Hava Durumu

Tek parti şeflik döneminin icraatları!

Yazının Giriş Tarihi: 23.11.2018 07:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.11.2018 07:20

Şeflik döneminin Türkiye'sinden manzaraları sunmaya devam ediyoruz... Unutmayalım ki, bütün bu olumsuz tablo, mahrumiyetler, yokluklar ve hatta yolsuzluklar, cumhuriyetin kuruluşundan sonra, savaş yüzü görmemiş ve barışın hâkim olduğu ortamda vuku buluyor. Halbuki aynı dönemlerde ve daha sonraki dönemlerde Avrupa'da ise, savaş ve kaos hakim. Bir kıta yakılıyor, yıkılıyor, bütün varlıkları yok ediliyorken; aynı sefaletler, yokluklar  onlarda bile bu derecede değildi. Akl-ı selim sahibi, insaflı bütün tarihçiler, Türkiye'deki sefaletin, dibe vuran fakirliğin yegâne nedenini dönemin yöneticilerinin kabiliyetsizliğine, ehliyetsizliğine ve aşırı derecede ideolojik saplantılarına, halktan kopuk bir yaşam dairesi içerisinde imrar-ı hayat sürmelerine bağlıyorlar.  Biz yine ö dönemi gösteren birkaç belgeden örnek sunmaya devam edelim: 

"Türkiye savaşan ülkelerden biri olmadığı halde ülkenin büyük şehirlerinde yoğun savaş tedbirleri uygulanıyor ve bu,  halkın çektiği derin yoksulluğun yanı sıra Ankara'daki bir avuç azınlığın dışında Silahlı Kuvvetler de dâhil olmak üzere birçok devlet dairesinin çalışmalarına yansıyordu. Savaş halindeki ülkenin ordusunun hali de tıpkı Anadolu halkının hali gibi içler acısıydı. " (Türkiye Demokrasi Tarihi)

"Emekli General Haydar Sükan'ın tespitine göre; "O günlerde Türk Ordusu bir deri bir kemikten müteşekkil canlı varlıklar görünümündeydi. Harekât kabiliyeti olmadığı gibi silah ve araç- gereç modern teknolojinin gerisinde eski tip aletlerdi.  1948'in Türk ordusu, donanım ve teşkilatlanmasıyla 1920'lerdekilerden çok az farklıydı. Taşıma işleminin büyük çoğunluğu hala atlarla yapılıyordu. Çok az tank vardı ve çoğunluğu birinci Dünya Savaşından kalmaydı." (Türkiye Demokrasi Tarihi)

EĞİTİM ÇAĞDIŞIYDI!

"Eğitim çağdışıydı. Hem acemi askerlerin hem de astsubayların hayat şartları berbattı. Terfiler yetenekten çok kıdemlere göre yapılıyordu." (Hale, William. Sh.91)

" Üç yıldan beri terhis yapılamadığından erat çok, sefer kadrosu gibiydi. Ama subay azdı. Batarya ve tabur komutanlarına ayrılan odaların içi boştu. Ne bir iskemle, ne bir masa. Dosyalar, evraklar, pencere içinde, subaylar ayaktaydı. "  (Kocatürk. Kenan. Sh.348)

"Kemerburgaz'da komutanın ve benim oturduğumuz evler Karadeniz'de batıp da kıyıya vurmuş gemilerden elde edilmiş kerestelerden yapılmıştı. Bölük karargâhı büyük bir tahta baraka. Yokluk içindeyiz. Kolorduya yazı yazmak için kağıt bile yok. Yazı makinaları bozuk...(Madanoğlu. Cemal. Sh.303)   

SUBAYLARA LİMONATACI ADI TAKILMIŞTI!

Silahlı Kuvvetlere mensup subay ve astsubayların durumu ise yabancı araştırmacı William Hale'nin tespitiyle,  kelimenin tam manasıyla perişandı. Bununla bağlantılı olarak ordu mensuplarının sosyal hayattaki yeri de pek sevimli değildi. Hayat pahalılığı ve geçim mücadelesi subayları utandırıyor ve bunaltıyordu. Subaylar her yerde ikinci insan muamelesi görüyorlardı. Ankara'da insanlar, bodrum katlarına kurmay subay katı diyorlardı. Eğlence yerlerinde subaylara limonatacı adı takılmıştı. İstanbul gibi büyük bir şehirde dahi orduevi yoktu." (Ahmad  Feroz./ sh.149)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.