Hava Durumu

"Tevhid Mesajı" Okuyorum (16) Kur'an miras konusunda kadına (Haşa!..) haksızlık mı ediyor?!.

Yazının Giriş Tarihi: 01.03.2019 07:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.03.2019 07:01

Bugün, Türkiye Müslümanları olarak şu ya da bu kültürlerin etkisinde yoğrularak geldiğimiz noktada, bir başka deyişle modernitenin formatladığı kafa yapısında, hulus-i kalple kabullenmekte veya yorumlamakta güçlük çektiğimizin dini konuların başında, kanımca, geçen haftalarda işlediğimiz "çok eşlilik" meselesiyle birlikte "kadınla erkeğin mirastan alacakları hisse oranları" gelmektedir.

"Tevhid Mesajı" okumada sırası gelmişken, "zor konu" diye atlamak olmazdı elbette. İlgili Kur'an hükümlerinden anladığımı, şu andaki toplumun anlayışına, uygulamalara ve mer'i hukuka fazla takılmadan aktarmaya çalışacağım.

Ben burada, tümüyle miras hukukunun değil (O, fıkıhçıların işidir!) sadece, mirasta kadınla erkeğin, günümüz Türkiye Müslümanları olarak bize eşit-adil gibi görünmeyen hisseleri (Pay) üzerinde duracağım. 

Konu ile  ilgili ayetlerin nüzûl sırasına bakıldığında açıkça görülmektedir ki Kur'an konuya merhale merhale yaklaşmıştır; hazırlık ve zemin teşkil etme sayılabilecek ayetlerin bulunduğu Bakara Suresi'nin sırası 94, asıl hükümlerin verildiği Nisa Suresi'ninki ise 106'dır.

Doğrudan ilgili ve (Bazı) dolaylı ayetlerin mealleri (Özlü manaları) şöyledir:

Kur'an;

  1. Öncelikle,

Mirasta vasiyet etmenin Müslümanlara bir vazife-yükümlülük olduğuna işaret etmekte ve vasiyetin (Sahibi öldükten sonra) değiştirilip değiştirilemeyeceği hususundaki hükmünü vermektedir. Bu bağlamda;

        Bakara 180 vasiyetin vacip olan bir vazife olduğunu anlatır,

        Bakara 181 vasiyetin sonradan, başkaları tarafından (Şu ya da bu mirasçının lehinde ya da aleyhinde) değiştirilmesinin vebal olduğunu ihtar eder,

        Bakara 182 ise vasiyet edenin de vasiyetinde varisler arasında ayırımcılık yapamayacağını, eğer vasiyette böyle bir hata varsa bunun düzeltilmesinin (Düzelten için) vebal olmayacağını hüküm altına alır.

    2. Ardından,

Genel bir kural koyar:

        Nisa 7: "Ana baba ve yakın akrabanın bıraktığı mirastan erkeklere de kadınlara da hisse vardır. Miras az da olsa çok da olsa, bu hisseler farz kılınmıştır."  

Bu ayeti "Mirasta az ya da çok kadınların da bir payı olmalıdır." şeklinde tefsir ederek Nisa 11'de verilen ölçünün (Erkeğe iki, kadına bir hisse) mutlak olmadığına delil gösterenler de vardır.

    3. Sonra,

Mirası dağıtırken adaletli davranmamızı, çok hassas bir örnekle tembihler:

       Nisa 9:  "(Siz öldüğünüzde) Arkanızda aciz ve küçük çocuk bıraktığınızda nasıl ki (Onlar için) endişe ederseniz, himayeniz altındaki yetimlere de aynı hassasiyeti gösterin ve adil olun..."

    4. Sonunda da,

Mirastaki hisse oranlarına dair hükmünü sayısal olarak verir:

        Nisa 11: "Ey İman edenler; (Cahiliye döneminden kalma alışkanlıklara uyarak kız çocuklarını mirastan mahrum bırakmayınız. Bu hususta) Allah'ın emri şöyledir: Erkek çocuğunuzun payı kız çocuğunuzun payının iki katıdır. Ölen kişinin erkek çocuğu bulunmaz da sadece bir kız çocuğu varsa mirasın yarısını, iki veya daha fazla kız çocuğu varsa mirasın üçte ikisini alırlar.  Eğer ölen kişinin çocuğu yok da varisleri sadece annesi ve babası ise annenin payı üçte bir babanın payı üçte ikidir... Bu hisseler Allah tarafından konulmuş farzlardır (Paylar). Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Bunların dışında Kur'an'da yazılı olmayan bazı durumlar için Hz. Peygamber tarafından belirlenen bazı çözümler de mevcuttur.

Haftaya Ümmü Seleme'nin Hz. Peygamber'e sorduğu "madem ki erkeklerin de kadınların da Rabbi birdir. o halde niye erkeklere iki de kadınlara bir hisse?!"nin cevabını vermeye çalışacağım.

Eksiklerimden ve hatalarımdan Allah'a sığınırım.

Şüphesiz doğrusunu ve tamamını ancak O bilir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.