Hava Durumu

Şeflik zihniyetinin temelini attığı eğitim (3)

Yazının Giriş Tarihi: 27.07.2018 06:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.07.2018 06:40

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Türk milli eğitim sistemini, diğer dünya ülkelerinin eğitimiyle karşılaştırdığımızda, aşırı bir merkeziyetçi yapı üzerine kurulu olduğu, eğitimde, çağa uyum sağlamaktan ziyade, ideolojik nefer yetiştirmeye yönelik hassasiyetlerin damga vurduğu, tarafsız eğitim bilimcileri tarafından dile getirilmektedir.

Binaenaleyh Türkiye'de eğitim sisteminin geliştirilmesi için genellikle kaynakların azlığına dikkat çekilmiş vekaynakların artırılması vurgulanmıştır. Kaynakların artırılması önemli olmakla beraber, eğitimde günümüz şartlarında yaşanan açmazları aşmada orta vadeli bir çözüm olmaktan öteye gidemez. Çünkü eğitimi yetersiz kılan, önünü tıkayan ve çağla uyumsuz kılan, kaynakların azlığından çok, her açıdan bir merkezden yönlendirildiği ve finanse edildiği idari yapısıdır.

Türk eğitim sisteminin şu andaki yönetsel yapısı, ekonomide, endüstride, kültürde ve daha birçok alanda gerçekleşen gelişmelerin ağırlıklı olarak devletin güdümünde olduğu dönemlerde belkide işlevseldi. Ancak bugün için böyle bir eğitim düzeninin oluşmasına neden olanşartların hızla değiştiğini görüyoruz.

Artık ekonominin, endüstrinin, toplumun gelişmesinde devletin inisiyatifi o kadar fazla değildir. Ekonomi ve sosyal hayat belirli yerlerden yapılan yönlendirmelerin dışında kendi dinamizmi içinde gelişmektedir. Bu çerçevede eğitime duyulan talepler de hızla artmakta ve çeşitlenmektedir. Ancak dinamik bir yapı içinde ortaya çıkan ihtiyaçları durağan ve planlı gelişmelere cevap vermek üzere yapılanan bir eğitim sistemi karşılamaya çalışmaktadır. Bu çelişki içerisinde doğal olarak okullar ihtiyaç duyulan yeni değer ve becerileri kazandırmada zorlanmakta, çok çeşitlenen bireysel ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalmakta ve uzunvadeli hesaplar ve hedeflere göre programlanmaları nedeniyle, hızlı değişimler karşısında uyum sağlayamamaktadır.

Merkeziyetçi eğitim!

Eğitim sisteminin aşırı merkeziyetçi yapısı ile, ekonomik, siyasal ve teknolojik alanlarda ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap vermesi mümkün değildir. Merkeziyetçi bir sistemde büyük ölçüde aynı türden programların sunulması ile çok sesliliğe dayalı bir demokrasi kültürünün oluşması zordur. Demokrasinin belki de en önemli temellerinden biri olan arzu ettiğini seçebilme pratiğinin, merkeziyetçi ir eğitim sistemi içinde yaşanabilmesi oldukça zordur. Ayrıca çok kültürlülüğün ve sesliliğin korunması ve yaşatılması da merkeziyetçi bir yapının baskın olduğu bir sistemde oldukça zor olsa gerek. Merkeziyetçi yapının doğası ülke ölçeğindeki ihtiyaçtan karşılamak üzere kuruludur. Böyle bir yapı içinde eğitim kurumlarının yerel düzeyde ortaya çıkan ihtiyaçları karşılaması mümkün değildir.  Diğer taraftan hızla değişen teknolojik gelişmelere de eğitim sistemi sahip olduğu sıkı hiyerarşi içinde etkili bir şekilde ayak uyduramaz. Nitekim okulların araç gereç donanımının çok kısa zamanda demode olmasında bu yapının büyük etkisi vardır.

O halde atılacak ilk önemli adım ve yapılacak ilk reformik icraat bu yapının temelinde değişikliğe gitmek olacaktır. Peki bu nasıl olacaktır? Ve mümkün müdür?

Bir sonraki yazımızda konuya devam edeceğiz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.