Evet, " her kemalin bir zevali vardır". Bugün AB'de olan çöküntü işte bize bu "İlahi Kuralı" bir kez daha hatırlattı.
Bu aynı zamanda bir "şeriat-ı fıtriyedir". Allah'ın yeryüzüne koyduğu bir kanundur. Adalet-i mahzadır, şaşmaz. Kişilerin rütbesine, gücüne, kuvvetine, zenginliğine ve imtiyazlı olup olmadığına bakmaz.
Allah imhal (ertelemek) eder, amma ihmal etmez. Ayet şöyle diyor: "Kim yücelik ve üstünlük dilerse bilsin ki, yücelik ve üstünlük yalnız Allah'a aittir. Bütün güzel sözler O'na yükselir, bütün doğru ve yararlı işleri O yüceltir. Sinsi şekilde kötü fiiller tasarlayanlara gelince, onları şiddetli bir azap beklemektedir ve onların bütün tertipleri de, yok olup gitmeye mahkûmdur.(Fatır 10)
Kurulduğu günden beri yeryüzünün şeytanı olarak beşer aleminiifsad eden, karıştıran, kan döken bu mel'un millet ektiklerinin karşılığını muhakkak görecektir. Döktüğü kanların hesabını er geç verecektir.
Sanki; Meleklerin Hz. Âdem'in yaratılma hadisesinde ifade ettikleri şu; "kan dökecek, fesad çıkaracak birisini mi yaratacaksın?" dedikleri 'birisi', işte bunlar, yani İngilizlerdir. Hatta bunlara "şeytanın çocukları" diyen birçok Batılı bilim adamaları bile vardır.
İNGİLİZLER ŞEYTANIN
DÜNYADAKİ AVANELERİDİRLER!
Meşhur bir Kızılderili atasözünde de bunlar şöyle ifade edilmiştir: "bir derenin kenarında iki balık kavga ediyorsa, biliniz ki, oradan az önce bir İngiliz geçmiştir".
Uzun sözün kısası, İslamın kalbine durmadan fitne, fesat tohumlarını eken bu millet de nihayet aynı hastalık kendisine de bulaşmıştır. Bu İlahi kanundan yakasını kurtaramamıştır. Umarım ki, bu fesat millet öyle çabuk bu illetten kurtulamayacaktır. İnsanlığın onuru ile oynayan bu mel'unlar, "zillet ve onursuzluk" damgasını yeryüzünde yiyecek ve kaderin sillesi ile zelil ve rezil bir hayata düçar olacaklardır. Sözümü merhum Seyyid Abdulhakim Arvasi'nin şu tespitleri ile sonlandırmak istiyorum