Hava Durumu

Haçlı savaşı devam ediyor!

Yazının Giriş Tarihi: 10.06.2016 09:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.06.2016 09:04

Zaman zaman Avrupa'nın biz Müslümanlara karşı verdiği tepki bizi üzüyor ve dahi hayli sinirlendiriyor, değil mi? Esasen bu pek tabii bir şeydir. Burada bence üzerinde durulması gereken şey, Haçlı güruhunun koyduğu tavır değil, bizim, böyle bir sakat zihniyetten - ki, bunu Kur'an söylüyor-,  bir beklenti içerisine girmemizdir. Bakınız Kur'an-ı Kerim bizi bu hususta nasıl ikaz ediyor:

" Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa (bilsin ki o), kim böyle yaparsa Allah'tan ilişiği kesilmiş olur." (ALİ İMRAN-28 )

Ayette de ifade edildiği gibi, biz herhalde dostluk ve sevgide Allah'ın koyduğu çizgiyi geçtik. Hadd-i şer'iyi aştığımız için de, bu muhabbet ve sevgi bu defa aleyhimize dönüveriyor. Bu yolda bizlerin Allah ile hiçbir ilişiğimiz kalmıyor. Ne yakınlık, ne sıla... Ne din ne akide... Ne bağ ve ne de dostluk... Hepsi de bir bir yok oluveriyor. Bu yol da hepsi yok olmuştur. O Allah'tan uzak, Allah da ondan uzak. Aradaki bütün bağlar kesilmiştir.

Peki, bu Haçlı güruhuna karşı yaptıklarımız acaba bir karşılık bulabildi mi?

Bunu da Cenab-ı Allah şöyle ifade ediyor:

" Artık onların size inanacaklarını ümit eder misiniz? Onlardan öyle bir zümre vardır ki, Allah'ın kelamını dinlerlerdi de akılları yattıktan sonra, bile bile bunu tahrif ederlerdi." (Bakara 75)

Bu sakat zihniyet, Müslümanlara karşı, her şeyi bilerek ve kasten yapıyor. İnsani arzuları, şahsi menfaatleri ve hasta duyguları, sakat ve sapık tabiatları, onları bu yola sevk ediyor.  Bakınız bu yüzden peygamberlerin getirdikleri hakikatlerden yüz çevirmişlerdi. Daha önce Musa'nın getirdiği hakikatlerden de inhiraf etmemişler miydi?   Verdikleri sözleri tutmamaları, bile bile batılda ısrar ettiklerini gösteriyor.  Peki, bu gayr-i Müslimlere karşı beslediğimiz dostluk ve muhabbettin karşılığı olarak; merhametsizce bir düşmanlıktan gayrı ne gördük?

ADAVETE MUHABBET!

Buna da yine Üstadın ifadeleriyle cevap verelim:

"Adavete muhabbet" . Yani düşmana karşı (aşırı) sevgi beslemek. Yine Üstadın ifadesiyle; "aç düşmana karşı muhabbet, merhametini değil, iştihasını açar ve döner dişinin, tırnağının kirasını da ister."

Ve Üstadın son ikazı:

"Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır." (Lem'alar)

Artık kendimize dönmeliyiz. Kendi içimizdeki "ittihad ve dayanışmayı" sağlamak zorundayız.  Bunun başka bir çıkış yolu yoktur. Belki de bu musibetlerin böyle bir güzel yönü de olacaktır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.