Hava Durumu

Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Bey'e! (2)

Yazının Giriş Tarihi: 21.09.2018 06:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.09.2018 06:26

Sn. Bakanım!

Bir asırlık bir yürüyüşten sonra, ama bütün çabalara rağmen; "Kendi yürüyüşünü terk etti, başkasının yürüyüşünü de öğrenemedi" , atasözüne masadak olduk. Artık bir asırlık inadı bir tarafa bırakmak ve akl-ı selimle karar vermek, adım atmak zorundayız.  Bir önceki yazımda eğitimde, gençliğimizin ve geleceğimizin S.O.S verdiğine dikkat çekmiştik. Şimdi de atılması gereken adımlara kısaca yer vermek istiyorum. 

Sn. Bakanım!Şu gerçeği bir kez daha  Bursalıoğlu'nun deyimiyle ifade etmekte yarar görüyorum:

" Eğer bir ülkede yönetim programlara, kitaplara, sınıflara, yönetici ve öğretmen davranışlarına kadar inerek düzenleme çabası gösteriyorsa o memlekette demokrasi biçimsel olarak vardır. "

Türk Milli Eğitim Sistemi Reis-i Cumhurumuz tarafından, değişim ve dönüşümün sağlanması için, sizin gibi tecrübeli bir ele havale edildi. Bu nedenle geleceğimiz ve maarif sistemimiz adına oldukça ümitliyim. İnanıyorum ki, atacağınız cesur adımlarla, bu millete yeni bir ruh ihya eder, üzerindeki asırlık prangaları kırarak, bu milletin genlerinde tevarüs eden eski muhteşem mazisine yönelmesine bir vesile olur,  altın harflerle tarihe geçersiniz. Bu nedenle laf dönemi bitti sıra artık icraatta. Kamuoyuna, tribünlere seslenme adetini  artık bırakıp sizi iş başında görmek istiyoruz.

Sayın Bakanım!

Birinci olarak; Türk eğitim sisteminin demokratikleşmesi için acilen uluslar arası belgelerle düzenlenen hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması, antidemokratik yapı ve güç odaklarının ortadan kaldırılarak demokrasinin tüm kurul ve kuralları uygulamaya konulması, milli iradenin hâkim irade haline getirilmesi ile mümkündür.

İkinci olarak; Eğitim sisteminin demokratikleşmesi, yani eğitimin önündeki anayasal, yasal ve idari engellerin kaldırılması, keyfi uygulamalara son verilmesi, eğitimin beyin yıkama ve bir ideolojiye angaje etme aracı değil; ferdin sahip olduğu yetenekleri geliştirici, onu ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hayata hazırlayıcı bir yapıya kavuşturulması gerekir. Bunun için insan tipolojileri oluşturup, eğitim sistemini buna göre dizayn eden eski ideolojik alışkanlıkların terk edilerek, nasıl bir insan olacağına kişinin kendisinin (Türk ailesi) karar vereceği, ancak kişinin yeteneklerinin en iyi şekilde geliştirebilecekleri eğitim ortamının sağlanmasına yönelik çabalara ağırlık verilmesi gerekir.

Üçüncü olarak; Eğitimle ilgili tüm kararlara halkın ve eğitimle ilgili başta aileler olmak üzere tüm eğitim çevrelerinin katılımının sağlanması ile eğitim demokratik hale getirilebilir. Bunun için eğitimde merkeziyetçiliğe son verilmesi, yetkilerin yerel yönetimlere ve okullara devredilmesi, okul-aile işbirliğinin ekonomik kaynak sağlama aracı olmanın ötesinde eğitimle ilgili kararlara katılma şekline dönüştürülmesi gerekir.

Dördüncü olarak; Ailelerin okuldaki eğitime daha çok katılımının sağlanmasına ihtiyaç vardır. Bu rol asla küçümsenmemeli ve ihmal edilmemelidir.  Bu hususta gelişmiş ülke örneklerinin dikkatli bir şekilde incelenmesi ve dersler çıkarılması gerekir. Tüm olumsuzluklara rağmen Türk eğitim sisteminin zaaf noktalarını büyük ölçüde sayısal yetersizlikler, yanlış politikalar, ekonomik ve teknolojik açıklar gibi kolay düzeltilebilecek hususlar oluştururken, gelişmiş ülkelerde erken hamilelik, uyuşturucu ve madde bağımlılığı, şiddet, okuldan kaçma veya terk, aile dışı çocuk veya öksüz çocuk gibi düzeltilmesi daha zor sorunlar meydana getirmektedir. Eğer Türkiye'de eğitimin demokratikleştirilmesi çalışmalarında bu hususlar dikkate alınmazsa karşılaşacağımız eğitim sorunlarının bir envanterini bu örnekler bize hatırlatmaktadır.

Sonuç: "Halk devlet için vardır", anlayışına benzer şekilde adeta "öğrenci ve okullar MEB için vardır" gibi olan totaliter sitemin artık korkmadan, çekinmeden sorgulanması gerektiğini, her şeyin merkezden yönetildiği bir milyonu aşkın çalışanı bulunan dünyada başka bir kurumun olmadığını, bu kadar merkezileşmiş, hantallaşmış bir yapının çağdaş yönetim anlayışına ters olduğunu belirterek, sayın bakanımızdan cerrahi bir müdahale ümidimi ve beklentimi ifade ediyorum. 

Unutmayınız ki, cumhurbaşkanı sizin arkanızda ve daha da önemlisi büyük Türk milleti sizin en büyük nokta-i istinadınızdır. Kemalist jakoben gurupların tepkilerine aldırış etmeden, yeniden "Bismillah" demenizi ümitle bekliyoruz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.