Hava Durumu

İstikbal bize gülecek er geç! (1)

Yazının Giriş Tarihi: 27.10.2017 08:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.10.2017 08:57

Batı'nın ülkemize karşı agresif tavırlarına bakmayınız. İstikbalimiz ve talihimiz inşallah bize güzel günleri gösterecektir. Zira bunun güzel örneklerini, belirtilerini de görüyoruz. İşte bizde bir müddet yazılarımızı bu yöne hasredeceğiz. Yani bardağın dolu tarafına dikkat çekeceğiz.

 Bakınız, son yıllarda dünya genelinde Müslümanların sayısında istikrarlı bir artış söz konusudur. 1973 yılında yapılan istatistikler dünya çapında Müslüman nüfusun 500 milyon olduğunu gösterirken, bugün bu rakam 1.7 milyara yaklaşmıştır. Her dört kişiden birinin Müslüman olduğu günümüzde, Müslümanların sayısının tarihte ilk defa Hıristiyanların sayısını geçtiği bildirilmektedir. Müslüman nüfusun sayısının yakın gelecekte daha da artacağı ve İslam'ın dünyanın en büyük dini haline geleceği tahmin edilmektedir. Bu istikrarlı yükselişin nedeni, sadece Müslüman ülkelerin nüfuslarının artış hızı değil, aynı zamanda diğer dinlerden ve kültürlerden pek çok insanın İslam'ı seçmesidir.

 Husussan,  11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi'ne gerçekleştirilen terör saldırısının ardından İslam'a yöneliş daha da hızlandı. Başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünyanın şiddetle kınadığı bu saldırı, bir anda insanların -özellikle Amerikan vatandaşlarının- dikkatlerini İslam'a çevirmelerine neden oldu. İslam'ın nasıl bir din olduğu, Kuran'da nelerin haber verildiği, bir Müslüman'ın sorumluklarının neler olduğu ve gerçek bir Müslüman'ın nasıl yaşaması gerektiği Batıda en çok konuşulan konular haline geldi. Bu ilgi doğal olarak pek çok ülkede İslam'a yönelen insanların sayısında önemli bir artış sağladı. Böylece 11 Eylül saldırılarının ardından pek çok kişi tarafından dile getirilen, "bu saldırının dünya tarihinin akışını değiştirecek bir olay olduğu" şeklindeki öngörü, bir anlamda gerçekleşmeye başladı. Uzun bir süredir dünya çapında yaşanan dini ve manevi değerlere dönüş süreci, bu olayla birlikte hak din olan İslam'a dönüş halini aldı.

 Bazen bir gazete kupüründe, bazen bir televizyon haberinde duymaya başladığımız bu yönelişle ilgili gelişmeler art arda sıralandığında, yaşananların ne kadar olağanüstü olduğu görülecektir. Çoğu zaman sadece gündem maddelerinden herhangi biri gibi sunulan bu gelişmeler, aslında İslam ahlakının dünyaya çok hızlı bir şekilde yayılmaya başladığının çok önemli işaretleridir. Tüm dünyada olduğu gibi Avrupa'da da İslam hızlı bir yükseliş içerisindedir ve bu yükseliş özellikle birkaç yıldır daha çok dikkat çekmektedir. Son yıllarda 'Avrupa'da İslam'ın yükselişi', 'Müslümanların Avrupa'daki konumu', 'Avrupa toplumları ve Müslümanlar arasındaki diyalog' gibi ana başlıklar altında toplanabilecek pek çok tez, araştırma ve makale yayınlanmıştır. Akademisyenler tarafından hazırlanan bu yayınların yanı sıra medya da, İslam ve Müslümanlar konusunu oldukça sık ele almıştır. Bu ilginin temelinde hiç şüphesiz Müslümanların sayısının gittikçe artıyor olması yer almaktadır. Üstelik bu artış iddia edildiği gibi yalnızca Müslüman ülkelerden Avrupa'ya yaşanan göçten kaynaklanmamaktadır. Elbette bu göçlerin de Müslüman nüfusun artışında bir etkisi vardır, ancak pek çok araştırmacının bu konuya yönelmesindeki asıl sebep, din değiştirip Müslüman olmayı tercih edenlerin sayısındaki artıştır. Nitekim 20 Temmuz 2004 Tarihli NTV haberlerinde "Avrupa'da en hızlı yayılan din İslam" başlığı altında Fransız İç İstihbarat Dairesi tarafından hazırlanan rapor ele alınmıştır. Raporda; Batılı ülkelerde, özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından, İslam dinini tercih edenlerin sayısının daha da arttığı belirtilmiştir. Örneğin Fransa'da sadece geçen yıl Müslüman olanların sayısı, 30 ila 40 bin arasında artmıştır....

 Devam edecek..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.