Hava Durumu

Toplum birer canlı bomba gibi!

Yazının Giriş Tarihi: 16.12.2016 11:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.12.2016 11:23

İnsan hayatının varlığı ve devamı, Allah'ın insanın içine koyduğu bir takım duygular sayesinde gerçekleşir. Bu duyguların her birisinin kendisine ait görevleri vardır.

Mutlu ve Sağlıklı bir hayat; bütün bu duyguların, görevlerini olması gerektiği şekilde yapmasıyla mümkündür. Bu duygulardan biri veya birkaçı, vazifesini yapmaz veya yapamaz duruma getirilir ise, o insanda dengeler bozulur. İstikamet şaşar. Maddi/Manevi Sağlık problemleri baş gösterir. 
İnsanın fıtratına konulmuş ve adına "Latifeler/His" denilen bu duygular sayısızcadır. Bu duygulardan bazıları şunlardır; akıl duygusu, muhabbet duygusu, nefret duygusu, kıskanma duygusu, sahiplenme duygusu, düşmanlık duygusu, öfke duygusu, yardımlaşma duygusu, menfaat duygusu vb. duygulardır. Bu duyguların bir kısmı müspet/olumlu, bir kısmı ise menfi/olumsuz duygulardır. Muhabbet/Sevmek ve adavet/düşmanlık duyguları gibi. 
İnsanın huzur ve saadeti; bu duyguların yerli yerinde kullanılmasına bağlı olduğu gibi, toplumsal hayatın da huzur ve mutluluğu buna bağlıdır. Nasıl ki, insanın biyolojik yapısını oluşturan organlardan herhangi birinde meydana gelen bir arıza, bütün vücudu etkiler ve kişiyi huzursuz ediyorsa, manevi duygulardaki arızalar da aynı neticeleri doğurmaktadır.
Bunlardan kişinin kendisine ve içinde yaşadığı topluma en fazla etkisi görülen; muhabbet/sevgi ve adavet/düşmanlık duygularıdır.
Şam Emevi Camiinde İslam dünyasına hitap eden Bediüzzaman, geri kalmışlığımızın altı sebebinden bir tanesi de; "Adavete muhabbettir" demektedir.
Yani; husumet ve düşmanlığı sevmektir. Bunun da çaresinin; "muhabbete muhabbet, adavete adavet" olduğunu söyler.
Ne demek; muhabbete muhabbet ve adavete adavet? 
Evet, burada dikkatler sıfatlara çekilmektedir. Sıfatları taşıyanlara değil. Sevmek sıfatının kendisi sevilmelidir. Adavet ve husumet duygusunun kendisi çirkin olduğu için nefret edilmelidir. Yani adavet ve düşmanlık hislerinin içimize girmesine meydan vermeyiniz demektedir. 
Bu ifadeler, toplum mühendislerinin sağda solda aradıkları sosyal hastalıkların sebeplerinin, içimizde; Çözümün de yine bir iç tahlilden ve manevi bir "check-up"tan geçmekte olduğunu ortaya koymaktadır. 
Kin, düşmanlık ve adavet duygularının tahrik edildiği, sevgi ve muhabbet duygularının da dumura uğratıldığı bir toplumda, ne birey sağlıklı olur, ne de aile ve toplum. Aile içi geçimsizlik ve kavgalar, toplumsal hayatta gerilim ve çatışmalar eksik olmaz. 
Zira acıma ve sevgiden mahrum, kin ve öfke ile gerilmiş her bir fert, adeta, birer canlı bomba gibi, her an ve her yerde, toplumsal çalkantılara ve patlamalara sebep olabilmektedir. 

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.