Hava Durumu

Ümitvar olmak (1)

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2016 11:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2016 11:46

Bugün Suriye'deki, Irak'taki, Mısır'daki, bilumum Arap milletlerindeki, Amerika ve Avrupa zalim münafıklarına karşı gösterdikleri korkaklık, pısırıklık, güvensizlik, boyun bükme, zillet, hatta çoğundaki neme lazımcılık tavrı, Müslüman kardeşlerine karşı ilgisizlik gibi... tavırlar, maalesef vücuda Batılılar tarafından şırınga edilen bir mikrobik hastalıktan başka bir şey değildir.

YEİS, BATININ İÇİMİZE ATTIĞI KANSER MİKROBUDUR!

100 yıl önceden itibaren Misyoner Batı, bu "Yeis" mikrobunu, nakış nakış beyinlere işledi. Aynı anda biz Osmanlılara da işledi. Nasıl? Okullarıyla, eğitim kurumlarıyla, eğittiği, yetiştirdiği beyinlerle, nesillerle.

Bediüzzaman'ın tabiriyle; "Yeis, ümmetlerin, milletlerin 'seretan'-kanser-denilen en dehşetli bir hastalığıdır. Ve kemâlâta mâni ve "ENE İNDE ZENNİ ABDİ BİY" (Kulum beni nasıl bilirse öyleyim/Yani benden ümidini kesene yardımımı ve inayetimi göndermem) hakikatine muhaliftir; korkak, aşağı ve âcizlerin şe'nidir, bahaneleridir. Şehamet-i İslâmiyenin şe'ni (gayret ve cesaretlilerin tavrı değildir) değildir.

Özellikle; "Arap gibi nev-i beşerde medar-ı iftihar yüksek seciyelerle mümtâz bir kavmin şe'ni (tavrı) olamaz. Âlem-i İslâm milletleri, Arabın metanetinden ders almışlar. İnşallah, yine Araplar ümitsizliği bırakıp, İslamiyet'in kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesânüd ve ittifak ile el ele verip Kur'ân'ın bayrağını dünyanın her tarafında ilân edeceklerdir."

Burada Hem insanı hem toplumu bitiren ve tüketen yegâne hastalık ve zehir, ümitsizlik olduğu gibi, insanı ve toplumu ayağa kaldırıp hayatlandıracak yegâne ilaçta, iman ve ibadetten gelen ümit ve şevktir.

Ümitsizlik her kemalin önünde bir engeldir. İnsanların mükemmele ulaşmasında dikenli bir yol gibidir. Bu hastalığı tedavi etmeden hem şahsın hem toplumun yükselmesi, kemale ermesi mümkün değildir.

Ruha ye's denilen o mel'un hastalık çöktükten sonra, artık vücutta hareket imkânı, çalışma imkânı, savaşma, mücadele verme imkânı kalmaz. İş; o zehirin maneviyatı sarmasına meydan vermemektir.

Evvela, azmi ile, sonra tevekkül ile, memur olan Müslümanlar için yeis dediğimiz o helak eden afete kapılmak maazallah hem dinin, hem dünyanın elden gitmesine sebep olur.

Ne diyoruz; Müslümanlar azim ile, tevekkül ile memurdurlar. Çünkü Cenab-ı Hak peygamberine diyor ki; "Bir kere azm ettin mi artık Allah'a dayan." (Al-i İmran 159)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.