Hava Durumu

Senden nefret ediyorum ne olur beni terk etme !

Yazının Giriş Tarihi: 20.02.2019 07:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.02.2019 07:03

Bir çelişki gibi görünen ifade aslında gerçek bir duygu durumunun ifadesidir. Cümle olarak saçma gibi görünse de aslında toplumda böyle çelişkili ve tuhaf sayılabilecek duyguları hisseden insan sayısı azımsanmayacak kadar da çok. Borderline kişilik özelliklerine sahip insanların bir kısmı hayatlarının bir döneminde ya da tekrar tekrar hayatları boyunca, bu tür duyguları hissedebilmektedirler.

Bu cümle, özelinde daha çok Borderline kişilerin hissettikleri duygu durumunu anlatmak için kullanılmaktadır. Borderline kişilik özelliklerine sahip bazı insanların yoğun olarak hissettiği, yalnız kalma korkusunu veya terk edilmeyi, ayrılmayı ölümden beter, çok acı verici bir duygu olarak deneyimlediklerinin tanımıdır. Sevdiği kişinin kendine yaptığı bütün eziyete rağmen, iş ayrılmaya gelince paniklemek ve adeta yalvarma noktasına gelmek işte tam da yaşanan bu. İnsanın sevdiği kişiyi duyduğu bağımlılık hissiyle, seviyor mu yoksa alışkanlık mı, duygusunu ayır edememesi, hatta kendine de yabancılaşması, kendini tanıyamaması. Ne durumlara düştüğünü fark edemez hale gelmek. Garip bir bağımlılık türü olarak, nefret edecek kadar öfke duyduğun birisinin aynı zamanda seni terk etmesinden de panikleyecek kadar korkmak.

Evet bir çeşit bağımlılık türü, insana bağımlı olmak. Aşk mı yoksa bağlılık mı, bağımlılık mı bilememek. Bütün bağımlılıklar insanın özgürlüğünü elinden almaktadır. İnsan adeta bağımlı olduğunun mahkumu gibidir. Bağımlılık, temelleri ilk çocukluk yıllarında atılan bir bağlanma bozukluğudur. Bağlanma bozuklukları sanılanın aksine hayatımızda oldukça yaygın yer etmektedir. Son yıllarda hayatımıza giren türlerini de sayarsak, internet bağımlılığı sosyal medya bağımlılığı, alkol, madde ve sigara bağımlılığı, karbonhidrat (yeme içme) bağımlılığı vb gibi çok çeşitlendirmek mümkündür.

İlk çocukluk yıllarımızdan itibaren hayatta kalabilmek için bağlanmaya ihtiyacımız olmaktadır. Ebeveynlerimizin uygun olmayan, çocuk gelişimini desteklemeyen tutum ve davranışları sebebiyle bu ihtiyacımız sağlıklı bağlanmayla sonuçlanmak yerine, bütün hayatımızı olumsuz etkileyecek patolojik bağlanmaya, bağımlılıklara dönüşebilmektedir. Bağlanma sürecini büyük oranda anneler yönetmektedir. Çocuklar bakılma ihtiyacında olduğu için bakım verecek kişiye, doğal olarak kendi ebeveynine bağlanmak zorundadırlar.  Çocuğun ihtiyacı tabi ki sağlıklı bağlanmadır. Ancak sürecin sağlıklı mı yoksa sağlıksız bağlanmayla mı sonuçlanacağını anne babanın yaklaşımları belirleyecektir. Anne baba da kendi çocukluk yıllarında nasıl bir bağlanma sitiliyle büyütülmüşlerse, o bağlanma sitillerine göre çocuklarına yaklaşmaktadır.

Günümde bütün bağımlılıklar tedavi edilebilmektedir. Sabırla yürütülecek bir terapi süreciyle mücadele gücünü kazanarak bağımlılıkların her türünden tamamen kurtulmak mümkündür. Yeter ki insan gerçekten kurtulmayı istesin. Tedavi olunmadığı takdirde insanların hayatı bağımlılıkların esiri olarak, onlarla boğuşarak geçer. Büyük acılar çekerek kendilerini bir bağımlılıktan kurtarsalar bile, kısır döngüleri devam eder, bir başka kişiye veya nesneye tekrar bağımlı olurlar. Daha da kötüsü çocuklar anne babalarının huylarından etkilenerek kendi huylarını inşaa ettikleri için, aynı özellikler büyük oranda çocuklarına da geçer. Muhtemelen çocukları da çok benzer bağımlılıklarla boğuşup annenin kaderini tekrar ederler.

Tekrar görüşmek üzere. Hoşça kalın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.