Hava Durumu

Misyonerlerin kullandıkları araçlar (2)

Yazının Giriş Tarihi: 04.09.2017 08:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.09.2017 08:45

Misyonerlerin amaçlarına ulaşmak için en çok kullandıkları araçlar arasında okullar önde gelmektedir. Bir misyoner bu konuyu şu sözleriyle açıklamaktadır: "Misyonerliğin başarısı için temel şart okullardır. Haddizatında bu da gaye olmayıp vasıtadır. Şu da bir hakikattir ki misyonerlerin yahut İncilin başka yollarla sokulmaya imkân bulamadığı birçok yerlere İncil veya Hristiyan kültürü okul vasıtası ile sokulabilmiştir". 

Okullardan başka misyonerlerin kullandıkları bir diğer araç matbaadır. Gittikleri bölgelerde kurdukları matbaalarda başta dini eserler olmak üzere çeşitli konularda pek çok dilde gerekli olan eserleri yayınlarlar. Matbaa ve okulların yanı sıra misyonerlerin kullandığı bir diğer kurum hastanelerdir. Onlara göre; "İnsanın olduğu yerde acılar da vardır. Acıların olduğu yerde doktorluğa ihtiyaç vardır. Doktorluğa ihtiyaç olan yerde de misyonerlik için uygun bir fırsat vardır".  Bu konuda Türk Misyonlarına Yardım Cemiyeti'nin yayınladığı bir kitapta hastanelerin rolü şu şekilde belirtilmiştir:

 "Tıbbi Misyonlar İncil öğretiminin öncüleridir. Bunlar, başka bir evangelizm (Hıristiyan mezheplerinden biri) ağacı dikilmesi imkânsız olan yerlerde fidan yetiştirebilirler. Doktor, diğer misyonerlerle ne bir münasebeti olan ne de münasebeti isteyen birçok insanı doğrudan doğruya kabul edebilir. Bir hekim nerede olursa olsun bir dispanser açtığı zaman şifa verici mahareti yüzünden kendisine başvuranlarla kuşatılır. Bu yobaz bir İslam mollası veya bir fakir onun elini öpecek; kör, topal, mefluç insanların, can çekişen ana babaların İsa'ya hazin yakarışlarına andıran bir sesle ona yalvaracaklardır". 
Yabancı dil kursları, çok sayıda dispanser ve sağlık ocakları ve  yetimhaneler gibi çeşitli yardım kuruluşları da en fazla kullanılan yerler arasındadır. Bu kanallarla bir taraftan karşılaştıkları topluluklara, onları kendi din ve kültürlerinden uzaklaştırmak için çaba sarf ediyorlardı. 
            

Bu yolla yürütülen çalışmalar sonunda Avrupa, Rusya ve Amerika'ya kadar yayılan misyonerlik faaliyetleri Müslümanlar arasında da başlatılır ve hatta Uzak Doğuya kadar uzanır. 19. yüzyıldan itibaren sömürgeciliğin gelişimine paralel olarak Asya, Afrika, Çin ve Japonya gibi ülkeler de misyonerlik faaliyetlerine maruz kalırlar.

Kendisini kiliseye adayan misyonerlerden istenen şey öncelikle gittikleri ülkelerin dilini, dinini ve kültürünü öğrenerek eksik noktaları tespit ettikten sonra ona göre taktik geliştirmeleridir. Bu yüzden bir misyoner en az birkaç dil bilen iyi eğitilmiş bir insandır. Misyoner teşkilatlarında yetişmiş bir İngiliz misyonerinin anlattıklarına göre:

 "Misyonerler çocuk iken hizmete alınır, yapacakları vazifeye göre ilmen, ahlaken ve fikren yetiştirilirler. Şöyle ki, İngiliz Misyon Cemiyeti her sene bütün Orta mektep talebesinin zekilerinden otuz kırkını seçerek himayesine alır, onları kabiliyetlerine göre üçer beşer ayırarak muhtelif memleketlerde yetiştirir...".

Misyonerlerin gittikleri bölgelerde kullandıkları metotlardan biri de mahalli kültürü yok etmektir. Açtıkları okullarda verdikleri eğitimle Hıristiyanlaştıramadıkları kişi ve toplulukları dil, din ve kültürlerinden kopararak, yerine kendi yaşam biçimlerini yerleştirmeye çalışırlar. Bütün bunları yukarıda bahsedilen kurumlar yoluyla ve  kitap, gazete, dergi, broşür gibi yayınlar yaparak; radyo-televizyon gibi yayın araçlarında programlar yaparak; seminer, konferans gibi toplantılar tertip ederek; turistik yerlerde telkinlerde bulunarak ve çeşitli sportif faaliyetlerde bulunarak yaparlar. 

(Bir sonraki yazımızda; misyonerlerin Osmanlı topraklarına geliş gayeleri vurgulanacaktır)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.