye uleması olarak zaman zaman medresede buluşup, görüş alış verişinde bulunduklarını ve bu topraklarda oynanan Ermeni- Yahudi misyoner faaliyetlerinin farkında olduklarını ifade ettiler. Bütün amacın bu topraklarda bir gayr-ı müslim devlet oluşturmak olduğunu gördüklerini; Allah'ın izniyle buna fırsat ve imkân vermeyeceklerini, bu uğurda çok büyük bir mücadele içinde olduklarını ifade ettiler. Devletin sağladığı huzur ve güvenlik ortamı ile PKK'nın da hemen hemen yok edildiği müşahedelerini aktardı.

Son beş yılda, medrese olarak büyük bir atılım içinde olduklarını, rağbetin inanılmaz olduğunu söyledi. Terörün de neredeyse etkisinin dibe vurduğunu, medreseye gelen öğrencilerin sayısında patlama yaşadıklarını rakamlar vererek söyledi. 

DİN VE FEN BİLİMLERİ
Din ilimleri asıl olmakla birlikte fen bilimlerini de ihmal etmiyoruz, dedi. Öğrencilerimizi -ki bunlar hafız-ul Kur'an'dırlar-  medrese tahsilinden sonra üniversiteye yönlendiriyoruz. Üniversite bitiren birçok öğrencimiz vardır. Ben de şu an görev yapan öğrencilerimizi ziyaret etmek amacıyla Bursa'dayım. Doğu ve Güneydoğu'daki üniversite camiasıyla çok güzel ilişkilerimiz var. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz. Biz fen bilimleri yönünden onlarda din ilimleri yönünden birbirimizden istifade ediyoruz.

Bu hususta Bediüzzaman hazretlerini kendilerine referans olarak seçtiklerini, onun tefsirinden istifade ettiklerini söyledi. Zaten bu tefsirleri okuyanların pusulalarının yanılmayacağını, dış oyun ve tuzaklara düşmeyeceklerini ifade etti. Şarktaki diğer mollaların da aynı akide üzerinde birleştiklerini ve din dışı, gayr-ı müslim tuzakları da inşallah boşa çıkaracaklarını, yeniden İslam'ı bölgede asli hüviyetine kavuşturmak için çaba sarf ettiklerini söyledi.

Binaenaleyh; Hükümetimizin, artık adamakıllı bir şekilde "Maarife" kökten el atması, yüzyılı aşkındır, batı kaynaklı müfredatı elden geçirmesi, zararlı ve Anadolu insanını kültür yönünden zehirleyen kısımları çıkararak; yerine bin yıllık kültürünü ikame edip, hakiki manada DİN ve FEN BİLİMLERİNİ birlikte vermesi zamanı artık gelmiştir. Bu adımın kararlılıkla ve cesaretle atılmasını millet olarak bekliyoruz. Ancak böyle bir eğitimle yetişmiş gençlerimiz İÇTEN-DIŞTAN gelen her türlü hain saldırılara, medyatik algı ve yalanlara karşı ülke olarak durabiliriz.