Allah'ı sevmek!

acaba insana "sevgi duygusu" niçin verilmiş diye hiç düşündük mü? Önceki yazılarımızda,  bu sevginin "Allah'ı sevmek için" kalbimize yerleştirildiğini, öyleyse Allah'ın dışındaki varlıklara harcanamayacağını ve o varlıkları da yine Allah hesabına sevmemiz gerektiğini ifade etmeye gayret ettik.

Demek ki, asıl sevgi Allah'ı sevmek içindir.

Peki, Allah'ı sevmek nasıl olur?

 "Allah'ı sevmek Allah'ın sevdiği tarzı yapmakla olur. Ve o sevdiği tarz ise; Allah'ın sevdiği zata benzemekten geçer. Ona benzemek ise, Ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz, Allah da sizi sevecek,. Zaten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin."RNK.

Görülüyor ki, bu sevgi yine kendimize rücu etmiş oluyor.

Evet, biz Allah'ı severiz ve Allah'ın da bizi sevmesini isteriz. Rabbimizi sevdiğimizi, sevgili Peygamberimize (s.a.v) uyarak en güzel şekilde gösterebiliriz. Çünkü Allah'ı seven Allah'a itaat eder. Allah'a olan itaatin en güzel yolu, sevgili Peygamberimize (s.a.v) uymaktır. Şu ayet-i kerime buna işaret eder. "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin." (Âl-i İmrân: 3/31)

Allah'ın varlığını kabul edip iman eden, O'nu tanımak ve bilmek ister. O'nu tanıyan, O'na karşı büyük bir sevgi besler.

Sevgilinin Yaptığını Yapmak!

Yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı gibi;  Allah'ı sevmenin yolu, Allah'ın da kendisini sevdiği Habibini, Onun sevgilisini sevmekten geçer, O da;  O sevgilinin yaptığını yapmakla olur.  Onun sevdiğini yapmak, onun sünnetine uymak demektir. Eğer O Sevgili'nin sünnetini hayatımızda tam yaşatırsak; bütün hayatımızı ibadete çevirir ve hayatımızdaki bütün olumsuzlukları hayra tahvil etmiş oluruz.

Âlem-i ervahtan başlayıp, saadet-i ebediyeye uzanan beşer yolculuğunda en emin rehberimiz, o yolu en güzel şekilde tarif eden, tarif etmekle de kalmayıp kendisine uyanları, binler meşakkat ve imtihanlar içindeki o yoldan en selâmetli bir şekilde geçiren, Peygamber Efendimiz (asm) ve onun sünnetidir.

O yolda gidenler, asla şaşırmadıkları gibi, o rehbere uyanlar beşeriyetin en mümtaz şahısları olarak anılmışlar, arkalarından gelenlerin de saadet kapısından girmesine vesile olmuşlardır.

Kısacası; , Allah'ı sevmenin alâmeti ve onu razı etmenin yolu sünnete tâbi olmaktan geçiyor.

 Rabbimiz Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki:

"Allah'ın Resûlünde sizin için kendisine uyulacak en güzel örnek ve nümûneler vardır." Cenâb-ı Hak bize; uygun olacak ve kendisinin hoşnut olduğu tüm hâl ve hareketin, Resûl-i Ekrem'de (asm) toplandığını ve Allah'ın sevgisini kazanmak için, sünnete uymanın gerekliliğini vurgulamıştır.