Sağcılar - Solcular!

"Avrupa'da ve genel olarak Batı'da sağcılar 'mağdurun hakkı'nı savunurlarken, solcular bir kaide olarak "davalının bağışlanmasına" çalışmışlardır.

Yaklaşık iki yüzyıldır, akılcılardan bu yana suçun mağduru az çok unutulmuştur. Saçma sapan bir durum ortaya çıkmıştır:

Barışsever vatandaşlar tehdide maruz kalmışlar, öte yandan suçlular ise her kes tarafından savunulmuşlardır.

Suçları açıklayan ve suçluları bağışlayan teoriler icat etmek moda halini almıştır. Bu durum, yüzyıllar boyunca yürürlükte olan aşırı acımasız ceza kanunlarına duyulan tepkinin neticesiydi. Bu ikilem insanın kendi fiilinden dolayı sorumlu olup olmadığı şeklindeki hakiki hatta metafizik meseleyle ilgiliydi.

Mağdurun unutulmuş olması vak'ası, insan hakkında "Darwin'e" dayanan ya da ondan kaynaklanan teorilerle ilişkili olmalıdır.

Darwin'in insanın özgürlüğü yoktur, o şartların neticesi ve kurbanıdır. İnsanın bir ruhunun bulunduğunu yani özgür olduğunu söyleyen din daha sıkıdır. Ve ona sorumluluk yükler.

Ateizm ve din bu meselede ihtilaf etmiştir. Ateizm suçlunun tarafını, din de mağdurun tarafını tutmuştur.

"Cezaların caydırıcılıktan uzak olması!"

Aliya'nın bu tespiti bana "cezaların caydırıcı olmaması" ile ilgili tartışmaları hatırlattı. Acaba Avrupa'da şekillenen kanunların caydırıcılıktan uzak olmasının nedeni, suçluya bu mantaliteden yaklaşmanın neticesi midir?

Suçluya hapiste bile şefkatle yaklaşılmayı sağlayan Batılı kanunların, aynı zamanda suçluyu daha da teşvik ettiği ve daha da profesyonel hale soktuğu, bugün ceza hukukçuları tarafından ifade edilmiyor mu?

Bedeni cezanın onur ve insani saygınlık duygusuna aykırı olduğunu söylüyor hukukçular. Ancak meselenin öteki tarafına bakıldığında, tecrübeler gösteriyor ki, maalesef en ufak bir onur ve insani saygınlık derecesine sahip olmayan insanlar bulunmaktadır. Kur'an; hayvanlar gibi "hatta onlardan da aşağı" insanların varlığından bahsediyor.

Bu durum ve işlenen ve gittikçe de artan suçlar, beşere "bedeni cezanın bir hakikat ve adil olduğunu" apaçık ortaya koymuyor mu?