Hava Durumu

Ey hükümet! Dostun kim? Düşmanın kim?

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2019 07:00

Ortalık sahte dostlar ve Müslüman kisvesine bürünmüş ikircikli insanlarla kaynıyor. Hiçbir gayreti ve hamiyeti olmayan, sadece ve sadece kendi nefsini, "EreeyteMenittehaze İlahehu Hevahu" (Furkan:43)(Hevasını, arzu ve isteklerini İlah edinen kimseyi gördün mü?) ayetinde ifade edildiği şekilde, egolarına toz kondurmayan kişilerin rol ve görev aldıkları bir sosyal toplum haline dönüştük. Ne yazık ki, bu gidişi ferasetiyle görüp ikaz eden zatların uyarıları da "yetkililer" tarafından, kaale alınmadı. Bu nedenle de; biriken öfke ve kızgınlıktan dolayı, dindar/muhafazakar bir çok kimse Hükümetin bu aymaz tavrına karşı bir "şefkat tokadı" olarak, ülkenin en büyük şehirlerini bunların elinden alarak, Halk Partisi'ne geçici olarak teslim etti.

Ben kendim şahidim ki, daha önceki seçimlerde canla başla çalışmış, kapı kapı dolaşmış insanlardan;"bunlar oldukça şımardı, burunları hep havada, milletle aralarına mesafeler koydular, aylarca randevu alamadım, hatta Ankara'dan şunu devreye koyarak ancak belediye başkanından randevu alabildim, ortalık yalakalar ve sahtelerle dolu, vb..." serzenişleri, ilk ağızdan duydum.

RANDEVUYA BEŞ YIL BOYUNCA DÖNMEYEN BAŞKAN!

Bir örnek de kendimden vereyim:

Bursa'da beş yıl boyunca, mükerrer defa yazılı randevu isteklerime, bir defa bile maalesef dönülmedi. İnanıyor musunuz, beş yıl boyunca. Her seferinde; "özür dileriz, bir yanlışlık var, nasıl olur? Hemen isminizi alıyoruz. En yakın zamanda başkan size dönecek... vb." sözlerden sonra tekrar unutulup geri dönülmeyerek, beş yıl oyalamayla geçti. Burada yazılacak, söylenecek çok şey var. Lakin yeri geldiğinde de "yerel yöneticilerin" bu inanılmaz kibir ve kaba tavırlarına, bundan böyle kalemimizi çevireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu ve benzeri davranışlardan dolayı, sırf Hakk'ı ifade etmek, doğruları dile getirmek, bu zevatların şatafatına ve saltanatına dikkat çekmek, koltukta oturma gayelerinin devletin ve yetimin malının hakkını korumak olduğunu göstermek için; bir "Fikir ve Düşünce Kulübü/Derneği" nihayata geçirmek adına, bazı hamiyetperver arkadaşlarımızın teşebbüse geçtiğini de  duyurmak istiyorum.

İNKISAR-I HAYAL

Maalesef, Müslüman kisvesine bürünen ancak iç âlemi, itikat dünyası bozuk bazı şahısların yanlış tavırları, davranışları ve halk ile olan soğuk muamelelerinin, büyük halk kitlesi üzerinde inkısar-ı hayale yol açtığını söylemek durumundayım. Bunca yıl verilen mücadelenin bir çırpıda silinip gitmesine kimin gönlü razı olur? "Kedi can derdinde, kasap et derdinde" misali, "şeflik döneminden" bu yana "Halk Partisi'nin" jakoben muamelelerine maruz kalan büyük kitlenin verdiği emek böyle mi heba edilecekti? Toplumun üzerine oturduğu müzahrefat içtimai zemin, her türlü fikri, sosyal ve kültürel batılı değerlerden temizlenerek, örnek bir "İslamî zemin"in teşekkülünü beklerken; talan edilen tarla gibi, koltuklarına kurulan yöneticiler tarafından nasıl imkânların (Beyt-ül mal) yakınlarına ve yardakçılara peşkeş çekildiğini üzülerek izledik. Hem de bunu yapanlar, işkembesini doldurduktan sonra, medya ekranlarına çıkarak Hz. Ömer'in adaletinden veasr-ı saadet yönetiminden bahsetmekten de geri kalmadılar.

HESAP SORULDU MU?

Evet sorarım akl-ı selim sahiplerine; bütün bu rezaletleri iktidar koltuğuna yaslanarak işleyen bu zevattan herhangi bir hesap sorulduğuna şahit olduk mu?

Reis-i Cumhur, adeta kendisini harap ederken, bir davayı omuzlayıp, feda-i can ederken; onun sayesinde koltuklarına kurulanlar hala sağır rolünü oynamaya devam ediyor.

Burada bize düşen görev; Cumhurbaşkanımızın yüklendiği davaya omuz vermek ve oluşturacağımız "sivil toplum güçleriyle", bana ne demeden, bu sahte hamiyetperverlerle mücadele etmektir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.