Eğitimde yeşeren ümit!

Son günlerde AB Projeleri adı altında Avrupa'ya giden lise öğrencilerine yurt dışında bazı bölücü terör gruplarına ait derneklerde propaganda yapıldığı ile ilgili haberler çıkmaya başladı.  Bu olay yeniden dikkatimizi "Türk Eğitimine" çevirdi. 

Yıllardan beri eğitim kurumlarında bir türlü sağlam rotayı tutturamadık. Ne vakit iyi niyetlerle bu alana el atılsa hakikaten bir acayip ve görünmez el tarafından açık yahut gizli engellerle karşılaştık ve karşılaşmaya devam ediyoruz.

İktidar bu hususta kararlı bir çıkış yaptığında ise, bu defa da, o görünmez el, hassas ve zayıf bir noktadan harekete geçip, eninde sonunda bu kararlılığı sulandırarak başarısızlığa mahkum ediveriyor. Yani insanların en zayıf damarını (ego, koltuk, şöhret...) harekete geçirerek o noktadan hedefe gidiş engelleniyor.

Bugünlerde Cumhurbaşkanımızın da dikkat çektiği gibi, eğitimde AK Partinin maalesef başarıyı yakalamadığı itirafı ile karşı karşıyayız. Yukarıda da belirttiğim gibi elbette bir çokgörünen ve görünmeyen engeller vardır. Lakin bence en büyük engel, "laik gurubun" ve dahi "dış destekçilerin", bahsettiğim gibi en zayıf damardan harekete geçmesidir.

Nedir kişinin en zayıf damarı?

Egosudur.

Bakınız kişiyi nereden ve nasıl yakalıyorlar. Bugün eğitim camiasının iç dünyasına projektörlerimizi çevirdiğimizde bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Hükümetin göreve geldiği ilk günden bu yana, maalesef eğitim teşkilatında bir taht kavgası başladı gidiyor. Ve bir türlü de durulmadı. Alttan ha birileri, koltuk kavgasını, hiçbir kıstas ve şarta bakmadan ısrarla ve tazyikle talep ediyor, daha üst konumda bulunanlar, yaniHükümetin bu teşkilatı kendilerine taşeron olarak verdikleri kesimler de, Nasreddin Hoca misali, ulufe dağıtır gibi, sadece ve sadece bu konuya kilitlenmiş ve bu görevi büyük bir iş becermişlik edasıyla yerine getirmenin mücadelesi içindedirler. Tabii ki, bu koltuk dağıtımı ve makam kapma koşuşturmasında da "ehliyet, maharet, tecrübe, liyakat " aradan kaynayıp gitmekte.

Yıllar, AK Partinin 14-15 yılı maalesef böyle bir "tarla anlayışı" yüzünden heba edildi.Hani ne diyordu Hz. Peygamber: " emaneti ehline veriniz". Zira bu emanet ehline verilmediği içindir ki; maarifin kıyameti maalesef kopmuştur.

Az gittik uz gittik, bir arpa boyu yol gittik.

Ama Cumhurbaşkanımızın bu ikazından sonra umarım ki, yeni Eğitim Bakanımız bu konuya eğilir ve milletimizin sessiz ve derin bekleyişine ve yeniden hayal kırıklığına uğramasına mani olarak, yeni bir ümit olur ki, ben inanıyorum.